Gizli ordu / Ahmet Altan
Eh, neticede hepimiz ahırda
kaybettiğini sokakta arayan Nasreddin Hoca’nın heybesinden çıktık,
devleti “sahiplendikten” sonra karşısına çıkan dağ gibi sorunların
altında ezilen Başbakan da çareyi Sultan Süleyman’ın atının eğerinde
arıyor.
Bağırıp çağırdıkça da memleketin mizah malzemesine dönüşüyor.
Söylediklerini ciddiye almak gittikçe zorlaşıyor.
Bu hızla gülünçleşmeye devam ederse yakında mitinglerinde bilet keserler, Recep İvedik’le gişe yarışına girişir.
Başbakan’ın gündemi gayrıciddi ama sorunlar ciddi.
Burası
nasıl bir memleketse dönüyoruz dolaşıyoruz elli yıl önceki lafları
yeniden doğrulayan bir pozisyonun içinde buluyoruz kendimizi.
Ben
çocukken çok tekrarlanan bir laf vardı, “Gelişmiş ülkelerde sorunlar
ciddidir ama vahim değildir, Türkiye’de ise sorunlar vahimdir ama ciddi
değildir” derlerdi.
Şimdi de hâlimiz bu.
Başbakan
Genelkurmay Başkanı ile MİT Başkanı’nı kendine bağladıktan sonra onları
küstürmemek için devletin hiç bir sorununa dokunamıyor.
Başbakan mı MİT’le Genelkurmay’ı idare ediyor, MİT’le Genelkurmay mı Başbakan’ı idare ediyor pek anlaşılamıyor.
Muhteşem
Yüzyıl için “savcıları” göreve çağırıyor ama “yargıyı dolandırarak”
mahkemeye verdiği sahte isimlerle bizi dinlemeye alan MİT’i işlediği bu
suçtan dolayı yargılamak isteyen savcıya cevap vermiyor.
Sultan
Süleyman’ın ata kaç yıl bindiğini, devlet istihbaratının sahte
belgelerle yazarları dinlemesinden daha önemli bulan bir başbakanın
yönettiği bir ülkeyiz şimdi.
Durum vahim ama ciddi değil.
MİT
ise Mehmet Altan’ı neden sahte belgelerle dinlediğini “açıklamak” için
mahkemeye gönderdiği savunmada, Başbakan’la mizah yarışmasına
girebilecek yetenekte olduğunu kanıtladı.
“Saygıdeğer akademisyeni” kimlerin aradığını merak etmişler.
Başbakan bu kadar gayrıciddileşince devlet kurumları neden ciddi olsun ki?
Ama memleket Erdoğan’ın komedi dizisine dönse de altta çok ciddi, çok ürkütücü gerçekler yaşanıyor.
Son
on yılda kışlalarda intihar eden asker sayısının, PKK’yla girdiği
çatışmada hayatını kaybeden asker sayısından fazla olduğu açıklandı.
Düşmana ihtiyaç yok.
Askeri kışlada kırıyorlar.
Böyle bir ordu olabilir mi?
Bu ordunun düzeltilmesi gerekmez mi?
Başbakan ağzını açıp bu konuda tek kelime edecek mi, eleştirecek mi, çocukları kışlalarda öldürülen halkına hesap verecek mi?
Hayır.
Çocukların ölümünden ona ne?
“Ecdadını” tanımaktan, dizi seyretmekten ordusunu tanımaya, ordusunu düzeltmeye vakti yok ki garibin.
Sultan Süleyman’ın haremde ne yaptığı, kışlalarda öldürülen çocuklardan daha önemli başbakanımız için.
Süleyman dizide ata binsin de kaç çocuk ölürse ölsün.
Gaddar bir gülünçlük bu.
Dizi
eleştirmeni başbakanımızın gene gündemine almadığı, konuşmadığı, söz
etmediği, etmeyeceği başka korkunç bir gerçek de Meclis Darbe Komisyonu
tarafından açıklandı.
Özel Harp Dairesi’ne bağlı yüz binden fazla silahlı insan saklanıyormuş aramızda.
Bildiğiniz Gladyo.
Ergenekon’un silahlı parçası.
Hükümet ağzını açmadı bu konuda.
Başbakan sustu.
Televizyon dizisi için mitinglerde bağıran adamdan söz ediyoruz, bu “gizli” ve ürkütücü ordu için tek bir kelime etmiyor.
Muhteşem Yüzyıl dizisini, sokaklarda dolaşan binlerce “silahlı kontrgerilla” elemanlarından daha tehlikeli buluyor bu başbakan.
Bu silahlı insanların kimler olduğunu hükümet biliyor mu?
Bu adamların görevi ne?
Bu adamlar kime bağlı?
Bu silahlı adamları canı istediğinde harekete geçirme yetkisi orduda mı?
Yoksa bu silahlıların denetimi Başbakan’a mı geçti?
Gizli ordu kime bağlı?
O gizli orduya emir verenler, onları hangi amaçlarla kullanmayı düşünüyor?
Bir yandan Ergenekon davası devam ediyor ama bir yandan Ergenekon’un asıl silahlı parçası dışarıda dolaşıyor.
Bu adamların neler yapmış oldukları soruşturulmuyor.
Devlet içinde Ergenekon sürüyor mu?
Başbakan, Ergenekon’un devam etmesini mi istiyor?
Bunların cevaplarını biliyor muyuz?
Bilecek miyiz?
Herhalde bilmeyeceğiz.
Eskiden
“askerî vesayeti” geriletmek için hiç olmazsa ordunun içindeki
kanunsuzlukların üstüne gidilirdi, şimdi o da bitti, her türlü
ürkütücü karanlığın önü açıldı devletin içinde.
Başbakan’ın derdi Muhteşem Yüzyıl.
Devleti yönetmeyi beceremeyince dizilerle kavga ediyor.
Süleyman ata binsin, kontrgerilla görevine devam etsin, Recep İvedik bir dahaki seçimlerde aday olsun.