7 Kasım 2012 Çarşamba

Sayın Bakan raporu açıklamaktan neden korkuyorsun? / Mehmet Baransu

Aziz Yıldırım’ın 1983 yılında sahte belgelerle çürük raporu alarak askerlikten kaçmasının ardından yaklaşık iki aydır konuyla ilgili cevap beklediğim Milli Savunma Bakanlığı dün nihayet bir açıklama yaptı. Yapılana açıklama demek neredeyse imkansız. Bakanlık sahtekarlığı kamuoyunun gözünden nasıl saklarımın bir nevi provasını yapmıştı.

İlk bölümde Yıldırım’ın çürük raporu olmasına rağmen, Mart 2012’de hangi yasaya göre bedelli
askerliğe müracaat ettiği anlatıldı. İkinci bölümde ise çürük raporu konusu teğet olarak geçildi.
Açıklamanın ilgili bölümü şöyleydi;

“Adı geçen şahsın yoklaması esnasında yapılan muayenesi neticesinde, hakkında İzmir asker hastanesi baştabipliğinin 4 Kasım 1983 tarihli raporu ile ‘askerliğe elverişli değildir’ kararı verilmiştir. Anılan şahıs, bedelli askerlik hakkından faydalanmış ve askerlik işlemleri 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun geçici 46. maddesi hükümleri çerçevesinde yürütülmüştür. 'Askerliğe elverişli değildir' kararlı sağlık raporuna ilişkin Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yürütülen soruşturma kapsamında bakanlığımızdan talep edilen mevcut bilgi ve belgeler, ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderilmiştir.”

Bakanlığın adına açıklama dediği o yazı aynen böyle. Şimdi gelelim Sayın Bakan İsmet Yılmaz ve Bakanlık bürokratlarına sorularımıza.

Yıldırım’ın 4 Kasım 1983 tarihinde bir rapor alarak "Askerliğe elverişli değildir" kararı aldığını belgesiyle zaten aylar önce yazdım. Burada üzerinde durulması gereken konu ayağım kısa diyerek sahte belge hazırlayıp, yerine başka birini muayeneye sokması. Bu konuyla ilgili neden bir açıklama yapmadınız? Raporun bir nüshasını niçin kamuoyuyla paylaşmıyorsunuz? Kimden neden korkuyorsunuz? Yayımlayacağınız rapor, benim aylar önce yayımladığım raporla aynı olacağı için bu korku olabilir mi?

Bu olay 1983 yılında cereyan etmesine rağmen, 2006 yılında ilk kez kamuoyunun gündemine gelmiş ve yine soruşturulmamıştı. O gün olayı kapatan ve Aziz Yıldırım’ı askere gitmekten kurtaran kişi eski Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül değil miydi? Bu olayı hükümetin ve savunma bakanlığının örtbas etmesinin bir nedeni de Gönül’ü korumak mı?

Açıklamada dikkatimi çeken bir konu da bakanlığın ilgili belgeyle ilgili yapılan soruşturma kapsamında belgenin ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderildiğini açıklaması. Buradan anladığım Yıldırım’ın çürük raporu konusunda birden fazla hakkında soruşturma olduğunun kelimeler arasına sıkıştırılması.

Konuyla ilgili yazılması ve sorulması gereken aslında onlarca konu var. Bakanlığın yaptığı açıklama bile bakanlık eliyle suçluların nasıl korunup kollandığını bizlere gösteriyor. Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamanın suç olduğunu bile bilemeyecek bir noktada. Suçlarını ikrar ediyorlar ancak bu ülkede henüz bakanları yaptıkları eylemlerden dolayı yargı önüne çıkaracak bir mekanizma yok. Bakanlar da kendilerini güçlü hissettiklerinden böyle suçlarını kabul eden açıklama yapabiliyorlar.

Üzerinde durmamız gereken bir nokta da hükümetin askerlik konusunda sahte belgeler düzenleyip, sahtekarlık yapanları nasıl ve niçin koruduğu sorusu. Mecliste çıkarılan yasada “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce herhangi bir nedenle haklarında verilen askerliğe elverişli olmadıklarına dair kararlardan dolayı askerlik hizmetinden muaf tutulanlardan istekliler, altı ay içinde askerlik şubelerine başvurmaları halinde yaş şartı aranmaksızın birinci fıkra hükümlerinden yararlanırlar” hükmü var. Bunun anlamı da Aziz Yıldırım gibi sahte belgeler düzenleyip, askerlikten kaçanlara bir fırsat daha vermek. Olayı kapatmak.

Savunma Bakanı’na tek bir sorum var. Cevap veremeyeceğini bile bile sormak istiyorum. Bu yasadan Aziz Yıldırım haricinde kimler faydalandı? Faydalananlar arasında partinize üye isimler var mı?