16 Haziran 2015 Salı

İşte TIR Savcısı Kavalcıoğlu’nun ilk kez ortaya çıkan ifadesi


İşte TIR Savcısı Kavalcıoğlu’nun ilk kez ortaya çıkan ifadesi

Adana’da 1 Ocak’ta durdurulan ancak “devlet sırrı” gerekçesiyle aranamayan TIR’la ilgili soruşturmada görev alan eski Kırıkhan Savcısı Yaşar Kavalcıoğlu’nun ifadesine GRİHAT ulaştı. Savcı Kavalcıoğlu’nun HSYK’ya gönderdiği savunmasında o gün yaşananları an be an anlattığı ortaya çıktı.

Adana’da MİT TIR’ları ile ilgili soruşturmayı yürüten savcılar 1,5 yıl sonra HSYK 88.maddesi gözardı edilerek 7 Mayıs’ta gözaltına alınmıştı. Savcılar hakkında yakalama ve gözaltı talep eden müfettiş Arif Sami Kaya, savcı Yaşar Kavalcıoğlu hakkında da yakalama ve gözaltı kararı istemiş, ancak Tarsus 2.Ağır Ceza Mahkemesi savcı Kavalcıoğlu’nun olay tarihinde Kırıkhan savcısı olduğuna dikkat çekerek, yakalama ve gözaltı kararını verme konusunda İskenderun savcılığının yetkili olduğunu belirterek talebi reddetmişti.

Savcı Kavalcıoğlu’nun HSYK’ya verdiği ifadede, TIR’ların durdurulmasından sonra, eskortluk eden MİT’çilerin “devlet sırrı” olduğu gerekçesiyle TIR’ları aratmadığını, ancak TIR’lardaki malzemenin devlet sırrı olduğuna ilişkin de resmi yazı vermediklerini anlattı. Kavalcıoğlu, kendisinin arama yapılması konusunda ısrar etmesi üzerine ortamın gerildiğini ve çatışma çıkabilecek bir boyuta ulaştığını da ifade etti.

Öte yandan, MİT’çilerin TIR’ların önüne geçerek kol kola girerek kenetlendiğini ifade ederken, olay yerinde bulunan kolluğa baskı yapıldığını ve tamamının olay yerinden çekildiğini kendisinin MİT personeli ile yalnız kaldığını da aktardı.

İŞTE SAVCI KAVALCIOĞLU’NUN SAVUNMASI

"01.01.2014 günü akşam sularında ikamet ettiğim Kırıkhan Adliye Lojmanındaki konutumda bulunduğum sırada, mobil telefonumdan beni arayan günün nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Yunus Alkan jandarmaya ihbar geldiğini, ihbarda silah kaçakçılığı suçu kapsamında Kırıkhan - Reyhanlı üzerinde bir tırın silah yüklü olduğunu, tır ile birlikte yakalanan şahısların kendilerini Milli İstihbarat Teşkilatı görevlisi olduklarını iddia ettiklerini, ne yapılması gerektiğini sorması üzerine ben de kendisine bölgenin Suriye ile komşu olması, Suriye'de yaşanan iç savaşın bölgeye olumsuz etkisi ve özellikle kaçakçılık suçlarında meydana gelen artışa istinaden olaya titiz bir şekilde eğilmesini, hukuken ne gerekiyorsa onu yapması gerektiğini, arama kararı verilebileceğini söyledim. Bu sırada Kırıkhan Jandarma Bölük Komutanı Yüzbaşı Kubilay Ayvaz beni arayarak olayla ilgili bilgi verdi. Ben de kendisine nöbetçi savcıdan verilecek talimatlara göre hareket edilmesi gerektiğini söyledim. Olaydan uzun bir süre geçmesi ve olay öncesinde ilgili kişilerle yoğun bir telefon trafiğinin yaşanması nedeniyle görüşmelerin kronolojik sırasını hatırlamıyorum. Ayrıca nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Yunus Alkan'ın beni ilk aradığı görüşme saatini tam olarak hatırlamamakla birlikte zannedersem 16:30 - 17:10 saatleri arasında aramıştı. Yüzbaşı Kubilay Ayvaz ve Cumhuriyet Savcısı Yunus Alkan ile yapmış olduğum telefon görüşmelerinde kendilerini MİT personeli olarak tanıtan şahıslar hakkında MİT kanunundaki özel düzenlemeler nedeniyle gözaltı işleminin yapılmaması gerektiğini söyledim. Bu görüşmeden bir kaç dakika sonra Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan beni arayarak ihbarın kendilerine de ulaştığını belirterek durum hakkında bilgi istemesi üzerine, ben de kendisine ihbara yeni vakıf olduğumuzu, detayları hakkında henüz bir şey bilmediğimizi, bununla ilgili kollukla görüşmelerin devam ettiğini söyledim.

