Adana’da
1 Ocak’ta durdurulan ancak “devlet sırrı” gerekçesiyle aranamayan
TIR’la ilgili soruşturmada görev alan eski Kırıkhan Savcısı Yaşar Kavalcıoğlu’nun ifadesine GRİHAT ulaştı. Savcı Kavalcıoğlu’nun HSYK’ya gönderdiği savunmasında o gün yaşananları an be an anlattığı ortaya çıktı.
Adana’da
MİT TIR’ları ile ilgili soruşturmayı yürüten savcılar 1,5 yıl sonra
HSYK 88.maddesi gözardı edilerek 7 Mayıs’ta gözaltına alınmıştı.
Savcılar hakkında yakalama ve gözaltı talep eden müfettiş Arif Sami
Kaya, savcı Yaşar Kavalcıoğlu hakkında da yakalama ve gözaltı kararı
istemiş, ancak Tarsus 2.Ağır Ceza Mahkemesi savcı Kavalcıoğlu’nun olay
tarihinde Kırıkhan savcısı olduğuna dikkat çekerek, yakalama ve gözaltı
kararını verme konusunda İskenderun savcılığının yetkili olduğunu
belirterek talebi reddetmişti.
Savcı
Kavalcıoğlu’nun HSYK’ya verdiği ifadede, TIR’ların durdurulmasından
sonra, eskortluk eden MİT’çilerin “devlet sırrı” olduğu gerekçesiyle
TIR’ları aratmadığını, ancak TIR’lardaki malzemenin devlet sırrı
olduğuna ilişkin de resmi yazı vermediklerini anlattı. Kavalcıoğlu,
kendisinin arama yapılması konusunda ısrar etmesi üzerine ortamın
gerildiğini ve çatışma çıkabilecek bir boyuta ulaştığını da ifade etti.
Öte
yandan, MİT’çilerin TIR’ların önüne geçerek kol kola girerek
kenetlendiğini ifade ederken, olay yerinde bulunan kolluğa baskı
yapıldığını ve tamamının olay yerinden çekildiğini kendisinin MİT
personeli ile yalnız kaldığını da aktardı.
İŞTE SAVCI KAVALCIOĞLU’NUN SAVUNMASI
"01.01.2014
günü akşam sularında ikamet ettiğim Kırıkhan Adliye Lojmanındaki
konutumda bulunduğum sırada, mobil telefonumdan beni arayan günün
nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Yunus Alkan jandarmaya ihbar geldiğini,
ihbarda silah kaçakçılığı suçu kapsamında Kırıkhan
- Reyhanlı üzerinde bir tırın silah yüklü olduğunu, tır ile birlikte
yakalanan şahısların kendilerini Milli İstihbarat Teşkilatı görevlisi
olduklarını iddia ettiklerini, ne yapılması gerektiğini sorması üzerine
ben de kendisine bölgenin Suriye ile komşu olması, Suriye'de yaşanan iç
savaşın bölgeye olumsuz etkisi ve özellikle kaçakçılık suçlarında
meydana gelen artışa istinaden olaya titiz bir şekilde eğilmesini,
hukuken ne gerekiyorsa onu yapması gerektiğini, arama kararı
verilebileceğini söyledim. Bu sırada Kırıkhan Jandarma Bölük Komutanı
Yüzbaşı Kubilay Ayvaz beni arayarak olayla ilgili bilgi verdi. Ben de
kendisine nöbetçi savcıdan verilecek talimatlara göre hareket edilmesi
gerektiğini söyledim. Olaydan uzun bir süre geçmesi ve olay öncesinde
ilgili kişilerle yoğun bir telefon trafiğinin yaşanması nedeniyle
görüşmelerin kronolojik sırasını hatırlamıyorum. Ayrıca nöbetçi
Cumhuriyet Savcısı Yunus Alkan'ın beni ilk aradığı görüşme saatini tam
olarak hatırlamamakla birlikte zannedersem 16:30 - 17:10 saatleri
arasında aramıştı. Yüzbaşı Kubilay Ayvaz ve Cumhuriyet Savcısı Yunus
Alkan ile yapmış olduğum telefon görüşmelerinde kendilerini MİT
personeli olarak tanıtan şahıslar hakkında MİT kanunundaki özel
düzenlemeler nedeniyle gözaltı işleminin yapılmaması gerektiğini
söyledim. Bu görüşmeden bir kaç dakika sonra Hatay Cumhuriyet Başsavcısı
Bestami Tezcan beni arayarak ihbarın kendilerine de ulaştığını
belirterek durum hakkında bilgi istemesi üzerine, ben de kendisine
ihbara yeni vakıf olduğumuzu, detayları hakkında henüz bir şey
bilmediğimizi, bununla ilgili kollukla görüşmelerin devam ettiğini
söyledim.
