Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Suriye’nin
vurduğu Türk jetiyle ilgili kaza kırım raporu hazırladı. Buna göre,
şehit pilotlar ateşlenen füzeyi son anda gözle görerek fark etti ve sola
doğru kaçmaya çalıştı. Ancak uçağın dışında meydana gelen patlamanın
basınç etkisiyle şoka girerek hâkimiyeti kaybettiler. Uçak 7 bin 400
feet (2 bin 255 metre) yükseklikten saatte 482 kilometre hızla denize
çakıldı.
Suriye’nin 22 Haziran’da füzeyle düşürdüğü Türk RF4-E keşif ve gözetleme uçağıyla ilgili Hava Kuvvetleri Komutanlığı kaza kırım raporu hazırladı. Zaman gazetesinin ulaştığı rapora göre, pilotlar Yüzbaşı Gökhan Ertan ile Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy, ateşlenen füzeyi son anda gözle görerek fark etti ve sola doğru kaçmaya çalıştı. Ancak uçağın dışında meydana gelen patlamanın basınç etkisiyle şoka giren pilotlar hâkimiyeti kaybetti. Uçak 7 bin 400 feet (2 bin 255 metre) yükseklikten saatte 482 km süratle denize çakıldı. Şehit pilotların yaşadıkları, rapora şöyle yansıdı: “Radar sisteminde ikaz alındı. Pilotun sol taraftan gelen füzeyi son anda gözle görüp sola kaçınma manevrası yaptığı, uçağın füzenin tanımlı düzleminden geçmesiyle füze tapasının aktive olduğu, parça tesirine maruz kalmadığı belirlendi. Oluşan basınç şokunun çevresel olması nedeniyle pilotların blastın etkisinde kaldığı, istikrarlı uçuşun bozulduğu, kuyruk ve sol tarafta patlayıcı kimyasal madde artığı tespit edildiği anlaşılmıştır.” F-4 savaş uçaklarındaki radar ikaz sistemi (RVR), düşmanın radar güdümlü füzeleri uçağa kilitlemesi durumunda pilotu ikaz ediyor. Ancak Türk uçaklarında güdümsüz füzeler ile ısı veya optik güdümlü füzeleri algılayabilen füze ikaz sistemi (MWS) yok. Suriye’nin, füzeyi optik sistemle ateşlediği değerlendiriliyor. RVR sistemi füze bataryasını algılıyor ancak ateşlenmesini tespit edemiyor.
Bu yüzden de şehit pilotların, füzeyi son anda görerek fark edebildiği kaydediliyor. Pilotlar füzeyi görünce sola doğru kaçma manevrasına girişti, ancak o sırada füze uçağın arka tarafında patladı. Pilotlar kontrolü kaybetti. Uçak 7 bin 400 feet (2 bin 255 metre) yükseklikten 200 knot üzerinde (482 kilometre/saat) süratle denize çakılarak parçalandı.
Uçak, radarın izinde saat 11.57’de kayboldu. Arama-kurtarma birlikleri, bölgeye gittiğinde saat 13.10’du. Yani 1 saat içinde, Türk pilotların Suriyeli askerler tarafından alınarak sorgulanması ve cesetlerinin 1300 metre derinliğe bırakılması gerekiyor. Bunun teknik ve teknolojik olarak mümkün olmadığı dile getiriliyor. Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait RF-4E keşif ve gözetleme uçağının 22 Haziran’da Doğu Akdeniz’de düşürülmesinin ardından birçok açıklama yapıldı. Olay sıcaklığını korurken, Türk jetinin Suriye tarafından düşürüldüğü vurgulandı. Fakat daha sonra Genelkurmay’dan yapılan bir bilgilendirmede Türk jeti için ‘Suriye makamlarınca düşürüldüğü iddia edilen’ ifadelerinin kullanılması kafaları karıştırdı. En net açıklama ise 19 Eylül’de Genelkurmay Askerî Savcılığı’ndan geldi. Açıklamada, “Kaza kırım inceleme raporunda sonuç olarak; uçağımızın Doğu Akdeniz’de uluslararası hava sahasında uçarken, Suriye hava savunma unsurları tarafından atılan füzenin, uçağın sol arka tarafında patlayarak blast etkisi yaratması sonucunda, uçağın ve pilotların uçuş şartlarını sağlayamayacak şekilde etkilenmesi nedeniyle uçağın sola dönüşle irtifa kaybedip, sola hafif yatışlı ve burun yukarı pozisyonda suya çarptığı kanaati belirtilmiştir.” denildi. Söz konusu rapora göre uçak üzerindeki radar ikaz alıcısı kayıtlarında yapılan incelemede füze yayınlarından sinyal alındığı belirlendi. Uçakta teknik bir arıza bulunduğuna ve bu nedenle düştüğüne yönelik herhangi bir bulgu tespit edilmediği kaydedildi.
