Darbe
yapmaktan mahkûm bir isim. 38 yıl cezaevinde hem de ‘yüksek güvenlikli
cezaevinde’ yatıyor. Cezaevinde kalp krizi geçirince hastaneye
kaldırılıyor ve ölüyor.
Tarih
28 Ocak 2013. Yaşı, 94. Adı, Nikolaos Dertilis. 1967 darbesinden ömür
boyu mahkûmiyet almış Yunanlı bir darbeci. 1975’te darbeciler yargılanıp
ömür boyu hapse mahkûm edildiklerinde dönemin ‘Yeni Demokrasi’ lideri
ve başbakanı Konstantin Karamanlis ‘Ömür boyu mahkûmiyet ömür boyu
sürer.’ demişti. Bu Yunanlılar ne kadar da vicdansızmış! Hastanede
Dertilis’in ziyaretine giden olmamış. Ölümünün ardında da İstanbul’u
geri isteyen faşist Altın Şafak Partisi’nden başka adını anana
rastlanmamış. 94 yaşında ölümüne kadar Dertilis’i cezaevinde tutan biraz
da onun inadı. Yaptıklarından pişman olmadığını ve sağlık
kolaylıklarından yararlanmayacağını söyleyip durmuş. Darbecilik böyle
bir şey; doğru yaptıklarına, devleti ve milleti ‘kurtardıklarına’
ilişkin kesin bir inanç... Benzer bir tutum ‘bizimkiler’de de var. 27
Mayıs darbecilerinden bir kısmı hâlâ yaşıyor; sorun onlara, pişmanlar
mı? 12 Eylül darbesinin lideri ‘Bugün olsa yine yaparım.’ demişti. Peki
28 Şubat, 27 Nisan, Balyoz... ‘Yanlıştı, pişmanız’ diyeni duydunuz mu?
Neyse, konu ‘bizimkiler’ değil; şu sıralar her vesileyle tepeden baktığımız Yunanistan’ın darbecileri. Amerika’nın desteğiyle 21 Nisan 1967’de bir grup subay yapar darbeyi. George Papadopoulos, Stylianos Pattakos ve Nikolaos Makarezos liderliğinde ‘Albaylar Cuntası’ olarak bilinen askerî yönetim kurulur. Beklendiği gibi darbe sonrasında sivil ve siyasal haklar dondurulur, parlamento ve siyasî partiler kapatılır, askerî mahkemeler kurulur, muhalifler işkenceden geçirilir ve sürgüne gönderilir. 1973’te ‘albaylar’a karşı bir ‘karşı darbe’ yapar Dimitrios Ioannidis. Yunanistan’la yetinmez, benzer bir rejimi Kıbrıs’ta da kurmak ister ve 15 Temmuz 1974’te EOKA darbesini tezgâhlar. Türkiye’nin Ada’ya çıkmasıyla oluşan baskıya askerî rejim dayanamaz. Demokrasiye geçiş süreci başlar. Karamanlis seçimi kazanır. Darbecilerle anlaşmak yerine demokrasiyi derinleştirmeyi seçer. Bunun için iki önemli adım atar; birincisi AB üyeliğine başvurmaktır, ikincisi darbecileri yargılamak. Ne dersiniz? 50 yıldır AB kapısında bekletiliyoruz diye yakınmaktansa Yunanlılardan alacağımız dersler yok mu sizce?
Neyse, Karamanlis’in seçim zaferinden hemen sonra eski darbeciler tutuklanır ve yargılamalar başlar. Cuntanın zirvedeki dört ismi Papadopoulos, Pattakos, Makarezos ve Ioannides ‘ihanet’ ve ‘isyan’ suçlarından idama mahkûm edilir. Daha sonra hükümet bu cezaları ömür boyu hapse çevirir. Mahkemede Papadopoulos savunma vermez; ‘Ben ancak Yunan halkına ve tarihe hesap veririm.’ der. Hesabı tarihe havale etmek galiba darbecilere en rahat gelen hesap türü! Ama Yunanistan’da darbecilere tarihten önce yargı cezayı keser. Liderlerden başka 13 subay ömür boyu hapse mahkûm edilir. Ayrıca 18 subay ve güvenlik görevlisi daha düşük cezalara çarptırılır. 1990 yılında darbecilere af gündeme gelir. Sağcılar, solcular, her kesim karşı çıkar bu girişime. Darbeciler affedilmezler Yunanistan’da. Albaylar cuntasının lideri Papadopoulos 1999 yılına seksen yaşında öldüğünde cezaevindedir. 1973 darbesinin lideri Ioannides 2010 yılında ölünceye kadar 35 yılını cezaevinde geçirir. Bir başka ‘kudretli albay’ Makarezos’ın cezası 16 yılın ardından sağlık nedeniyle ev hapsine dönüştürülür. Cuntanın liderlerinden Pattakos, 1974’ten 1990 yılına kadar cezaevinde kalır. Sağlık nedeniyle salıverildiğinde seksen yaşındadır.
