19 Kasım 2012 / ERKAN ACAR
Muvazzaf Uzman
Jandarma Çavuş Aykut Öztürk, Türkiye’de darbe ortamı hazırlamak için
Ergenekon ve Balyoz davası sanıklarının nasıl birlikte hareket ettiğine
dair savcılığa önemli deliller sundu.
AK
Parti iktidarını darbe ile yıkmayı amaçlayan askerlerin yargılandığı
Balyoz darbe planı davası Eylül ayında sonuçlandı. Mahkeme, 1. Ordu
Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 323
sanığa ceza kesti. Ceza alan bazı sanıklar aynı zamanda Ergenekon
davasında da sanık idi. Ancak Balyoz ve Ergenekon arasındaki bağ sadece
bu birkaç sanıkla mı sınırlıydı?
Ergenekon ve Balyoz davaları ek klasörlerinde yer alan belge ve dokümanlar, iki dosya arasında bağ bulunduğuna dair önemli deliller içeriyor. Ancak bugüne kadar Balyoz darbe planı ile Ergenekon terör örgütü davaları arasında net bir bağlantı kurulamamıştı. Sanık ve eylemlerin benzerliğine kimse dikkat çekmemişti.
Ümraniye Cezaevi’nde görevli muvazzaf Uzman Jandarma Çavuş Aykut Öztürk, 9 Ekim 2012 tarihinde Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. Maddesi ile görevli İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş’a giderek Balyoz darbe davası ile Ergenekon davası arasındaki bağlantıları tek tek delilleri ile anlattı.
Uzman Jandarma Çavuş Öztürk aslında cumhuriyet savcısına 16 Ağustos 2012 tarihinde de ifade vermişti. Öztürk ifadesinde Ergenekon davası ek klasörlerinde yer alan Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun toplumda irtica paranoyası oluşturarak darbeye zemin hazırlamak amacıyla hazırladığı bir afişi 2003 yılında görev yaptığı yerlerde nasıl astıklarını tek tek anlattı. Bununla da kalmayan Öztürk, söz konusu yasa dışı afişin bir örneğini de getirerek savcılık makamına teslim etti.
Muvazzaf Uzman Jandarma Çavuş Öztürk, savcılığa teslim ettiği Ergenekon davasına da delil olan yasa dışı afişlerin daha sonra Balyoz davasında da geçtiğini görmüş olmalı ki ikinci bir defa ifade verme gereği duydu. Öztürk bu sebeple geçen ay İstanbul Cumhuriyet Savcısı Akkaş’a yeniden ifade verdi. İfadesinde savcılık makamına daha önceden sunduğu Ergenekon örgütüne ait afişlerin, Balyoz darbe planı davası sanıklarınca da bilinip kullanıldığını belirten Uzman Jandarma, buna örnek olarak da Balyoz davasının 1 numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın konuşmasını gösterdi. Söz edilen Balyoz darbe planı davası ek klasörleri içinde yer alan 9. kasetin B yüzünde emekli Orgeneral Doğan, aynen şunları söylüyordu:
“…Sizlere yakın zamanda çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin kazanımlarını mukayeseli olarak erlere öğretmeniz için bir afiş gönderdim. Sanıyorum ki bütün birlikler almıştır. Bu afişte bir tarafta laik demokratik düzen, çağdaş Türkiye, Atatürk’ün bize öngördüğü çağdaşlaşma projesinde nasıl yaşam tarzını özlüyoruz. Giyimde, kuşamda, adalette, günlük yaşamda diğer taraftan da bugün laik demokratik cumhuriyet, laik demokratik bir yapıya sahip olmayan ülkelerin içinde bulundukları yaşam görüntülerini adaletini, kıyafetini her şeyini göz önüne serici bir afiş gönderdik. Bununla amacımız genç insanların tehlikeyi kendi yaşamlarıyla doğrudan bir bağlantı kurarak doğru algılamalarını sağlamak içindir.”