Kırıkhan savcılığı olarak dosyayı Adana’ya devrettik
Bunun
üzerine Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan bana şahısların MİT
görevlileri olduğunun kesinlik kazanması halinde kolluk tarafından
kimlik tespiti yapıldıktan sonra görevlilerin serbest bırakılmalarını
söyledi. İlerleyen dakikalarda Yunus Alkan ve Kubilay Ayvaz ile yapmış
olduğum telefon görüşmelerinde olayda yakalanan şahısların dört ya da
beş kişi oldukları, ayrıca bu şahısların kimlik ibraz etmemelerini de
değerlendirerek olayın örgütlü bir suç kapsamında kalabileceği
ihtimaline binaen Terörle Mücadele Kanunu 10. maddesi ile görevli Adana
Cumhuriyet Başsavcılığı (Adana TMK) nöbetçi cumhuriyet savcısı ile
irtibata geçmelerini, ayrıca nöbetçi TMK savcısının da telefonunun
öğrenilerek bana bildirilmesini söyledim. Bu görüşmeden bir müddet sonra
Kubilay Ayvaz beni arayarak Adana TMK Cumhuriyet Savcılığını
bilgilendirdiklerini, nöbetçi savcı beyin olayla ilgileneceğini
söyleyerek nöbetçi Cumhuriyet savcısının adını ve telefon numarasını
bana verdi. Bunun üzerine hemen nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Özcan
SİŞMAN’ı arayarak durum hakkında kendisine bilgi verdim. Özcan Bey de
telefonda bana kolluğun kendisine bilgi verdiğini, olayla ilgilenmeye
başladıklarını, arama kararını kendilerinin vereceğini söylemesi üzerine
ben de kendisine Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcılığı olarak soruşturmayı
kendilerine devrettiğimizi, nöbetçi Cumhuriyet savcısı tarafından
verilen arama kararını da uygulamayacağımızı söyledim. Bunun üzerine
Savcı Özcan Şişman "tamam" dedi.
Hatay Başsavcısı “Biz hiçbir şeye karışmayalım, TMK savcılığı nasıl hareket ederse etsin” dedi
Hemen
Yunus Alkan'ı arayarak Özcan SİŞMAN ile görüştüğümü, kendisinin görevli
ve yetkili Savcılığın Adana TMK Savcılığı olduğunu, arama kararını
kendilerinin vereceğini söylediğini, bu nedenle Savcılığımızca verilen
arama kararını uygulanmamasını söyledim. Ancak bu aşamada Yunus ALKAN'ın
yazılı arama evrakını tamamlamış olup olmadığını hatırlamıyorum.
Telefonu kapattıktan sonra Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Bestami TEZCAN
beni araması üzerine konu hakkında bilgi verdim. "Biz hiç bir şeye karışmayalım." dedi. Sözlerine devamla "O zaman TMK savcılığı nasıl hareket ederse etsin."
diye ekledi. Ben de tamam dedim. Akabinde Özcan ŞİŞMAN beni tekrar
arayarak arama kararını yazıp faksla ileteceğini, olayın ehemmiyetine
binaen benim ve nöbetçi savcının aramaya iştirak etmemizi istedi. Bunun
üzerine Yunus ALKAN’a giderek durumu anlattım. Yunus ALKAN misafirleri
olduğunu, bu nedenle benden aramaya iştirak etmemi istedi. Ben de tamam
dedikten sonra yanından ayrıldım. Lojmandan çıktıktan sonra nöbetçi
savcının arama işlemine iştirak etmesinin daha doğru olacağını ve Yunus
ALKAN 'ın da iki ay önce kuradan yeni atanmış olması nedeniyle yanında
bulunmanın daha doğru olacağını düşünerek Yunus ALKAN’ı telefonla
arayarak aramaya ikimizin birlikte iştirak etmemizin hukuken daha doğru
olacağını söyledim. Yunus ALKAN 'da tamam dedi. Yunus ALKAN 'ın şahsına
ait aracı ile olay yerine hareket ettik. Yolda Kırıkhan Adliyesinde
zabıt kâtibi olarak görev yapan Savaş TUNÇ'u da alarak olaya yerine
gittik. Olay yerine hatırladığım kadarıyla 17:30 - 18:00 sıralarında
intikal ettik.
