Bugünkü sükunetin Ergenekon'un kilit isimlerinin tutuklu bulunmasıyla gerçekleştiğini belirtti; bir grubun tasfiyesinin yeterli olmadığına dikkat çekti.
"Ergenekon
davasının başlamasıyla birlikte bu ülkede altı yedi senedir faili
meçhul cinayetler bitti. Azınlıklara ve aydınlara yönelik tehditler
kesildi. Çünkü bu işleri yapanla askerî darbeyi planlayan hep aynı
odaklardı. Tabii ki Ergenekon davası olmasaydı, bu ülkede gene sayısız darbe girişimi olacaktı. Bu darbe girişimlerinin önü davayla kesilebildi."
"Devletin çok kirli bir geçmişi var. Siz bu geçmişle hesaplaşmazsanız, bu yapı bir süre sonra eski usulle size dönüp sizden hesap sorar. Başbakan Erdoğan herkesin düştüğü yanılgıya düştü. Belli bir grubu tasfiye ederek devletin içinde her şeyi kontrol ettiğini sanıyor. Hâlbuki bu devletin Bizans’tan gelen kodları ve entrikacılığı, saray oyunları var. Ya bu sistemi değiştireceksiniz, ya da o sistem bir gün gelir ayağınız tökezlediği anda sizi vurur. Bu devlet, bu hâliyle kimseye yar olmaz."
Ergenekon davasının geldiği noktayı, eksikliklerini ve bundan sonra neler beklenmesi gerektiğini, Ergenekon’un devletin içindeki bütün ayaklarının ortaya çıkarılıp çıkarılmadığı, davanın kapatılmak istendiği yönündeki yorumları, Şemdin Sakık’ın neden 28 Şubat’taki gibi yeni bir “andıçla” ortaya çıktığı, Sakık'ı kimlerin yönettiği gibi kafaları karıştıran gelişmeleri, davayı yakından takip eden hukukçu ve yazar Orhan Kemal Cengiz, Taraf'tan Neşe Düzel'e değerlendirdi.
ERGENEKON DAVASININ BAŞLAMASIYLA FAİLİ MEÇHULLER VE DARBE GİRİŞİMLERİ KESİLDİ
Orhan Kemal Cengiz, "Bazı kilit adamlar şu anda Ergenekon’dan içeride. Yoksa bugünkü sükûnete ulaşmamız mümkün değildi bu ülkede." dedi.
"Ergenekon davasının başlamasıyla birlikte bu ülkede altı yedi senedir faili meçhul cinayetler bitti. Azınlıklara ve aydınlara yönelik tehditler kesildi. Çünkü bu işleri yapanla askerî darbeyi planlayan hep aynı odaklardı. Tabii ki Ergenekon davası olmasaydı, bu ülkede gene sayısız darbe girişimi olacaktı. Bu darbe girişimlerinin önü davayla kesilebildi." diyen Cengiz, askerî darbeleri planlayanların ve hazırlayanların, azınlıkları ve aydınları tehdit edenlerin hep aynı insanlar olduğuna dikkat çekerek, bunların, ülkede darbe zeminini bu cinayetlerle hazırladığını, onların darbeden içeri girmesiyle Türkiye'nin nefes aldığını ve altı yıldır bu ülkede faili meçhul cinayet işlenmediğini hatırlattı.
ERGENEKON'UN UCU YÜZ SENE ÖNCESİNE GİDİYOR
Cengiz, "Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi, derin devletin iktidarı için bir manipülasyon ve provokasyon tarihidir. Asker bu işin odağındadır. Ergenekon dediğimiz de gökten zembille inmedi. Bütün NATO ülkelerinde olan Gladio acaba niye İtalya’da ve Türkiye’de kök saldı? Bu iki ülkede de zemin çok uygundu. Çünkü İtalya’da devlet-mafya ilişkisine karşılık Türkiye’de de derin devletin, Ermeni kırımlarından gelen kirli bir tarihi var. Devlet ile çeteler arasındaki bu ilişkilerin, Teşkilat-ı Mahsusa’yla yaşanan çok ciddi bir geleneği var. Zaten bu yüzden biz Topal Osman tiplemelerini bugün Ergenekon davasında da görüyoruz." dedi.
