25 Ocak 2013 Cuma

İşte askeri casusluk çetesinin şeması

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ‘askerî casusluk soruşturması’ kapsamında hazırladığı iddianame gündeme oturdu. İddianamede 55’i muvazzaf asker toplam 357 sanık yer alıyor. Şantaj ve fuhuş gibi yöntemlerle sır niteliğindeki pek çok gizli askerî bilgi ve belgeye ulaşan örgütün liderliğini yapan isimlerin suç dosyası kabarık.
Bilgin Özkaynak: Askerî casusluk soruşturması kapsamında suç örgütü elebaşısı olduğu iddiasıyla cezaevine gönderilen işadamı Bilgin Özkaynak’ın 2001 yılında da İstanbul’da akaryakıt ve silah kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklandığı ortaya çıktı. Bir süre tutuklu kalan ‘Topal Bilgin’ lakaplı Özkaynak, daha sonra serbest bırakıldı. Ardından denizcilik ve yat imalatı işine girdi.

Oğlu Demokan Özkaynak (31), 13 Haziran 2010 tarihinde Muğla’nın Fethiye ilçesi Günlük Koyu’nda vurularak öldürüldü. Olay haberlerde park yeri tartışması olarak yer alırken, cinayet zanlısı otel sahibi B.O. tutuklanarak 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Halikarnas Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Özkaynak, 2008 yılında CHP’den Marmaris belediye başkanlığı için 12 Haziran seçimlerinde de CHP’nin özürlü kontenjanından İstanbul 1. Bölge milletvekili aday adayı oldu. Suç örgütü elebaşısı olduğu iddiasıyla tutuklanan Özkaynak’ın Sapanca’da bir çiftliği bulunuyor.

Albay Coco (Coşkun Başbuğ): Kadınları kullanarak askerî bilgileri ele geçiren suç örgütüyle ilgili İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede iki numaralı sanık durumunda olan ‘Coco’ lakaplı istihbaratçı emekli Albay Coşkun Başbuğ’un geçmişi dikkat çekiyor. Psikolojik harekât eğitimi alan Başbuğ’un özellikle misyonerlik alanında birçok seminer verdiği, en son Diyarbakır’da görev yaptığı ve 2010 yılında Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan emekli olduğu belirtiliyor. Emekliliğinin ardından davanın bir numaralı sanığı olan Özkaynak’ın Marmaris’teki marinasında müdür olarak çalışmaya başlayan Başbuğ’un ismi, Zirve Yayınevi ve Ergenekon iddianamelerinde de geçiyor. Coşkun’un İşçi Partisi’ne gidip geldiği ve Dursun Çiçek ve Hurşit Tolon’la da yakın olduğu belirtiliyor. Casusluk soruşturması iddianamesinde Coşkun Bağbuğ’un bazı üst düzey MİT bürokratlarına ilişkin kişisel verileri kaydettiği öne sürülüyor. İddianamede, “Özellikle MİT’e mensup önemli bir bürokratın Ankara’daki bazı toplantılarda suç örgütünü temsil ettiğine ilişkin tespit, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin karşı karşıya bırakıldığı tehlikeyi gözler önüne sermektedir.” deniliyor.  

Hakan Oğuzhan: Örgüt adına çalışacak kadınları ayarlıyor. Örgüte bilgi ve belge temininde görevli eskort kadınlardan sorumlu ve eskort sitenin yöneticisi. Antalya’nın Kaş ilçesinde ilçe tarım müdürlüğünde memur olarak görev yapıyor. İleri derecede bilgisayar bilgisine sahip.

Narin Korkmaz: Türkiye ve KKTC’de bulunan birçok askerî tesis ve orduevlerine elini kolunu sallayarak girebilen Narin Korkmaz, Pamukkale Üniversitesi Yabancı Diller Fransızca bölümü hazırlık sınıfı öğrencisiyken gözaltına alındı. Annesi vefat eden, babası görme engelli olan Korkmaz’ın, 16 yaşından beri askerî tesislere girip çıktığı da iddianamede yer aldı. 2007 yılında İzmir’de havacı bir teğmenle nişanlanıp ayrıldığı öğrenilen Korkmaz’ın, casusluk şebekesinin fuhuş kanadını organize ettiği iddia ediliyor.

