23 Ekim 2012 Salı

Meğer Demirtaş doğru, hükümet yalan söylemiş / Ünal Tanık

BDP Eşbakanı Selahattin Demirtaş, Eylül ayı başında bir çıkış yaptı. PKK’nın Şemdinli-Hakkari hattında alan hakimiyeti kurduğunu söylemişti. Hepimiz çok kızdık. Siyasilerimiz kükredi. Başbakan Erdoğan, o günlerde Kanal 7’de katıldığı programda PKK’nın böyle bir gayretinin var olduğunu ama boşa çıkarıldığını söyledi.

 
 
 
 
 
 

Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Hava Yolları arasında bir anlaşma imzalandı. Anlaşmayı önemli kılan, imza atılan rakamın büyüklüğü değildi elbette. Milli Savunma Bakanlığı, THY’ye 11 milyon dolar ödeyecek, THY ise askerleri ücretsiz taşıyacak.
 
Pek çok yayın organı, Rotahaber dahil bu anlaşmayı alkışlayarak verdi. Anlaşmanın alkışlanacak tarafı mutlaka vardı. 
 
Çünkü anlaşmanın devreye girmesinden itibaren askerlerin karadan sevkiyatı sona erecek. İzin, terhis, hava değişimi için giden/gelen askerlerin taşıma işlemini Türk Hava Yolları yapacak. 
 
Böylece son dönemde sevkiyat sırasında askerlerin PKK terörüne muhatap kalması sonucu yaşanan can kayıplarının önüne geçilmiş olacak. 
 
Dediğim gibi bunlar daha az şehit verilmesi yolunda atılmış adımlar. Bir yönü ile yapanlara teşekkür etmek gerekiyor.
 
Fakaaaaat…
 
Bu yapılan anlaşmanın ortaya koyduğu bir tablo var ki orası yürekler acısı. 
 
BDP Eşbakanı Selahattin Demirtaş, Eylül ayı başında bir çıkış yaptı. PKK’nın Şemdinli-Hakkari hattında alan hakimiyeti kurduğunu söylemişti. 
 
Hepimiz çok kızdık. Siyasilerimiz kükredi. Başbakan Erdoğan, o günlerde Kanal 7’de katıldığı programda PKK’nın böyle bir gayretinin var olduğunu ama boşa çıkarıldığını söyledi.
 
Eylül ayının üzerinden daha 2 ay geçmedi.
 
Şimdi Genelkurmay Başkanlığı, vatan toprakları üzerinde askerlerini rahatça dolaştıramadığını ortaya koyan bir anlaşmaya imza atıyor. 
 
Vatan toprakları üzerinde askerimizin nerelerde rahat dolaşamadığını görmek ve bilmek istiyorsanız bu anlaşmanın kapsamına giren illere dikkatli bakın.
 
1980’li yıllarda bölgede başlayan “Olağanüstü hal” uygulaması vardı. Bir de bu şehirlere komşu olan yerlere de “mücavir il” kapsamına alınmıştı. 
 
Burada görev yapan kamu kuruluşlarında çalışanlara daha yüksek maaşlar, daha cazip imkanlar sunulurdu. 
 
Sonra gün geldi, “mücavir il” uygulamasına son verileceği duyuruldu. Çok iyi hatırlıyorum, bu mücavir illerde birden bire “PKK saldırıları” yaşanmaya başlamış ve dağlarda günler süren çatışmalar yaşanmıştı.
 
Ben aldığı para düşecek olan asker gidip dağa taşa kurşun sıktı demiyorum. Ama bu türden çatışmalar pek çok “mücavir il”de yaşanmıştı. 
 
Şimdi bu uygulama başladıktan sonra THY’nin uçakla asker taşıyacağı illere yakın bölgelerde askerlerimize yönelik PKK saldırılarında artış olabilir mi diye bir endişem var. 
 
Bu paylaştığım mücavir il uygulaması işin ayrı bir tarafı. Ama Milli Savunma Bakanlığı’nın THY ile yaptığı anlaşma, “Ben buralarda PKK’nın alan hakimiyetini kabul ediyorum” anlaşmasından başka bir şey değil.