Ergenekon’un ucunun, yüz sene öncesine gittiğini belirten Cengiz, Ergenekon'un, 'İşin ucu nereye giderse gitsin' diyen bir iradeyle ancak ortadan kaldırılabileceğini ifade etti.
DAVADA FIRATIN ÖTESİNE GEÇİLMEDİ
Ergenekon davasının eksikliklerine dikkat çeken Cengiz, davada, silahlı silahsız herkesin, “Ergenekon üyesi” diyerek aynı paketin içine konulduğunu ve onları darbeye zemin hazırlamakla suçladığını, oysa ortada işlenmiş somut suçlar ve cinayetler bulunduğunu ve bu somut suçların ve cinayetlerin üzerine detaylı gidilmediğini belirtti.
"JİTEM’in kurucuları bu davada yargılanıyorlar ama, Ergenekon davasının JİTEM’in işlediği suçlarla bir bağlantısı yok. Mesela JİTEM’in işlediği cinayetlerin hiçbiri bu davada yok." diyen Cengiz, bir çekirdek Ergenekon'un bulunduğunu, Türk Ortodoks Patrikhanesi’nde toplanan bu çekirdek kadronun Hıristiyanlara yönelik saldırılar, antimisyoner aktivitelerinin Ergenekon örgütünün çok önemli bir faaliyetini oluşturduğunu, bu yüzden Rahip Santoro, Hrant Dink ve Malatya Zirve Yayınevi katliamlarının hep Ergenekon örgütüyle bağlantılı olaylar olduğunu belirtti.
Cengiz, "Ama bu bağlantıları araştırılarak içeride değil onlar. Bu olaylarla suçlanmıyorlar. Ergenekon örgütü üyesi olmakla suçlanıyorlar. Yani, darbe girişiminde bulunmakla suçlanıyorlar. Ergenekon davasının bugün geldiği nokta işte bu." şeklinde açıklamada bulundu.
DAVAYA KÜRT MUHALEFETİ VE SOLCULAR SAHİP ÇIKMADI
Siyasi iradenin, “bana yönelik darbe girişimlerini bul. Darbecileri en ağır şekilde cezalandır” dediğine ve yargının da bunu yaptığına dikkat çeken Cengiz, Ergenekon davasına Kürt muhalefetinin de bolcuların sahip çıkmadığını hatırlattı.
Cengiz davaya sahip çıkılmama nedenlerini ise şöyle açıkladı: "Solun devletçiliği, Kemalistliği ve AKP’ye olan alerjisi bunda rol oynadı. Çünkü Ergenekon, bir anlamda devletin sopası olarak görülüyor. Devletin sopasının ortadan kalkmasını kimse istemedi."
"Devletin faili meçhullerinin ortaya çıkarılmasında AKP’nin kazançlı çıkacağını düşündüler ve AKP’ye bu fırsatı vermek istemediler. Bir de tabii, araştırıldığı takdirde PKK ile Ergenekoncular arasındaki bağlantıların açığa çıkması sözkonusuydu."
Cengiz, Ergenekon davasının, Danıştay baskını, Cumhuriyet Gazetesi’ne bombalı saldırı, bazı darbe ve suikast planlarıyla sınırlı kaldığını ve Fırat’ın öbür yakasına da, Azerbaycan’a da, Kıbrıs’a da uzanamadığını belirtti.
