Kozmik Köşe okurları, “Kozmik Oda” gerçeğini
yaklaşık iki yıl önce bu köşeden öğrenmişlerdi. Şifreli de olsa
sizlerle bazı bilgileri paylaşmıştım. O günlerde bazıları, özellikle Hürriyet’teki bir isim yazılanlara burun kıvırmış, soruşturmayla dalga geçmişti.
Ardından 26 Temmuz 2010’da Habertürk gazetesinden Kutlu Esendemir’le röportaj yaptım. Konu Kozmik Oda soruşturmasına gelmiş, krokilerle ilgili devletin bir mutabakat yaptığını söylemiştim: “Bu konuda devlet ve askerî bürokrasi bir anlaşma yaptı. Krokiler eğer sahte olsaydı, TSK şu an yeri göğü inletiyor olurdu. Tam bir sessizlik mutabakatı var. Şunu biliyorum ki, devletin üst düzey üç ismi krokileri biliyor. Krokilerin sonu bir yere gidiyor. Anladığım gittiği yer çok önemli.”
Krokiler diyerek bir değil birkaç kroki olduğunu söyledim. Daha sonra çıktığım bazı televizyon programlarında da “Köşk, Gül” diyerek, satır arasında bazı bilgiler verdim.
Geçen hafta da “Krokide ne gizliydi?” başlığıyla, tekrar “Köşkü” işaret ettim: “Çukurambar’da bulunan kroki çok önemliydi. Muhtemel cinayet ya da operasyon sonrası nasıl kaçılacağının ayrıntıları bile belirlenmişti. Krokiye göre muhtemel yapılacak eylem ya da eylemler belli bir yerde başlıyor, tüm kaçış noktaları ayrıntılı olarak belirleniyor ve devamında son nokta olarak askerî bir birliğe girildiği görünüyordu. Bu kroki Çukurambar tartışmalarının en yoğun olduğu dönemde devletin en üst düzeyine kadar çıktı. Köşk’te yapılan toplantıda krokinin kamuoyuna açıklanmaması kararı alındı. Doğrusu merak ediyorum. Köşkü, devleti bu kadar korkutan neydi de kamuoyundan gerçekler saklandı? Krokiye göre muhtemel eylem ya da eylemler sonrası gidilecek birlik hangisiydi?”
Bu yazımın mürekkebi henüz kurumamıştı ki önceki gün Radikal’den Ömer Şahin önemli bir habere imza attı; “Kozmik Oda soruşturması yoldaydı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konutunun krokisi de aramalarda yakalanmıştı.”
Şahin’in haberi, bu köşenin okurları açısından sürpriz değildi. Yaklaşık iki yıldır, “Köşk, kroki, askerî birlik” diyerek, bir gerçeğe işaret etmeye çalışıyordum. Bugüne kadar bazı detayları sizlerle paylaşamamamın ise bir nedeni vardı.
Ardından 26 Temmuz 2010’da Habertürk gazetesinden Kutlu Esendemir’le röportaj yaptım. Konu Kozmik Oda soruşturmasına gelmiş, krokilerle ilgili devletin bir mutabakat yaptığını söylemiştim: “Bu konuda devlet ve askerî bürokrasi bir anlaşma yaptı. Krokiler eğer sahte olsaydı, TSK şu an yeri göğü inletiyor olurdu. Tam bir sessizlik mutabakatı var. Şunu biliyorum ki, devletin üst düzey üç ismi krokileri biliyor. Krokilerin sonu bir yere gidiyor. Anladığım gittiği yer çok önemli.”
Krokiler diyerek bir değil birkaç kroki olduğunu söyledim. Daha sonra çıktığım bazı televizyon programlarında da “Köşk, Gül” diyerek, satır arasında bazı bilgiler verdim.
Geçen hafta da “Krokide ne gizliydi?” başlığıyla, tekrar “Köşkü” işaret ettim: “Çukurambar’da bulunan kroki çok önemliydi. Muhtemel cinayet ya da operasyon sonrası nasıl kaçılacağının ayrıntıları bile belirlenmişti. Krokiye göre muhtemel yapılacak eylem ya da eylemler belli bir yerde başlıyor, tüm kaçış noktaları ayrıntılı olarak belirleniyor ve devamında son nokta olarak askerî bir birliğe girildiği görünüyordu. Bu kroki Çukurambar tartışmalarının en yoğun olduğu dönemde devletin en üst düzeyine kadar çıktı. Köşk’te yapılan toplantıda krokinin kamuoyuna açıklanmaması kararı alındı. Doğrusu merak ediyorum. Köşkü, devleti bu kadar korkutan neydi de kamuoyundan gerçekler saklandı? Krokiye göre muhtemel eylem ya da eylemler sonrası gidilecek birlik hangisiydi?”