Suriye’nin 22 Haziran’da füzeyle düşürdüğü Türk RF4-E keşif ve gözetleme uçağıyla ilgili Hava Kuvvetleri Komutanlığı kaza kırım raporu hazırladı. Zaman gazetesinin ulaştığı rapora göre, pilotlar Yüzbaşı Gökhan Ertan ile Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy, ateşlenen füzeyi son anda gözle görerek fark etti ve sola doğru kaçmaya çalıştı. Ancak uçağın dışında meydana gelen patlamanın basınç etkisiyle şoka giren pilotlar hâkimiyeti kaybetti. Uçak 7 bin 400 feet (2 bin 255 metre) yükseklikten saatte 482 km süratle denize çakıldı. Şehit pilotların yaşadıkları, rapora şöyle yansıdı: “Radar sisteminde ikaz alındı. Pilotun sol taraftan gelen füzeyi son anda gözle görüp sola kaçınma manevrası yaptığı, uçağın füzenin tanımlı düzleminden geçmesiyle füze tapasının aktive olduğu, parça tesirine maruz kalmadığı belirlendi. Oluşan basınç şokunun çevresel olması nedeniyle pilotların blastın etkisinde kaldığı, istikrarlı uçuşun bozulduğu, kuyruk ve sol tarafta patlayıcı kimyasal madde artığı tespit edildiği anlaşılmıştır.” F-4 savaş uçaklarındaki radar ikaz sistemi (RVR), düşmanın radar güdümlü füzeleri uçağa kilitlemesi durumunda pilotu ikaz ediyor. Ancak Türk uçaklarında güdümsüz füzeler ile ısı veya optik güdümlü füzeleri algılayabilen füze ikaz sistemi (MWS) yok. Suriye’nin, füzeyi optik sistemle ateşlediği değerlendiriliyor. RVR sistemi füze bataryasını algılıyor ancak ateşlenmesini tespit edemiyor.
Bu yüzden de şehit pilotların, füzeyi son anda görerek fark edebildiği kaydediliyor. Pilotlar füzeyi görünce sola doğru kaçma manevrasına girişti, ancak o sırada füze uçağın arka tarafında patladı. Pilotlar kontrolü kaybetti. Uçak 7 bin 400 feet (2 bin 255 metre) yükseklikten 200 knot üzerinde (482 kilometre/saat) süratle denize çakılarak parçalandı.
Uçak, radarın izinde saat 11.57’de kayboldu. Arama-kurtarma birlikleri, bölgeye gittiğinde saat 13.10’du. Yani 1 saat içinde, Türk pilotların Suriyeli askerler tarafından alınarak sorgulanması ve cesetlerinin 1300 metre derinliğe bırakılması gerekiyor. Bunun teknik ve teknolojik olarak mümkün olmadığı dile getiriliyor. Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait RF-4E keşif ve gözetleme uçağının 22 Haziran’da Doğu Akdeniz’de düşürülmesinin ardından birçok açıklama yapıldı. Olay sıcaklığını korurken, Türk jetinin Suriye tarafından düşürüldüğü vurgulandı. Fakat daha sonra Genelkurmay’dan yapılan bir bilgilendirmede Türk jeti için ‘Suriye makamlarınca düşürüldüğü iddia edilen’ ifadelerinin kullanılması kafaları karıştırdı. En net açıklama ise 19 Eylül’de Genelkurmay Askerî Savcılığı’ndan geldi. Açıklamada, “Kaza kırım inceleme raporunda sonuç olarak; uçağımızın Doğu Akdeniz’de uluslararası hava sahasında uçarken, Suriye hava savunma unsurları tarafından atılan füzenin, uçağın sol arka tarafında patlayarak blast etkisi yaratması sonucunda, uçağın ve pilotların uçuş şartlarını sağlayamayacak şekilde etkilenmesi nedeniyle uçağın sola dönüşle irtifa kaybedip, sola hafif yatışlı ve burun yukarı pozisyonda suya çarptığı kanaati belirtilmiştir.” denildi. Söz konusu rapora göre uçak üzerindeki radar ikaz alıcısı kayıtlarında yapılan incelemede füze yayınlarından sinyal alındığı belirlendi. Uçakta teknik bir arıza bulunduğuna ve bu nedenle düştüğüne yönelik herhangi bir bulgu tespit edilmediği kaydedildi.