Çetin Doğan’ın anlattığı afişle Uzman Jandarma Çavuş Öztürk’ün savcılığa teslim ettiği afişler aynı idi. Yani, afişlerin varlığından bahsedildiği Balyoz darbe planının uygulamaya geçtiği tarihte Jandarma Genel Komutanı bugün Ergenekon davasından tutuksuz yargılanan emekli Orgeneral Şener Eruygur idi. Çetin Doğan, konuşmasında dikkat edilirse “Birliklere afiş gönderdim.” diyordu. Ve söz konusu illegal afişler jandarma personeli tarafından kahvelere, okullara, valilik binalarına, elektrik direklerine, akla gelebilecek her yere asılıyor. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un bundan habersiz olması imkânsız görünüyor. Bu da Eruygur ve Doğan’ın birlikte hareket ettiğinin önemli bir delili. Kara Kuvvetleri birliklerinde Çetin Doğan, Jandarma bölgesinde ise Eruygur afişleme çalışması yürütüyordu. Muvazzaf Uzman Jandarma Çavuş Öztürk ifadesinde buna dikkat çekti. Astıkları afişlerden sadece Ergenekon sanıkları değil Balyoz darbe planında yargılanan sanıklar da sorumlu.
Ergenekon örgütü ile Balyoz darbe planı davası sanıkları arasındaki bağın bununla sınırlı olmadığını da anlatan Uzman Jandarma Çavuş Öztürk bu sefer savcıya, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’e ait günlüklerde yer alan başka bir bölümü de delil olarak gösterdi.
Özden Örnek, günlüklerinin 6 Aralık 2003 tarihli bölümünde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur’un talebi üzerine Jandarma sosyal tesislerine gittiklerini anlatıyor. Söz konusu toplantıda Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman istifa edeceği sinyalini veriyor. Özden Örnek, Şener Eruygur ve İbrahim Fırtına, Aytaç Yalman’ın istifa etme düşüncesine sıcak bakmıyorlar. İrtica ve AK Parti’ye yönelik yapabilecekleri çok şeyin olduğunu dile getiriyorlar ve bir eylem planı yapma kararı alıyorlar. Planın ne olduğunu Özden Örnek’in kaleminden okuyalım:
“Önce basını ele geçirmeye çalışacaktık. Bu nedenle ben MÖ’ı davet edecektim. Sonra rektörler ile temas edip öğrencileri sokağa dökecektik. Sendikalar ile aynı şekilde hareket edecektik. Sokaklara afiş astıracaktık. Dernekler ile temas edip onları da hükümet aleyhine teşvik edecektik. Bütün bu olayları yurt çapında yapacaktık. Yukarıdakiler Sarıkız olarak anılacaktı. Ayrıca bana Alabanda isimli bir proje verdiler. Ben de onun hazırlığını yapacaktım.”
Özden Örnek’in günlüklerinde Erge-nekon’un kurduğu illegal Cumhuriyet Çalışma Grubu afişlerinden bahsedildiği başka bir bölüm daha var. Günlüğün 19 Aralık 2003 tarihli bölümünde Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun bu afiş faaliyeti net bir şekilde anlatılıyordu:
“Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanı general yaptıkları faaliyetler ile ilgili olarak sadece bana özel bir brifing verdiler. AKP hükümetine karşı, bu hükümeti demokratik kurallar içerisinde zayıflatmak için neler yapılması gerekiyorsa hepsi düşünülmüş ve uygulamaya geçmişler. Hayranlıkla dinledim. Kendilerine birkaç konuda görüşlerimi söyledim. Alınacak tedbirler içerisinde afiş asmaktan gazetelerde ilanlar vermeye kadar değişen birçok hal tarzları vardı. Bu çalışmaya ‘Cumhuriyet Platformu’ ismini vermişler.”
Uzman Jandarma Çavuş Öztürk’ün Ergenekon ve Balyoz arasındaki bağı anlattığı ifadesinin en dikkat çekici kısmı ise; Cumhuriyet Çalışma Grubu tarafından hazırlanan yasa dışı afişlerin hâlâ jandarma karakollarında asılı olduğunu anlattığı bölüm. Öztürk’ün anlattıkları, Cumhuriyet Çalışma Grubu ruhunun “2012 Türkiye’si” üzerinde kara bir bulut gibi gezinmeye devam ettiğinin açık bir göstergesi adeta:
“Önceki ifademde belirttiğim gibi 2003-2004’lü yıllarda Jandarma Genel Komutanlığı tarafından gönderilen afişler, vatandaşın görebileceği yerlere asılmıştı. Bana gönderilen ve şu anda ekte sunmuş olduğum örneklerden de anlaşılacağı üzere, Pendik Kurtköy Jandarma Karakolu’nda, emanete almış olduğunuz afişin aynısı halen asılıdır. Afişin çerçeveli bir şekilde 28 Eylül 2012 tarihi itibariyle asılı olduğunu, tarafıma gönderilen örnekten anladım, bunları size ibraz etmek istiyorum.”
