Suriye’de rejim karşıtı cihatçılar, silah ve mühimmatıyla Hatay Reyhanlı’dan Urfa
Akçakale’ye MİT’in kiraladığı iki otobüsle taşındı, ardından Tel Abyad’a geçti.
Suriye iç savaşında rejime karşı savaşan cihatçılar, silah ve mühimmatıyla birlikte Hatay Reyhanlı’dan, Urfa Akçakale’ye MİT organizasyonuyla taşındı. MİT’in kiraladığı iki otobüsle 9 Ocak 2014’te Reyhanlı’nın sınır köyü olan Bükülmez’in hemen karşısında bulunan Atme kampından alınan cihatçı grup, silah ve mühimmatıyla birlikte Akçakale’den ilçenin hemen karşısında bulunan Tel Abyad’a geçiş yaptı. O dönemde Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının ele geçirmek için Suriye rejim güçleriyle şiddetli çatışmalara girdiği Tel Abyad, bu sevkıyattan birkaç gün sonra 13 Ocak 2014 günü düştü.
İhbar üzerine baskın
Sevkıyatın ertesi günü 10 Ocak’ta, otobüslerin uyuşturucu kaçakçılığında kullanıldığına dair ihbar üzerine polisin yaptığı baskında, araçlarda cihatçıların unuttuğu mermilerin bulunması üzerine olay ortaya çıktı. Gözaltına alınan şoförler sorgularında otobüsleri MİT’in kiraladığını, kendilerine yolcuların Suriyeli mülteciler olduğunun söylendiğini belirtti. Şoförlerin ifadelerinden yola çıkılarak, Bükülmez Köyü ile Akçakale’de polis keşif çalışması yaparak elde ettiği görüntüleri dosyaya koydu. Ancak söz konusu olayla ilgili açılan soruşturma, silah yüklü TIR’larda olduğu gibi takipsizlik kararı verilerek kapatıldı.
Takipsizlik kararı
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanmasını düzenleyen 4483 sayılı yasanın “Acil ve kaybolması muhtemel delillerin toplamasına izin veren” hükmünün geçerli olmayacağı savunulan takipsizlik kararıyla MİT’in suç işlemesi adeta meşrulaştırıldı.
Mühimmat çıktı
Adana Narkotik Şube polisleri, uyuşturucu kaçakçılığı yapıldığına yönelik isimsiz bir ihbar üzerine 10 Ocak günü İncirlik otobanında park halinde duran iki otobüse operasyon yaptı. Yapılan aramalarda uyuşturucuya rastlanmazken otobüslerden birinin bagajında battaniyeye sarılı halde kutular içinde mermi ele geçirildi. Bunun üzerine otobüsler, detaylı arama yapılması için Adana Özel Harekât Şubesi’nin garajına çekilirken şoförler Şahin Güvenmez ve Esat Lütfi Er de gözaltına alındı. Yapılan detaylı aramada Doçka ve Bixi makineli tüfeklere ait 40 kutu mermi bulunurken otobüslerin ait olduğu firmanın sahibi Mihraç Sarı da gözaltına alındı. Şoförler ve firma sahibi Sarı yapılan sorgularında otobüslerin MİT tarafından kiralandığını, silah ve mühimmatıyla birlikte cihatçıların taşınmasında görev aldıklarını anlattı. Şoförler cihatçıları Reyhanlı’da Suriye sınırının sıfır noktasında bulunan Bükülmez köyünün karşısında bulunan ve bazı radikal dinci grupların barındığı Atme kampından aldıklarını söyledi. Otobüslerde bulunan mermilerin unutulmuş olabileceğini söyleyen şoförlerin ifadelerine göre MİT’in organizasyonu ve refakatiyle silah ve mühimmatıyla birlikte Türkiye topraklarından geçirilen cihatçılar, yine bir başka sınır noktası olan Urfa Akçakale’ye götürüldükten sonra Tel Abyad’a geçiş yaptı.
Otobüste yapılan detaylı aramada Doçka ve Bixi makineli tüfeklere ait 40 kutu mermi bulunurken otobüslerin ait olduğu firmanın sahibi gözaltına alındı.