MİT Personeli olduklarını söyleyip kimlik ibraz etmemişlerdi
Olay
yerine geldiğimizde olay yerinin Kırıkhan-Reyhanlı yolunun 5-6.
km'sinde olduğu, yol kenarında yeteri kadar jandarma aracı ve personeli
bulunduğu, ihbarda adı geçen bir adet TIR ile TIR’a takılı brandalı
dorsenin olduğu, ayrıca telefonda tarafımıza bildirilmeyen TIR’ın önünde
bir adet fiat linea aracın (Daha sonra bu aracın tıra eskortluk yapan
bir araç olduğunu öğrendim.) Kırıkhan istikametine doğru park halinde
olduklarını gördüm. Olay yerinde durdurulan araçların plakalarını
hatırlamıyorum. Ancak TIR’ın ya da dorsenin plakasının 06 ile
başladığını hatırlıyorum. Olay yerine geldiğimde bizi Yüzbaşı Kubilay
Ayvaz karşıladı. Kendisi ile kısa bir süre görüştükten sonra TIR ile
birlikte yakalanan ve olay yerinde bulunan şüpheli şahısların yanına
gittim. Şahıslar hatırladığım kadarıyla beş kişi idiler ve sivil
kıyafetliydiler. Şahıslara kim olduklarını sordum. Cevaben kendilerinin
MİT görevlisi olduklarını söylediler. Bu sefer olay yerinde bulunan
Kırıkhan jandarma görevlilerine şahısların kimlik ibraz edip
etmediklerini sorduğumda, jandarma personeli olan görevli arkadaşlar
şahısların kendilerine herhangi bir kimlik ibraz etmediklerini, MİT
personeli olduklarını şifahen bildirdiklerini söylemeleri üzerine, bu sefer yakalanan şahıslara dönerek, "kimlik
ibraz etmeden ben sizin MİT personeli olduğunuzu nerden bilebilirim,
kimlik ibraz etmediğiniz takdirde normal soruşturma prosedürünü
uygulamak zorunda kalacağım." dedim. Jandarma personelinden
şahısların kimlik ibrazını tutanağa geçirmelerini istedim. Bu sırada MİT
personeli olduğunu iddia eden şahıslar bana "Başsavcım açık
kimlik bilgilerimizin tutanağa geçirilmesi sıkıntı oluşturabilir,
tutanağı açık kimlik bilgileri olmadan tutulabilir mi?" demeleri üzerine ben de "Olur." dedim. Jandarma personeline o şekilde tutanak tutmalarını söyledim.
Arama kararı faks yoluyla ulaştı, arama talimatını verdim
Daha
sonra olay yerinde bulunan herkese olayla ilgili görevli ve yetkili
Cumhuriyet Başsavcılığının Adana Cumhuriyet Başsavcılığı olduğunu,
nöbetçi Adana TMK Cumhuriyet Savcısının arama kararı gelinceye kadar
herkesin beklemesi gerektiğini söyledim. Ayrıca bölük komutanı Kubilay
AYVAZ’a olay yerinde gerekli güvenlik önlemini almasını, ortamın
karanlık olması nedeniyle yapılacak arama sırasında gerekli ışıklandırma
sisteminin kurulması talimatını verdim. Bu arada beni Hatay
Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan aradı. Olaya karışmamamız
gerektiğini söyledi. Ben de kendisine Adana TMK Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından talimat verildiğini, talimata göre hareket etmemiz
gerektiğini söyledim. Bir süre sonra Adana TMK Cumhuriyet
Başsavcılığının arama kararı faks yoluyla elimize ulaştı. Kararı alıp
okuduktan sonra Kubilay AYVAZ’a aramaya başlamaları talimatını verdim.