Ergenekon ve Balyoz davaları ek klasörlerinde yer alan belge ve dokümanlar, iki dosya arasında bağ bulunduğuna dair önemli deliller içeriyor. Ancak bugüne kadar Balyoz darbe planı ile Ergenekon terör örgütü davaları arasında net bir bağlantı kurulamamıştı. Sanık ve eylemlerin benzerliğine kimse dikkat çekmemişti.
Ümraniye Cezaevi’nde görevli muvazzaf Uzman Jandarma Çavuş Aykut Öztürk, 9 Ekim 2012 tarihinde Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. Maddesi ile görevli İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş’a giderek Balyoz darbe davası ile Ergenekon davası arasındaki bağlantıları tek tek delilleri ile anlattı.
Uzman Jandarma Çavuş Öztürk aslında cumhuriyet savcısına 16 Ağustos 2012 tarihinde de ifade vermişti. Öztürk ifadesinde Ergenekon davası ek klasörlerinde yer alan Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun toplumda irtica paranoyası oluşturarak darbeye zemin hazırlamak amacıyla hazırladığı bir afişi 2003 yılında görev yaptığı yerlerde nasıl astıklarını tek tek anlattı. Bununla da kalmayan Öztürk, söz konusu yasa dışı afişin bir örneğini de getirerek savcılık makamına teslim etti.
Muvazzaf Uzman Jandarma Çavuş Öztürk, savcılığa teslim ettiği Ergenekon davasına da delil olan yasa dışı afişlerin daha sonra Balyoz davasında da geçtiğini görmüş olmalı ki ikinci bir defa ifade verme gereği duydu. Öztürk bu sebeple geçen ay İstanbul Cumhuriyet Savcısı Akkaş’a yeniden ifade verdi. İfadesinde savcılık makamına daha önceden sunduğu Ergenekon örgütüne ait afişlerin, Balyoz darbe planı davası sanıklarınca da bilinip kullanıldığını belirten Uzman Jandarma, buna örnek olarak da Balyoz davasının 1 numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın konuşmasını gösterdi. Söz edilen Balyoz darbe planı davası ek klasörleri içinde yer alan 9. kasetin B yüzünde emekli Orgeneral Doğan, aynen şunları söylüyordu:
“…Sizlere yakın zamanda çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin kazanımlarını mukayeseli olarak erlere öğretmeniz için bir afiş gönderdim. Sanıyorum ki bütün birlikler almıştır. Bu afişte bir tarafta laik demokratik düzen, çağdaş Türkiye, Atatürk’ün bize öngördüğü çağdaşlaşma projesinde nasıl yaşam tarzını özlüyoruz. Giyimde, kuşamda, adalette, günlük yaşamda diğer taraftan da bugün laik demokratik cumhuriyet, laik demokratik bir yapıya sahip olmayan ülkelerin içinde bulundukları yaşam görüntülerini adaletini, kıyafetini her şeyini göz önüne serici bir afiş gönderdik. Bununla amacımız genç insanların tehlikeyi kendi yaşamlarıyla doğrudan bir bağlantı kurarak doğru algılamalarını sağlamak içindir.”
Çetin Doğan’ın anlattığı afişle Uzman Jandarma Çavuş Öztürk’ün savcılığa teslim ettiği afişler aynı idi. Yani, afişlerin varlığından bahsedildiği Balyoz darbe planının uygulamaya geçtiği tarihte Jandarma Genel Komutanı bugün Ergenekon davasından tutuksuz yargılanan emekli Orgeneral Şener Eruygur idi. Çetin Doğan, konuşmasında dikkat edilirse “Birliklere afiş gönderdim.” diyordu. Ve söz konusu illegal afişler jandarma personeli tarafından kahvelere, okullara, valilik binalarına, elektrik direklerine, akla gelebilecek her yere asılıyor. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un bundan habersiz olması imkânsız görünüyor. Bu da Eruygur ve Doğan’ın birlikte hareket ettiğinin önemli bir delili. Kara Kuvvetleri birliklerinde Çetin Doğan, Jandarma bölgesinde ise Eruygur afişleme çalışması yürütüyordu. Muvazzaf Uzman Jandarma Çavuş Öztürk ifadesinde buna dikkat çekti. Astıkları afişlerden sadece Ergenekon sanıkları değil Balyoz darbe planında yargılanan sanıklar da sorumlu.