SAKIK'IN ANDIÇ İFADESİNİN AMACI DAVAYI İTİBARSIZLAŞTIRMA GİRİŞİMİ
Sakık'ın duruşmadaki bazı gazeteciler ve Taraf'a yönelik ifadesini "Sakık’ın yönlendirildiğini salak olmayan herkes anlar. Bu yönlendirmeyi hepimizin gözüne soka soka yapmaları ve Ergenekon davasına böyle bir gölge düşürmeleri büyük ahlaksızlıktır. Sakık’ı yönlendirip, saçma sapan iddialarla onu oraya çıkaranlar, Ergenekon davasına en büyük ihaneti yaptılar." şeklinde değerlendiren Cengiz, "Onu oraya kim çıkarıyorsa onun tarafından yönlendiriliyor. Ona kim ulaşıyorsa, onu o yönlendiriyor." dedi ve Sakık'ın ifadelerinin Ergenekon davasını değersizleştiren bir dezenformasyon olarak göründüğünü, bunun bir başlangıç olduğunu, bir taşla iki kuş vurulduğunu, hem Taraf’a hem de Ergenekon davasına saldırıldığını ifade etti.
ERGENEKON DAVASI KAPATILACAK MI?
Türkiye tarihinde ne varsa, Ergenekon'da da onun olduğuna dikkat çeken Cengiz, "Ergenekon’un tamamen ortaya çıkması için bir, JİTEM’in, iki, Özel Harp Dairesi’nin yapısının deşifre edilmesi lazım. Ama Özel Harp Dairesi’nin kapağı bile açılmadı daha. Yapısına ilişkin iddianamelerde hiçbir şey yok, hiçbir yargılama yok. Eğer mesele askerî vesayeti bitirmekse, askerin içinde ne tür illegal yapılar varmış diye bakmak gerekiyor. Bunlara hiç bakılmadı. Oysa 6-7 Eylül’ü de, Alevi katliamlarını da bunlar organize ettiler, bunlar yaptılar. Özel Harp Dairesi yakın zamana kadar faaliyetini sürdürdü ve Özel Kuvvetler adını aldı." dedi.
Ergenekon’un devletteki bütün ayaklarının ortaya çıkarılmadığını belirten Cengiz, "Malatya davasında yeni iddialar var şimdi. TUSAT diye bir birimin olduğu ve bunun içinde beyaz kuvvetler ve siyah kuvvetler diye bölümlerin bulunduğu iddia ediliyor. Aslında Malatya davası, bizi bu uzun tünelin girişine getirdi bıraktı... İşin finansal yönünün üstüne de gidilmedi mesela. Jandarma’nın örtülü ödeneğinden yapılmış harcamalar var... Oysa Jandarma’nın örtülü ödeneği mercek altına yatırılsa, inanılmaz bir fotoğraf çıkar ortaya... Mesela azınlıklara ve Alevilere yönelik suikast planları var. Danıştay’a ve Cumhuriyet Gazetesi’ne saldırılar var. Yani laik kesimin vurulup, böylece laik kesimin ayaklandırılması var..." dedi.
İktidarın, bir insan hakları bakış açısı, geçmişle hesaplaşma, geçmişin günahlarından arınma diye bir bakış açısı olmadığı analizinde bulunan Cengiz, "Siyasi iktidar, sadece kendine yönelik darbe girişimlerini açığa çıkarmak ve darbecilerin burnunu sürtmek, ibretiâlem olsun diye onları cezalandırmak istiyor. Geçmişe gideyim, bütün mağdurların yüreğini soğutayım, kendilerine yapılan haksızlıkların hesabının sorulduğu duygusunu onlara vereyim diye bir projesi yok iktidarın." tespitlerine yer verdi.
YA BU SİSTEMİ DEĞİŞTİRECEKSİNİZ YA DA O SİSTEM GÜN GELİR SİZİ VURUR
Suça batmış derin devlet yapısının tamamen tasfiye edilmesinin gerekliliğine işaret eden Cengiz, "Devletin çok kirli bir geçmişi var. Siz bu geçmişle hesaplaşmazsanız, bu yapı bir süre sonra eski usulle size dönüp sizden hesap sorar. Başbakan Erdoğan herkesin düştüğü yanılgıya düştü. Belli bir grubu tasfiye ederek devletin içinde her şeyi kontrol ettiğini sanıyor. Hâlbuki bu devletin Bizans’tan gelen kodları ve entrikacılığı, saray oyunları var. Ya bu sistemi değiştireceksiniz, ya da o sistem bir gün gelir ayağınız tökezlediği anda sizi vurur. Bu devlet, bu hâliyle kimseye yar olmaz." dedi.