Malzeme “devlet sırrı” dediler, belge ibraz etmediler
Jandarma personeli alınan talimat uyarınca arama kararını icra edecekleri sırada MİT
personeli olduklarını iddia eden şahıslar yanıma gelerek tırda bulunan
eşyaların Devlet sırrı mahiyetinde olduğunu ve arama yapılamayacağını
söylediler. Ancak tırdaki malzemelerin devlet sırrı olduğuna dair yazılı
bir belge tarafımıza ibraz etmediler. Ben de bunun üzerine
hemen Özcan Şişman'ı arayarak durumu kendisine ilettim. Özcan Şişman
bana arama kararının yerine getirilmesi gerektiğini, arama yapıldıktan
sonra suç ya da suç unsuru delil elde edildiği takdirde bunlara el
konulmasını sözlü olarak iletti.
Arama talimatı verince ortam hareketlendi, gerginleşti
Ben
de telefonu kapattıktan sonra olay yerinde bulunanlara arama
talimatının kesinlikle yerine getirilmesi gerektiğini söylemem üzerine
birden ortam hareketlendi. Yakalanan şahıslar agresif tavırlar
sergilemeye, aramaya engel olacak nitelikte tutum ve davranışlar
sergilemeye başladılar. Ortam bir anda gerginleşti. Ben de bu
durumun sıkıntı yaratabileceğini, çatışmaya varacak kadar istenmeyen
neticeler doğurabileceği kanaatine vararak (Bu kanaatimin oluşmasında
özellikle olay yerinde Kubilay AYVAZ ile yapmış olduğum görüşmeler
sırasında Kubilay AYVAZ’ın bana aracın durdurulup bizim olay yerine
gelmemize kadarki süreçte yaşanan olaylardan bir kaç kesit anlatması da
etkili olmuştur.
MİT’çiler: Ne yani çatışalım mı?
Özellikle
biz olay yerine intikal etmeden önce yakalanan şüpheli şahısların
jandarma personeli ile pazarlığa girişmek istedikleri, bu doğrultuda
şüpheli şahısların jandarma personeline yakalanan dorsenin boş bir dorse
ile değiştirilmesi talebinde bulundukları, personelin bunu kabul
etmemeleri üzerine şüpheli şahısların "ne yani çatışalım mı"
dedikleri, şeklinde bir kısım hadiselerin meydana geldiğini
anlatmıştır.) tekrar Özcan Şişman'ı aradım. Ortamın çok gergin olduğunu
çatışma ihtimali olduğunu, Adana ve Kırıkhan arası mesafenin yaklaşık
iki saat olduğu bu nedenle gelebilirse kendisinin gelip bizzat aramaya
iştirak etmesini söyledim. Özcan ŞİŞMAN, bana "Bir kaç dakika bekle ben sana döneceğim."
dedi. Biraz sonra Özcan ŞİŞMAN beni tekrar arayarak olay yerine
geleceğini, ancak araç etrafında gerekli güvenlik önlemlerini
artırılması ve aracın hiçbir suretle olay yerinden hareket ettirilmemesi
talimatını verdi. Bunun üzerine ben de gerekli talimatı şüpheli
şahıslara ve jandarma personeline ilettim. Buna istinaden hepimiz Özcan
ŞİŞMAN’ı beklemeye başladık.
Kolluğu birileri arayarak baskı oluşturmaya çalışıyordu
Bekleme
sırasında gerek Kubilay AYVAZ’ın gerekse şüpheli şahısların yoğun
telefon görüşmelerine tanık oldum. Beni de Başsavcı Bestami TEZCAN
devamlı suretle arayarak olay yerinden ayrılmam gerektiğini söylüyordu.
Ben de kendisine her defasında Özcan ŞİŞMAN’ın olay yerine gelmesine
müteakip olay yerinden ayrılacağımı söyledim. Bu sırada Kubilay AYVAZ’ı cep
telefonuyla devamlı suretle birileri arayarak baskı oluşturmaya
çalışıyorlardı. Ancak bu arayan şahısların kim olduklarını bilmiyorum.