Ergenekon örgütü ile Balyoz darbe planı davası sanıkları arasındaki bağın bununla sınırlı olmadığını da anlatan Uzman Jandarma Çavuş Öztürk bu sefer savcıya, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’e ait günlüklerde yer alan başka bir bölümü de delil olarak gösterdi.
Özden Örnek, günlüklerinin 6 Aralık 2003 tarihli bölümünde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur’un talebi üzerine Jandarma sosyal tesislerine gittiklerini anlatıyor. Söz konusu toplantıda Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman istifa edeceği sinyalini veriyor. Özden Örnek, Şener Eruygur ve İbrahim Fırtına, Aytaç Yalman’ın istifa etme düşüncesine sıcak bakmıyorlar. İrtica ve AK Parti’ye yönelik yapabilecekleri çok şeyin olduğunu dile getiriyorlar ve bir eylem planı yapma kararı alıyorlar. Planın ne olduğunu Özden Örnek’in kaleminden okuyalım:
“Önce basını ele geçirmeye çalışacaktık. Bu nedenle ben MÖ’ı davet edecektim. Sonra rektörler ile temas edip öğrencileri sokağa dökecektik. Sendikalar ile aynı şekilde hareket edecektik. Sokaklara afiş astıracaktık. Dernekler ile temas edip onları da hükümet aleyhine teşvik edecektik. Bütün bu olayları yurt çapında yapacaktık. Yukarıdakiler Sarıkız olarak anılacaktı. Ayrıca bana Alabanda isimli bir proje verdiler. Ben de onun hazırlığını yapacaktım.”
Özden Örnek’in günlüklerinde Erge-nekon’un kurduğu illegal Cumhuriyet Çalışma Grubu afişlerinden bahsedildiği başka bir bölüm daha var. Günlüğün 19 Aralık 2003 tarihli bölümünde Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun bu afiş faaliyeti net bir şekilde anlatılıyordu:
“Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanı general yaptıkları faaliyetler ile ilgili olarak sadece bana özel bir brifing verdiler. AKP hükümetine karşı, bu hükümeti demokratik kurallar içerisinde zayıflatmak için neler yapılması gerekiyorsa hepsi düşünülmüş ve uygulamaya geçmişler. Hayranlıkla dinledim. Kendilerine birkaç konuda görüşlerimi söyledim. Alınacak tedbirler içerisinde afiş asmaktan gazetelerde ilanlar vermeye kadar değişen birçok hal tarzları vardı. Bu çalışmaya ‘Cumhuriyet Platformu’ ismini vermişler.”
Uzman Jandarma Çavuş Öztürk’ün Ergenekon ve Balyoz arasındaki bağı anlattığı ifadesinin en dikkat çekici kısmı ise; Cumhuriyet Çalışma Grubu tarafından hazırlanan yasa dışı afişlerin hâlâ jandarma karakollarında asılı olduğunu anlattığı bölüm. Öztürk’ün anlattıkları, Cumhuriyet Çalışma Grubu ruhunun “2012 Türkiye’si” üzerinde kara bir bulut gibi gezinmeye devam ettiğinin açık bir göstergesi adeta:
“Önceki ifademde belirttiğim gibi 2003-2004’lü yıllarda Jandarma Genel Komutanlığı tarafından gönderilen afişler, vatandaşın görebileceği yerlere asılmıştı. Bana gönderilen ve şu anda ekte sunmuş olduğum örneklerden de anlaşılacağı üzere, Pendik Kurtköy Jandarma Karakolu’nda, emanete almış olduğunuz afişin aynısı halen asılıdır. Afişin çerçeveli bir şekilde 28 Eylül 2012 tarihi itibariyle asılı olduğunu, tarafıma gönderilen örnekten anladım, bunları size ibraz etmek istiyorum.”