Keşif ve yer gösterme
IŞİD’in, Tel Abyad’ı ele geçirmek için rejim güçleriyle girdiği şiddetli çatışmalar sırasında gerçekleşen sevkıyatın Türkiye içinden yapılmasının nedeni ise Suriye ordusunun elinde bulunan Suriye topraklarının cihatçılar için güvenli olmamasıydı. Başlatılan soruşturmada polis, şoförlerin sorgusundan yola çıkarak Hatay Reyhanlı ve Urfa Akçakale’de görüntülü keşif çalışması ve yer gösterme işlemi de yaptı. Elde edilen görüntüler ve şoförlerin kamera karşısında alınan ifadaleri soruşturma dosyasına da konuldu. Ancak soruşturmayı yürüten savcı Mustafa Sırlı, 1 Ocak’ta Hatay Kırıkhan’da, 19 Ocak’ta da Adana’da silah sevkıyatı yapılan MİT’e ait TIR’lara yönelik soruşturmalarda görev alan savcılar gibi görevinden uzaklaştırılarak Sivas’a tayin edildi. Soruşturma savcılarının görevlerinden uzaklaştırılmasından sonra yerlerine atanan savcılar ise TIR soruşturmalarında olduğu gibi söz konusu otobüslerle ilgili dosyaya da da takipsizlik kararı vererek olayın üzerini örttü.
Savcı Cumali Tülü tarafından 12 Şubat 2014’te verilen takipsizlik kararında firma sahibi ve şoförlerin polis sorgusunda videoya da kaydedilen ifadelerde cihatçılara Suriyeli mülteciler denilirken silah ve mühimmattan ise hiç bahsedilmedi.
Mahkemede anlattı
MİT TIR’larına yönelik soruşturmalar yürütüldüğü dönemin Adana Başsavcı Vekili olan ve 7 Mayıs 2015 günü casusluk soruşturması kapsamında tutuklanan Ahmet Karaca da mahkemedeki ifadesinde üzeri kapatılan otobüs olayından bahsetmişti. Yine Adana’da 1200 roket başlığı ele geçirilen olay ve otobüs soruşturmasını birbirine karıştıran Karaca olayların şüphelisi şoförlerin ifadelerinde benzer sevkıyatları daha önceden yaptıklarını da anlattı.
MİT’e adeta suç işleme yetkisi veriyor
Savcı Cumali Tülü, takipsizlik kararında memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanmasını düzenleyen 4483 sayılı yasanın “Acil ve kaybolması muhtemel delillerin toplamasına izin veren” hükmünün geçerli olmayacağını savundu. Bu şekilde MİT’in suç işlemesini adeta meşrulaştırdığı kararında savcı Tülü, soruşturmayı basit bir mülteci taşıma olayı olarak değerlendirmesine rağmen uzun uzun 2937 sayılı MİT Kanunu’nu anlattı. MİT mensuplarına yönelik soruşturma için Başbakanlık izni gerektiğini vurguladığı kararında Tülü, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanmasını düzenleyen 4483 sayılı yasanın “Acil ve kaybolması muhtemel delillerin toplamasına izin veren” hükmünün bu olayda geçerli olmadığını savundu.
Kanunda değişiklik
TIR soruşturmalarından sonra MİT Kanunu’nda değişiklik yapıldığını anımsattığı kararında Tülü, “2937 sayılı yasadaki değişiklik 4483 sayılı yasadan sonra yürürlüğe girmiştir. Bu kanun maddesinin çıkış amacı TBMM’de yapılan konuşmalar ve kanunun gerekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun 2937 sayılı yasanın genel amacı ve MİT’in çalışma esas ve usüllerinin gizlilik taşıması dikkate alındığında, hatta söz konusu teşkilatın faaliyetlerinin açığa çıkarılmasının diğer yasal düzenlemeler yanında 2937 sayılı yasanın 27’inci maddesi ile de cezai hükme bağlandığı düşünüldüğünde, yasa koyucunun böyle bir iddiada hiçbir şekilde toplanması acil deliller olsa dahi delil toplamaya izin vermediği görülecektir” yorumunu yaptı.