Sadece arayanlardan bir tanesinin Hatay İl Alay Komutanı Hasan Albay
olduğunu biliyorum. Hasan Albayın Yüzbaşı Kubilay AYVAZ'dan
devamlı bilgi alıyordu. Aramaların bir tanesinde olay yerinden ayrılması
gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Kubilay AYVAZ bana dönerek ne
yapayım der manasında bir işaret yaptı. Ben de kendisine bu işlemin adli
işlem olduğunu, bu nedenle görev ve yetkinin tamamen savcılıkta
olduğunu, idari bir eylem niteliğinde olmadığını, talimatlarımızın
aksine hareket edilmesi halinde ilgililer hakkında yasal işlem
yapacağımı, bu sebeple adli soruşturmamızla ilgisi olmayan şahısların
soruşturmaya müdahale etmemelerini söyledim. Yüzbaşı Kubilay
AYVAZ telefonla Hasan Albay'a tekrar dönerek bu işlemin adli bir işlem
olduğuna inandığını, bu nedenle savcılığın talimatına göre hareket
edeceğini söyledi.
Başsavcı olay yerinden uzaklaşmamı istedi
Bu
sırada beni Kırıkhan Kaymakamı Halil UYUMAZ arayarak durum hakkında
bilgi almak istedi. Bana jandarma personelinin olay yerinden ayrılması
için valinin kendisine yazılı talimat yazması emrini verdiğini, nasıl
hareket etmesi gerektiğini sorması üzerine kendisine olayın adli işlem
niteliğinde olduğunu, böyle bir yazılı talimat yazması halinde hukuki
açıdan sorumluluk doğurabileceğini, bu işe karışmaması gerektiğini
söyledim. Bu esnada cep telefonumdan beni Başsavcı Bestami TEZCAN aradı
ve olay yerinden uzaklaşmamı, biraz sonra olay yerinin karışacağını
söyledi. Ben de talimat ve görevim gereğince Özcan ŞİŞMAN gelene kadar
olay yerinden ayrılamayacağımı söyledim.
Valilik yazısında TIR’ların değil MİT’çilerin bırakılması yazıyordu
Şüpheli
şahısları yanıma çağırarak kendilerine MİT Kanunu 26. maddesi hükmü
gereğince soruşturma iznine tabi olmaları nedeniyle herhangi bir
soruşturma işlemine tabi kılmayacağımı, ancak hukuken tırda arama
yapılması gerektiğinden tırın serbest bırakılmasının mümkün olmayacağını
söylemem üzerine şüpheli şahıslar telefonla birileri ile görüştükten
sonra yanıma tekrar gelerek olay yerinden ayrılmayacaklarını söylediler.
Beş on dakika sonra Hatay Valiliğin yazılı talimat yazdığı haberi
üzerine şüpheli şahıslarda bir hareketlenme başladı. Hatırladığım
kadarıyla saat 21:00'a doğru Kırıkhan Kaymakamlık yazı işleri müdürü
Muhammet Bey kaymakamlığa ait makam aracı ile olay yerine elinde bir
zarfla geldi. Bana "Sayın Başsavcım ben sadece ilgili yazıyı tebliğ etmekle görevlendirildim."
dedi ve elinde bulunan zarfı Yüzbaşı Kubilay AYVAZ’a verdi. Tebliğ
tebellüğ işlemlerini yaptığı sırada birden şüpheli şahıslar "Valiliğin yazılı talimatı geldi. Herkes araçlara"
çağrısı yaparak suça konu tıra ve eskortluk yapan fiat marka araca
yöneldiler. Yüzbaşı Kubilay Ayvaz ile birlikte zarfı açıp içeriğine
baktığımızda Vali Celalettin LEKESİZ tarafından Kırıkhan Kaymakamlığına
faks ile gönderilen yazı içeriğinde; MİT kanunu uyarınca şahısların
serbest bırakılmaları talimatı yer alıyordu. Bu sırada Yüzbaşı Kubilay
AYAVAZ şüpheli şahıslara "Yazıda tırların serbest bırakılmaları
talimatı yer almıyor. Sadece şahısların serbest bırakılmaları talimatı
var. Bu talimatı Yaşar Başsavcım zaten vermişti." demesine rağmen
şüpheli şahıslar verilen talimatlara aykırı olarak suça konu araçlara
binmek için araçların bulunduğu yere yöneldikleri sırada kendilerine
"Talimatlara aykırı hareket etmeyin aksi halde sorumluluktan
kurtulamazsınız, bunun hesabını veremezsiniz." dedim.
