Aziz Yıldırım’ın 1983 yılında sahte
belgelerle çürük raporu alarak askerlikten kaçmasının ardından yaklaşık
iki aydır konuyla ilgili cevap beklediğim Milli Savunma Bakanlığı dün
nihayet bir açıklama yaptı. Yapılana açıklama demek neredeyse imkansız.
Bakanlık sahtekarlığı kamuoyunun gözünden nasıl saklarımın bir nevi
provasını yapmıştı.
İlk bölümde Yıldırım’ın çürük raporu olmasına rağmen, Mart 2012’de hangi yasaya göre bedelli
askerliğe müracaat ettiği anlatıldı. İkinci bölümde ise çürük raporu konusu teğet olarak geçildi.
askerliğe müracaat ettiği anlatıldı. İkinci bölümde ise çürük raporu konusu teğet olarak geçildi.
Açıklamanın ilgili bölümü şöyleydi;
“Adı geçen şahsın yoklaması
esnasında yapılan muayenesi neticesinde, hakkında İzmir asker hastanesi
baştabipliğinin 4 Kasım 1983 tarihli raporu ile ‘askerliğe elverişli
değildir’ kararı verilmiştir. Anılan şahıs, bedelli askerlik hakkından
faydalanmış ve askerlik işlemleri 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun geçici
46. maddesi hükümleri çerçevesinde yürütülmüştür. 'Askerliğe elverişli
değildir' kararlı sağlık raporuna ilişkin Cumhuriyet Başsavcılıklarınca
yürütülen soruşturma kapsamında bakanlığımızdan talep edilen mevcut
bilgi ve belgeler, ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderilmiştir.”
Bakanlığın adına açıklama dediği o yazı
aynen böyle. Şimdi gelelim Sayın Bakan İsmet Yılmaz ve Bakanlık
bürokratlarına sorularımıza.
Yıldırım’ın 4 Kasım 1983 tarihinde bir rapor alarak "Askerliğe elverişli değildir"
kararı aldığını belgesiyle zaten aylar önce yazdım. Burada üzerinde
durulması gereken konu ayağım kısa diyerek sahte belge hazırlayıp,
yerine başka birini muayeneye sokması. Bu konuyla ilgili neden bir
açıklama yapmadınız? Raporun bir nüshasını niçin kamuoyuyla
paylaşmıyorsunuz? Kimden neden korkuyorsunuz? Yayımlayacağınız rapor,
benim aylar önce yayımladığım raporla aynı olacağı için bu korku
olabilir mi?
Bu olay 1983 yılında cereyan etmesine
rağmen, 2006 yılında ilk kez kamuoyunun gündemine gelmiş ve yine
soruşturulmamıştı. O gün olayı kapatan ve Aziz Yıldırım’ı askere
gitmekten kurtaran kişi eski Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül değil
miydi? Bu olayı hükümetin ve savunma bakanlığının örtbas etmesinin bir
nedeni de Gönül’ü korumak mı?
Açıklamada dikkatimi çeken bir konu da
bakanlığın ilgili belgeyle ilgili yapılan soruşturma kapsamında belgenin
ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderildiğini açıklaması.
Buradan anladığım Yıldırım’ın çürük raporu konusunda birden fazla
hakkında soruşturma olduğunun kelimeler arasına sıkıştırılması.
Konuyla ilgili yazılması ve sorulması
gereken aslında onlarca konu var. Bakanlığın yaptığı açıklama bile
bakanlık eliyle suçluların nasıl korunup kollandığını bizlere
gösteriyor. Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamanın suç olduğunu bile
bilemeyecek bir noktada. Suçlarını ikrar ediyorlar ancak bu ülkede henüz
bakanları yaptıkları eylemlerden dolayı yargı önüne çıkaracak bir
mekanizma yok. Bakanlar da kendilerini güçlü hissettiklerinden böyle
suçlarını kabul eden açıklama yapabiliyorlar.
Üzerinde durmamız gereken bir nokta da
hükümetin askerlik konusunda sahte belgeler düzenleyip, sahtekarlık
yapanları nasıl ve niçin koruduğu sorusu. Mecliste çıkarılan yasada “Bu kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce herhangi bir nedenle haklarında verilen
askerliğe elverişli olmadıklarına dair kararlardan dolayı askerlik
hizmetinden muaf tutulanlardan istekliler, altı ay içinde askerlik
şubelerine başvurmaları halinde yaş şartı aranmaksızın birinci fıkra
hükümlerinden yararlanırlar” hükmü var. Bunun anlamı da
Aziz Yıldırım gibi sahte belgeler düzenleyip, askerlikten kaçanlara bir
fırsat daha vermek. Olayı kapatmak.
Savunma Bakanı’na tek bir sorum var. Cevap veremeyeceğini bile bile sormak istiyorum. Bu yasadan Aziz Yıldırım haricinde kimler faydalandı? Faydalananlar arasında partinize üye isimler var mı?