"Devletin çok kirli bir geçmişi var. Siz bu geçmişle hesaplaşmazsanız, bu yapı bir süre sonra eski usulle size dönüp sizden hesap sorar. Başbakan Erdoğan herkesin düştüğü yanılgıya düştü. Belli bir grubu tasfiye ederek devletin içinde her şeyi kontrol ettiğini sanıyor. Hâlbuki bu devletin Bizans’tan gelen kodları ve entrikacılığı, saray oyunları var. Ya bu sistemi değiştireceksiniz, ya da o sistem bir gün gelir ayağınız tökezlediği anda sizi vurur. Bu devlet, bu hâliyle kimseye yar olmaz."
Ergenekon davasının geldiği noktayı, eksikliklerini ve bundan sonra neler beklenmesi gerektiğini, Ergenekon’un devletin içindeki bütün ayaklarının ortaya çıkarılıp çıkarılmadığı, davanın kapatılmak istendiği yönündeki yorumları, Şemdin Sakık’ın neden 28 Şubat’taki gibi yeni bir “andıçla” ortaya çıktığı, Sakık'ı kimlerin yönettiği gibi kafaları karıştıran gelişmeleri, davayı yakından takip eden hukukçu ve yazar Orhan Kemal Cengiz, Taraf'tan Neşe Düzel'e değerlendirdi.
ERGENEKON DAVASININ BAŞLAMASIYLA FAİLİ MEÇHULLER VE DARBE GİRİŞİMLERİ KESİLDİ
Orhan Kemal Cengiz, "Bazı kilit adamlar şu anda Ergenekon’dan içeride. Yoksa bugünkü sükûnete ulaşmamız mümkün değildi bu ülkede." dedi.
"Ergenekon davasının başlamasıyla birlikte bu ülkede altı yedi senedir faili meçhul cinayetler bitti. Azınlıklara ve aydınlara yönelik tehditler kesildi. Çünkü bu işleri yapanla askerî darbeyi planlayan hep aynı odaklardı. Tabii ki Ergenekon davası olmasaydı, bu ülkede gene sayısız darbe girişimi olacaktı. Bu darbe girişimlerinin önü davayla kesilebildi." diyen Cengiz, askerî darbeleri planlayanların ve hazırlayanların, azınlıkları ve aydınları tehdit edenlerin hep aynı insanlar olduğuna dikkat çekerek, bunların, ülkede darbe zeminini bu cinayetlerle hazırladığını, onların darbeden içeri girmesiyle Türkiye'nin nefes aldığını ve altı yıldır bu ülkede faili meçhul cinayet işlenmediğini hatırlattı.
ERGENEKON'UN UCU YÜZ SENE ÖNCESİNE GİDİYOR
Cengiz, "Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi, derin devletin iktidarı için bir manipülasyon ve provokasyon tarihidir. Asker bu işin odağındadır. Ergenekon dediğimiz de gökten zembille inmedi. Bütün NATO ülkelerinde olan Gladio acaba niye İtalya’da ve Türkiye’de kök saldı? Bu iki ülkede de zemin çok uygundu. Çünkü İtalya’da devlet-mafya ilişkisine karşılık Türkiye’de de derin devletin, Ermeni kırımlarından gelen kirli bir tarihi var. Devlet ile çeteler arasındaki bu ilişkilerin, Teşkilat-ı Mahsusa’yla yaşanan çok ciddi bir geleneği var. Zaten bu yüzden biz Topal Osman tiplemelerini bugün Ergenekon davasında da görüyoruz." dedi.
