13 Kasım 2012 Salı

Hesap sorulur diye emirlerimi bile sakladım

12 Eylül döneminin Sıkıyönetim Komutanı Nevzat Bölügiray, son kitabı ‘Dün ve Bugün’de darbe davasına karşı aldığı tedbirleri yazdı. Bir gün hesap sorulur diye bütün belge ve emirleri sakladığını belirtirken, sanık sandalyesine oturması halinde bu dokümanların yer aldığı kitaplarını mahkemeye sunacağını kaydetti. Bir de şahit gösterdi: “Demirel’in lehime tanıklık yapacağını umuyorum.”
 
Emekli Korg. Nevzat Bölügiray, 12 Eylül darbesinin en önemli isimlerinden. 1980 öncesi ve sonrasında Adana 6. Kolordu komutanlığı ve sıkıyönetim komutanlığı yaptı. Ayrıca sıkıyönetim koordinasyon komutanlığı görevinde bulundu. Emekli olduktan sonra yayımladığı kitaplarla dikkati çeken Bölügiray, yeni kitabı ‘Dün ve Bugün’de darbe sonrası tartışmaları ele alıyor. Kitaplarının çıkış noktası konusunda da çarpıcı bilgiler veriyor. 12 Eylül davasına atıfta bulunurken, bir gün hesap sorulur diye o döneme ait belge ve dokümanları elinde tuttuğunu, verdiği emirleri bile sakladığını kaydediyor. Bunları zaman içinde kitaplaştırdığını anlatan Bölügiray, sanık sandalyesine oturması halinde özellikle iki kitabını delil olarak mahkemeye sunacağının altını çiziyor.

‘Dün ve Bugün’ isimli kitapta yakın zamana ilişkin olaylara da değinen emekli komutan, referandum öncesi 12 Eylül’le ilgili tartışmaları hatırlatıyor. “Bunları izlerken kaygılandığım tek konu, aradan 30 yıl geçti, nasıl olsa ‘zamanaşımına uğramıştır’ düşüncesiyle bugüne dek sak­ladığım tüm belgeleri yırtıp atmış olmamdı.” diyor. ‘Sokaktaki Asker’ ve ‘Sokaktaki Askerin Dönüşü’ adındaki kitaplarının ‘kanıt olabileceği umudunu taşıdığını, ayrı­ca Süleyman Demirel’in de kendisinin lehine tanıklık yapabileceğine inandığını ifade ediyor.

1985’te 12 Eylül darbesinde nasıl haklı olduklarını anlatan kitaplar yazmaya başlayan Bölügiray, bu süreci ise şu cümlelerle anlatıyor: “Tasnife başladığım bu belgeler; sıkıyönetim komutanı görevi­ne geldiğim günden ayrılacağım güne dek, yazılı olarak verdiğim ‘uygulama emirleri’, ‘sıkıyönetim bildirileri’, ‘günlük emirler’, ‘hükümetten yazdığım yazılar’ ve ‘Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantıları’nda başbakanlara verdiğim dosyalardan oluşuyordu. Bunları bi­riktirirken, ileride yazacağım anılarıma yardımcı olsun diye bir düşünce aklımın kenarından bile geçmemişti. Ne olur ne olmaz, bakarsın ileride bir ‘hesap sorma’ durumu ile karşılaşırsam bu belgeler benim savunmamın dayanaklarını oluşturur, diye düşünmüştüm.”

Emekli Korgeneral, 28 Şubat döneminde Başbakan Necmettin Erba-kan’ın “Ordu bizi seviyor” sözlerine duyduğu tepkiyi anlatmak için 20 Aralık 1995’te Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Fatih Çekirge’yi aramış. Çekirge’nin kendisine şunları söylediğini aktarıyor: “Paşam, Erbakan ile Mardin’e giderken tam iki buçuk saat konuştuk. Adamın hiçbir şeyden korktuğu yok. Öyle şeyler anlattı ki, bunları yazmam olanaksız. Bütün Türkiye RP gelecek diye tir tir titrerken ona hiçbir şey yapılamıyor. Ben de çok korkuyorum paşam...” Bölügiray, Dün ve Bugün isimli kitabında 30 Ocak 1998’de Ege Ordu Komutanı Org. Doğu Aktulga ile buluşmasını da anlatıyor. Aktulga’nın Sincan’da tankların yürütülmesi olayını değerlendirirken, “Planlı, programlı bir girişimdi. Bu olay bir dönüşüm noktasında irticaya karşı yapıldı.” dediğini yazıyor.