Darp etmek amacıyla üzerime yürüdüler
Ancak şüpheli şahıslar talimatlarımı dinlemediler ve araçlara binmeye çalıştılar. Ben de bu durum karşısında "Benim
talimatlarıma uygun hareket etme mecburiyetiniz var, herkes bu devletin
kölesidir hepimiz devletin kölesiyiz, yüzbaşım çabuk durdurun şu
araçları." şeklinde bağırdım. Bunun üzerine şüpheli şahıslar üzerime doğru yürüyerek bana "Bize böyle diyemezsin."
ve benzeri ifadeler kullandılar. Ben de olay yerinde tek yetkili şahsın
savcı olduğuna vurgu yapmak amacıyla o sözleri söyledim desem de
şahıslar darp etmek amacıyla üzerime yürümek istediler.
Araya Yüzbaşı Kubilay AYVAZ’ın girmesiyle şahıslar geri dönüp araçlara
binerek Kırıkhan yönüne hareket ettiler. Yüzbaşı Kubilay Bey bu sırada
olay yerinde bulunan jandarma personeline geri çekilme talimatı verdi.
Ben kendisine Anayasaya yasalara karşı gelindiğini, bunun hesabını
veremeyeceklerini söyledim Bunun üzerine Yüzbaşı Kubilay bey ekiplerden
bir tanesini şüpheli şahısların aracını durdurmaları konusunda
görevlendirdi. Hareket eden şüpheli araçlar ileri bir noktadan geri
dönerek Reyhanlı istikametine doğru hareket etmeye devam ettiler. Bu
arada beni Başsavcı Bestami TEZCAN arayarak; yapılan işin sorumluluk
doğuracağını ve sorumluluk kabul etmediğini söyleyince, ben de "tüm sorumluluk bana aittir." şeklinde kendisine cevap verdim.
TIR’a ait dorsenin arka kısmında bir noktada yan yana dizilerek kenetlenmek suretiyle arama yapılmasına engel oldular
Beş
altı dakika sonra TIR’ın ileride bir noktada tekrar durdurulduğunu
söylentisi üzerine Yunus ALKAN’a ait araçla TIR’ın durdurulduğu
istikamete doğru hareket ettik. Yaklaşık 10 km sonra Reyhanlı
istikametine doğru bir noktada suça konu TIR’ın durduğunu, şüpheli
şahısların olay yerinde olduklarını, ancak jandarmadan herhangi bir
personelin olay yerinde bulunmadığını, sadece bir kaç polisin olay
yerinde olduğunu gördüm. Özcan ŞİŞMAN’ı arayarak nerde olduğunu sordum.
On beş yirmi dakikalık yolu kaldığını söyledi. Özcan Bey gelene kadar
olay yerinde bekledik. 15-20 dakika sonra Özcan ŞİŞMAN geldi ve jandarma
personelinin nerde olduğunu sordu. Jandarmanın geri çekilme emrine
istinaden olay yerinden ayrıldığını söylemem üzerine olay yerinde
bulunan bir kaç kolluk görevlisine jandarma hakkında tutanak tutmaları
talimatını verdi. Özcan ŞİŞMAN daha sonra TIR’a doğru yönelerek şüpheli
şahıslara arama yapmak için dorsenin açılmasını söyledi. Şüpheli
şahıslar da emir aldıklarını bu nedenle tırda arama yaptırmayacaklarını
söylemeleri üzerine Özcan ŞİŞMAN polis memurlarına dönerek direnmeleri
halinde şahıslara zor kullanma talimatı verdi. Bunun üzerine şüpheli
şahıslar suça konu TIR’a ait dorsenin arka kısmında bir noktada
yan yana dizilerek kenetlenmek suretiyle arama yapılmasına engel
oldular. Özcan Şişman bu durum üzerine zor kullanma talimatını yineledi.
Ancak şüpheli şahıslar sayıca fazla oldukları için polis görevlileri
pek bir şey yapamadılar. Bir ara Özcan ŞİŞMAN benden aracın
açılması için çilingir bulmamı istedi. Ben de çilingir bulmak üzere
Yunus ALKAN ve Savaş TUNÇ'la olay yerinden ayrılarak Kırıkhan'a geri
döndük. Jandarma bölük komutanlığı merkez binasına gittik. Bu sırada
telefonla beni arayan Özcan ŞİŞMAN tutanakla olay yerinden
ayrıldıklarını, çilingire gerek kalmadığını söyledi. Daha sonra jandarma
binasından ayrılarak adliyeye gidip olayla ilgili tutanağımızı tuttuk.
Saat 23:30 'da adliyeden ayrıldık."