Ergenekon’un ucunun, yüz sene öncesine gittiğini belirten Cengiz, Ergenekon'un, 'İşin ucu nereye giderse gitsin' diyen bir iradeyle ancak ortadan kaldırılabileceğini ifade etti.
DAVADA FIRATIN ÖTESİNE GEÇİLMEDİ
Ergenekon davasının eksikliklerine dikkat çeken Cengiz, davada, silahlı silahsız herkesin, “Ergenekon üyesi” diyerek aynı paketin içine konulduğunu ve onları darbeye zemin hazırlamakla suçladığını, oysa ortada işlenmiş somut suçlar ve cinayetler bulunduğunu ve bu somut suçların ve cinayetlerin üzerine detaylı gidilmediğini belirtti.
"JİTEM’in kurucuları bu davada yargılanıyorlar ama, Ergenekon davasının JİTEM’in işlediği suçlarla bir bağlantısı yok. Mesela JİTEM’in işlediği cinayetlerin hiçbiri bu davada yok." diyen Cengiz, bir çekirdek Ergenekon'un bulunduğunu, Türk Ortodoks Patrikhanesi’nde toplanan bu çekirdek kadronun Hıristiyanlara yönelik saldırılar, antimisyoner aktivitelerinin Ergenekon örgütünün çok önemli bir faaliyetini oluşturduğunu, bu yüzden Rahip Santoro, Hrant Dink ve Malatya Zirve Yayınevi katliamlarının hep Ergenekon örgütüyle bağlantılı olaylar olduğunu belirtti.
Cengiz, "Ama bu bağlantıları araştırılarak içeride değil onlar. Bu olaylarla suçlanmıyorlar. Ergenekon örgütü üyesi olmakla suçlanıyorlar. Yani, darbe girişiminde bulunmakla suçlanıyorlar. Ergenekon davasının bugün geldiği nokta işte bu." şeklinde açıklamada bulundu.
DAVAYA KÜRT MUHALEFETİ VE SOLCULAR SAHİP ÇIKMADI
Siyasi iradenin, “bana yönelik darbe girişimlerini bul. Darbecileri en ağır şekilde cezalandır” dediğine ve yargının da bunu yaptığına dikkat çeken Cengiz, Ergenekon davasına Kürt muhalefetinin de bolcuların sahip çıkmadığını hatırlattı.
Cengiz davaya sahip çıkılmama nedenlerini ise şöyle açıkladı: "Solun devletçiliği, Kemalistliği ve AKP’ye olan alerjisi bunda rol oynadı. Çünkü Ergenekon, bir anlamda devletin sopası olarak görülüyor. Devletin sopasının ortadan kalkmasını kimse istemedi."
"Devletin faili meçhullerinin ortaya çıkarılmasında AKP’nin kazançlı çıkacağını düşündüler ve AKP’ye bu fırsatı vermek istemediler. Bir de tabii, araştırıldığı takdirde PKK ile Ergenekoncular arasındaki bağlantıların açığa çıkması sözkonusuydu."
Cengiz, Ergenekon davasının, Danıştay baskını, Cumhuriyet Gazetesi’ne bombalı saldırı, bazı darbe ve suikast planlarıyla sınırlı kaldığını ve Fırat’ın öbür yakasına da, Azerbaycan’a da, Kıbrıs’a da uzanamadığını belirtti.
SAKIK'IN ANDIÇ İFADESİNİN AMACI DAVAYI İTİBARSIZLAŞTIRMA GİRİŞİMİ
Sakık'ın duruşmadaki bazı gazeteciler ve Taraf'a yönelik ifadesini "Sakık’ın yönlendirildiğini salak olmayan herkes anlar. Bu yönlendirmeyi hepimizin gözüne soka soka yapmaları ve Ergenekon davasına böyle bir gölge düşürmeleri büyük ahlaksızlıktır. Sakık’ı yönlendirip, saçma sapan iddialarla onu oraya çıkaranlar, Ergenekon davasına en büyük ihaneti yaptılar." şeklinde değerlendiren Cengiz, "Onu oraya kim çıkarıyorsa onun tarafından yönlendiriliyor. Ona kim ulaşıyorsa, onu o yönlendiriyor." dedi ve Sakık'ın ifadelerinin Ergenekon davasını değersizleştiren bir dezenformasyon olarak göründüğünü, bunun bir başlangıç olduğunu, bir taşla iki kuş vurulduğunu, hem Taraf’a hem de Ergenekon davasına saldırıldığını ifade etti.