Safiye Köten: Ege Üniversitesi öğrencisi olan Safiye Köten de Narin Korkmaz gibi askerlerle birlikte olarak bilgi ve belge temin ediyor. Örgütün fuhuş ayağını yönetiyor. Babasının kaymakam olduğu belirtiliyor.

Mehmet Aksu: Örgüt lideri Bilgin Özkaynak’ın uzun süre müdürlüğünü yaptı. Örgüt adına faaliyet gösteren koordinatörler arasında ismi bulunan Mehmet Aksu, örgütün mali işlerini idare ediyor. Adı, Pandora isimli dosyada yer almayan tek yönetici.

Onur Süer: Marmaris Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda bot komutanı olarak görev yapıyor. Safiye Köten ve yabancı uyruklu bir kadın ile çok yakın ilişkisi var. Daha önce Foça’da çalıştı.

Bülent Acar: Muvazzaf albay olarak Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme biriminde çalışıyor. Ülke genelinde jandarma birliklerinin denetlemelerinde görev alıyor. Hakkında Pandora’da, bazı yabancı uyruklu kadınlarla da irtibatının bulunduğu, birçok eskort ve travesti şahısla ilişkisinin bulunduğu bilgisi yer alıyor.

Bülent Çırakoğlu: Muvazzaf albay olarak Ankara İl Jandarma Komutanlığı Muharebe Elektronik Bilgi Sistemleri biriminde çalışıyor. Pandora’da yer alan bilgilerde, “Jandarma Genel Komutanlığı’nın Ankara bölgesi koordinatörlerindendir. Jandarmanın tüm alımlarına karar veren birimin amiri. Herkesi bağlayabilir, çevresi geniştir ve iş bitirme yeteneği üst seviyededir.” açıklaması yapılıyor.

Engin Karatekin: Muvazzaf yüzbaşı olarak Marmaris Aksaz Deniz Üssü’nde çalışıyor. Pandora’da hakkında yer alan bilgilerde, “Rusçası çok iyi seviyededir. Gelen gizli belgeler kendisinde toplanır. Rusya ile bağlantıyı Maria sayesinde kurar.” deniyor.

Bülent Akbaş: Muvazzaf binbaşı olarak Ankara Elmadağ ilçesi Yeşildere beldesinde bulunan Deniz Kuvvetleri Harp Karargâhı ve Muhabere Elektronik Tesisler Komutanlığı’nda çalışıyor.

İstifa eden komutanın evine gizli kamera yerleştirmişler

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kadınları kullanarak askerî belgeleri ele geçiren suç örgütüne yönelik yürüttüğü soruşturma yeni bir boyut kazandı. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede, çetenin önceki gün istifa ederek emekliye ayrılan Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’in kızının odasına gizli kamera yerleştirdiği ileri sürülüyor. Güner’in evine giren Astsubay Mustafa Koç’un gizli kamerayı koyduğu, bir süre sonra da kaldırdığı belirtiliyor. Zanlılardan ele geçirilen kamera kayıtlarındaki şu ifadeler ise çetenin çirkin yüzünü ortaya koyuyor: “Nusret Paşa’nın kızı konusunda çok hassas olduğunu unutmayın. Kızının çocukla el ele fotoğrafı bile onu delirtir.”

Askeri Casusluk soruşturması kapsamında, sanıklardan ele geçirilen belgelerde istifa eden Donanma Komutanı Nusret Güner’in kızı konusundaki hassasiyetine dikkat çekilerek, “F. hanımın A.’nın durumundan haberi var, ama paşaya söylemiyor. Nusret Paşa’nın kızı konusunda çok hassas olduğunu unutmayın, kızının çocukla el ele fotoğrafı bile onu delirtir.” deniliyor. Fuhuş ve şantaj yoluyla casusluk yapan çetenin tuttuğu notlardan Nusret Güner’i yakından takip ettiği anlaşılıyor. Oramiral Güner’in, dönemin Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile yaptığı görüşme ile Buca’daki askeri birlikte katıldığı konferans ve bazı komutanlarla yaptığı görüşmeler hakkındaki bilgiler de çetenin arşivindeki notlar arasında bulunuyor.