Yunan darbecilerin bu halini görünce üzülmemek elde değil, yazık! Kaderlerine küssünler işte, yanlış ülkede doğmuşlar, darbeyi yanlış ülkede yapmışlar. Türk olmayı ne kadar isterlerdi bu darbeciler, kim bilir!.
Neyse, konu ‘bizimkiler’ değil; şu sıralar her vesileyle tepeden baktığımız Yunanistan’ın darbecileri. Amerika’nın desteğiyle 21 Nisan 1967’de bir grup subay yapar darbeyi. George Papadopoulos, Stylianos Pattakos ve Nikolaos Makarezos liderliğinde ‘Albaylar Cuntası’ olarak bilinen askerî yönetim kurulur. Beklendiği gibi darbe sonrasında sivil ve siyasal haklar dondurulur, parlamento ve siyasî partiler kapatılır, askerî mahkemeler kurulur, muhalifler işkenceden geçirilir ve sürgüne gönderilir. 1973’te ‘albaylar’a karşı bir ‘karşı darbe’ yapar Dimitrios Ioannidis. Yunanistan’la yetinmez, benzer bir rejimi Kıbrıs’ta da kurmak ister ve 15 Temmuz 1974’te EOKA darbesini tezgâhlar. Türkiye’nin Ada’ya çıkmasıyla oluşan baskıya askerî rejim dayanamaz. Demokrasiye geçiş süreci başlar. Karamanlis seçimi kazanır. Darbecilerle anlaşmak yerine demokrasiyi derinleştirmeyi seçer. Bunun için iki önemli adım atar; birincisi AB üyeliğine başvurmaktır, ikincisi darbecileri yargılamak. Ne dersiniz? 50 yıldır AB kapısında bekletiliyoruz diye yakınmaktansa Yunanlılardan alacağımız dersler yok mu sizce?
Neyse, Karamanlis’in seçim zaferinden hemen sonra eski darbeciler tutuklanır ve yargılamalar başlar. Cuntanın zirvedeki dört ismi Papadopoulos, Pattakos, Makarezos ve Ioannides ‘ihanet’ ve ‘isyan’ suçlarından idama mahkûm edilir. Daha sonra hükümet bu cezaları ömür boyu hapse çevirir. Mahkemede Papadopoulos savunma vermez; ‘Ben ancak Yunan halkına ve tarihe hesap veririm.’ der. Hesabı tarihe havale etmek galiba darbecilere en rahat gelen hesap türü! Ama Yunanistan’da darbecilere tarihten önce yargı cezayı keser. Liderlerden başka 13 subay ömür boyu hapse mahkûm edilir. Ayrıca 18 subay ve güvenlik görevlisi daha düşük cezalara çarptırılır. 1990 yılında darbecilere af gündeme gelir. Sağcılar, solcular, her kesim karşı çıkar bu girişime. Darbeciler affedilmezler Yunanistan’da. Albaylar cuntasının lideri Papadopoulos 1999 yılına seksen yaşında öldüğünde cezaevindedir. 1973 darbesinin lideri Ioannides 2010 yılında ölünceye kadar 35 yılını cezaevinde geçirir. Bir başka ‘kudretli albay’ Makarezos’ın cezası 16 yılın ardından sağlık nedeniyle ev hapsine dönüştürülür. Cuntanın liderlerinden Pattakos, 1974’ten 1990 yılına kadar cezaevinde kalır. Sağlık nedeniyle salıverildiğinde seksen yaşındadır.
Yunan darbecilerin bu halini görünce üzülmemek elde değil, yazık! Kaderlerine küssünler işte, yanlış ülkede doğmuşlar, darbeyi yanlış ülkede yapmışlar. Türk olmayı ne kadar isterlerdi bu darbeciler, kim bilir!.