ERGENEKON DAVASI KAPATILACAK MI?
Türkiye tarihinde ne varsa, Ergenekon'da da onun olduğuna dikkat çeken Cengiz, "Ergenekon’un tamamen ortaya çıkması için bir, JİTEM’in, iki, Özel Harp Dairesi’nin yapısının deşifre edilmesi lazım. Ama Özel Harp Dairesi’nin kapağı bile açılmadı daha. Yapısına ilişkin iddianamelerde hiçbir şey yok, hiçbir yargılama yok. Eğer mesele askerî vesayeti bitirmekse, askerin içinde ne tür illegal yapılar varmış diye bakmak gerekiyor. Bunlara hiç bakılmadı. Oysa 6-7 Eylül’ü de, Alevi katliamlarını da bunlar organize ettiler, bunlar yaptılar. Özel Harp Dairesi yakın zamana kadar faaliyetini sürdürdü ve Özel Kuvvetler adını aldı." dedi.
Ergenekon’un devletteki bütün ayaklarının ortaya çıkarılmadığını belirten Cengiz, "Malatya davasında yeni iddialar var şimdi. TUSAT diye bir birimin olduğu ve bunun içinde beyaz kuvvetler ve siyah kuvvetler diye bölümlerin bulunduğu iddia ediliyor. Aslında Malatya davası, bizi bu uzun tünelin girişine getirdi bıraktı... İşin finansal yönünün üstüne de gidilmedi mesela. Jandarma’nın örtülü ödeneğinden yapılmış harcamalar var... Oysa Jandarma’nın örtülü ödeneği mercek altına yatırılsa, inanılmaz bir fotoğraf çıkar ortaya... Mesela azınlıklara ve Alevilere yönelik suikast planları var. Danıştay’a ve Cumhuriyet Gazetesi’ne saldırılar var. Yani laik kesimin vurulup, böylece laik kesimin ayaklandırılması var..." dedi.
İktidarın, bir insan hakları bakış açısı, geçmişle hesaplaşma, geçmişin günahlarından arınma diye bir bakış açısı olmadığı analizinde bulunan Cengiz, "Siyasi iktidar, sadece kendine yönelik darbe girişimlerini açığa çıkarmak ve darbecilerin burnunu sürtmek, ibretiâlem olsun diye onları cezalandırmak istiyor. Geçmişe gideyim, bütün mağdurların yüreğini soğutayım, kendilerine yapılan haksızlıkların hesabının sorulduğu duygusunu onlara vereyim diye bir projesi yok iktidarın." tespitlerine yer verdi.
YA BU SİSTEMİ DEĞİŞTİRECEKSİNİZ YA DA O SİSTEM GÜN GELİR SİZİ VURUR
Suça batmış derin devlet yapısının tamamen tasfiye edilmesinin gerekliliğine işaret eden Cengiz, "Devletin çok kirli bir geçmişi var. Siz bu geçmişle hesaplaşmazsanız, bu yapı bir süre sonra eski usulle size dönüp sizden hesap sorar. Başbakan Erdoğan herkesin düştüğü yanılgıya düştü. Belli bir grubu tasfiye ederek devletin içinde her şeyi kontrol ettiğini sanıyor. Hâlbuki bu devletin Bizans’tan gelen kodları ve entrikacılığı, saray oyunları var. Ya bu sistemi değiştireceksiniz, ya da o sistem bir gün gelir ayağınız tökezlediği anda sizi vurur. Bu devlet, bu hâliyle kimseye yar olmaz." dedi.