     Askeri casusluk çetesiyle ilgili iddianamede örgüt üyelerinden ele geçirilen belgelerde, Ağustos 2012 tarihinde kendi isteğiyle emekli olan Tuğgeneral Hakan Taşkesen ile ilgili bölüm de yer alıyor. Davanın sanıkları arasında yer alan Hakan Taşkesen’in, örgüte çalışan bir kadınla birlikte olduğu öne sürülüyor. Örgüt üyesi kadının Hakan Taşkesen ile ilgili tuttuğu notlarda, “General oldu. Genelde pehlivanın evini kullanıyoruz. Birlikte olduğumuz bir gün, kendisinin ve eşinin pasaportunu unutmuştu. Fotokopisini çektim.” diyor.

Taşkesen’den, gizli içerikli toplantılarda ne konuşulduğunu rahatça öğrenebildiğini anlatan çete üyesi kadın, “F-16’ların teknik taktik ve prosedürleri adlı gizli bir pdf dosyasını gösterdi. Kimseye söylemememi ve bu çıkarsa Amerika ile aramızda kriz çıkarabilecek bir belge olduğunu söyledi. Sürekli terfisinden bahsediyor. Mason, lions kulübüyle bağlantılı.” şeklinde not düşüyor.

     YAŞ kararlarından bağımsız olarak 2012 yılında TSK’dan istifa eden üç komutandan ikincisi olan ve 15 Ağustos’ta emekliye ayrılan Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Kemalettin Gür’ün ismi de örgüt yöneticilerinden Safiye Köten’den çıkan belgelerde yer alıyor. ‘KOMUTANA TAVSİYELER.doc’ isimli belgede, “Ağustos 2011 Yüksek Askeri Şura Amiral Terfilerine Yönelik Komutana Önerilerim” başlığı altında yer alan 8 isim arasında Tümamiral Kemalettin Gür’ün de olduğu görülüyor. Listede, sanık Veysel Kösele ve Amiral Kemalettin Gür’ün yanı sıra 6 albayın da adı geçiyor.

TÜMGENERAL ŞANLI’NIN ADI DA GEÇİYOR

İddianamede ayrıca çetenin ele geçirip bilgi sızdırmak istediği hedeflerinden olan Astsubay Murat D. ile ilgili bölümde, 2009 yılında kendi isteğiyle TSK’dan ayrılan Hava Pilot Tümgeneral Sinan Şanlı’nın da adı bulunuyor. Astsubay Murat D. ile ilgili bölümde, “Görüntüleri geldi. Hava Harp Okulu, Gaziemir, Çiğli ile ilgili ne varsa teslim edecek. Gizli çekimleri getirecek. Zorluk çıkarırsa klasördeki videolardan kendi çıplak görüntüleri fotoğraf çekilerek mail atılacak. Ziya Güler’in bütün ses kayıtlarını getirecek. Murat D., Ziya Güler Paşa’dan, Sinan Şanlı’nın görüntülerini getirecek.” bilgisi yer alıyor. İstifasıyla ilgili o dönemde açıklama yapan Sinan Şanlı, “Kurumumla ilgili bir durum söz konusu değil. Konuyla ilgili farklı spekülasyonlar yapılması, hem şahsımı hem de kurumumu rahatsız etmektedir. Ayrılma nedenim tamamen şahsi gerekçelerle olup başka bir konuyla ilişkilendirilmesi doğru değildir.” demişti.


Nusret Güner’in, Deniz Kuvvetleri komutanı olması bekleniyordu

Ağustos ayında yapılacak Yüksek Askeri Şûra toplantısında teamüller gereği Deniz Kuvvetleri komutanlığına atanması beklenen Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’in istifa ettiği öğrenildi. Güner’in kasım ayında istifasını Deniz Kuvvetleri Komutanı Emin Murat Bilgel’e sunduğu, fakat kabul görmediği belirtildi. Daha sonra ise istifa dilekçesinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel tarafından işleme konulduğu ifade edildi. Ancak Genelkurmay Başkanlığı’ndan Güner’in istifasıyla ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.
     Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel’in görev süresi 30 Ağustos 2013 tarihinde dolacak. Bilgel’in yerine Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’in getirilmesi bekleniyordu. Henüz yaş haddini doldurmayan Oramiral Bilgel’in görev süresinin 1 yıl uzatılması ihtimaller arasında. Bir diğer seçenek ise, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Bülent Bostanoğlu’nun, oramiral rütbesine terfi ederek doğrudan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na atanması. Öte yandan Ağustos Şura’sına kadar Güner’in boşalttığı koltuğa bir koramiralin vekalet etmesi bekleniyor.