Bu yazımın mürekkebi henüz kurumamıştı ki önceki gün Radikal’den Ömer Şahin önemli bir habere imza attı; “Kozmik Oda soruşturması yoldaydı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konutunun krokisi de aramalarda yakalanmıştı.”
Şahin’in haberi, bu köşenin okurları açısından sürpriz değildi. Yaklaşık iki yıldır, “Köşk, kroki, askerî birlik” diyerek, bir gerçeğe işaret etmeye çalışıyordum. Bugüne kadar bazı detayları sizlerle paylaşamamamın ise bir nedeni vardı.
Köşkte kroki toplantısı yapıldı
Yaklaşık iki yıl önce, Ankara, Çankaya’da bir gece yarısı, devletin en önemli kurumlarından birinde görev yapan haber kaynağımla lüks bir restoranda buluştum. Akşam yemeğinde söz dönüp dolaşıp, o günlerin en sıcak konusu Çukurambar’a ve Bülent Arınç’a yönelik suikast iddiasına geldi. Haber kaynağım, bir değil birkaç kroki olduğunu söyledi. En önemlisi de Köşk ve Abdullah Gül’le ilgili olandı.
Anlattıkları karşısında şaşırmıştım. Yakalanan krokiler sonrası Köşkt’e bir toplantı yapılmış, toplantıya üç isim katılmıştı. Katılımcılardan biri de dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneralİlker Başbuğ’du. Cumhurbaşkanı Gül, Başbuğ’dan konuyla ilgili bilgi istiyordu. Başbuğ, Cumhurbaşkanı’na ne söyledi şimdilik bilmiyoruz. Bilinen toplantı sonucu bu krokinin kamuoyuyla paylaşılmaması kararı alınması. Cumhurbaşkanı’na suikast bilgisi kamuoyundan saklandı. Köşk, Başbakanlık, Genelkurmay yetkililerine “bu konu konuşulmayacak” dendi.
Haber kaynağım bu bilgilerin ardından, gecenin sürprizini yaptı; kamuoyundan saklanan bu krokinin güzergâhını bana gösterecekti.
Heyecanlanmıştım. Bir önce arabaya binmek, kroki güzergâhında yolculuk yapmak istiyordum. Çankaya’dan yola çıktık. Konya yolunu takip etmeye başladık. Bir ara solumu işaret etti; “CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın yürüyüş yaptığı ormanlık alan” dedi. Ardından “Nedenini sorma trafik ışıklara dikkat et” cümlesi ağzından çıktı. Birkaç ışıkta durduk. Bir kavşağa geldiğimizde arabayı tekrar durdurdu. Yeşil ışık yanıyordu ve biz durmuştuk. Meraklı gözlerle kendisine bakınca konuya girdi; “Krokide bu kavşak ve bazı ışıklar özellikle belirtilmiş.”
Askeri birliğin kapısına dikkat!
Tekrar gaza bastı. Ankara’yı çok iyi bilmiyordum ama Çankaya’dan Balgat’a doğru yol aldığımızın farkındaydım. Aradan kısa bir süre geçmişti ki hızını tekrar kesti. Sağıma bakmamı söyledi. Sağda,büyük bir askerî birlik vardı. Depolar, binalar, tel örgüleri... Büyük bir kapıya geldiğimiz de ise durdu; “Krokiye göre suikast sonrası varılacak nokta işte burası” dedi. Bazı bilgileri paylaştı.
Gül’ün konutundan askerî birliğe kadar tüm alanlar krokide belirtilmiş, ayrıntılar not edilmişti. Devletin en üst düzey iki makamı, bunun bir kaçış planı güzergâhı olduğunu biliyordu ve son nokta olarak da bu askerî birliğin giriş kapısı gösterilmişti.
Gecenin sonunda haber kaynağım yemekteki cümlesini tekrarladı. “Yazılmamak kaydıyla bu bilgileri paylaştım. Sadece bilgin olsun istedim. Çukurambar sadece Bülent Arınç değildir.”
Kozmik Oda soruşturmasını ve hazırlanacak iddianameyi dört gözle bekliyorum. Bakalım bana anlattığı diğer bilgiler de iddianamede olacak mı?