Kırıkhan savcılığı olarak dosyayı Adana’ya devrettik

Bunun üzerine Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan bana şahısların MİT görevlileri olduğunun kesinlik kazanması halinde kolluk tarafından kimlik tespiti yapıldıktan sonra görevlilerin serbest bırakılmalarını söyledi. İlerleyen dakikalarda Yunus Alkan ve Kubilay Ayvaz ile yapmış olduğum telefon görüşmelerinde olayda yakalanan şahısların dört ya da beş kişi oldukları, ayrıca bu şahısların kimlik ibraz etmemelerini de değerlendirerek olayın örgütlü bir suç kapsamında kalabileceği ihtimaline binaen Terörle Mücadele Kanunu 10. maddesi ile görevli Adana Cumhuriyet Başsavcılığı (Adana TMK) nöbetçi cumhuriyet savcısı ile irtibata geçmelerini, ayrıca nöbetçi TMK savcısının da telefonunun öğrenilerek bana bildirilmesini söyledim. Bu görüşmeden bir müddet sonra Kubilay Ayvaz beni arayarak Adana TMK Cumhuriyet Savcılığını bilgilendirdiklerini, nöbetçi savcı beyin olayla ilgileneceğini söyleyerek nöbetçi Cumhuriyet savcısının adını ve telefon numarasını bana verdi. Bunun üzerine hemen nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Özcan SİŞMAN’ı arayarak durum hakkında kendisine bilgi verdim. Özcan Bey de telefonda bana kolluğun kendisine bilgi verdiğini, olayla ilgilenmeye başladıklarını, arama kararını kendilerinin vereceğini söylemesi üzerine ben de kendisine Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcılığı olarak soruşturmayı kendilerine devrettiğimizi, nöbetçi Cumhuriyet savcısı tarafından verilen arama kararını da uygulamayacağımızı söyledim. Bunun üzerine Savcı Özcan Şişman "tamam" dedi.

Hatay Başsavcısı “Biz hiçbir şeye karışmayalım, TMK savcılığı nasıl hareket ederse etsin” dedi

Hemen Yunus Alkan'ı arayarak Özcan SİŞMAN ile görüştüğümü, kendisinin görevli ve yetkili Savcılığın Adana TMK Savcılığı olduğunu, arama kararını kendilerinin vereceğini söylediğini, bu nedenle Savcılığımızca verilen arama kararını uygulanmamasını söyledim. Ancak bu aşamada Yunus ALKAN'ın yazılı arama evrakını tamamlamış olup olmadığını hatırlamıyorum. Telefonu kapattıktan sonra Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Bestami TEZCAN beni araması üzerine konu hakkında bilgi verdim. "Biz hiç bir şeye karışmayalım." dedi. Sözlerine devamla "O zaman TMK savcılığı nasıl hareket ederse etsin." diye ekledi. Ben de tamam dedim. Akabinde Özcan ŞİŞMAN beni tekrar arayarak arama kararını yazıp faksla ileteceğini, olayın ehemmiyetine binaen benim ve nöbetçi savcının aramaya iştirak etmemizi istedi. Bunun üzerine Yunus ALKAN’a giderek durumu anlattım. Yunus ALKAN misafirleri olduğunu, bu nedenle benden aramaya iştirak etmemi istedi. Ben de tamam dedikten sonra yanından ayrıldım. Lojmandan çıktıktan sonra nöbetçi savcının arama işlemine iştirak etmesinin daha doğru olacağını ve Yunus ALKAN 'ın da iki ay önce kuradan yeni atanmış olması nedeniyle yanında bulunmanın daha doğru olacağını düşünerek Yunus ALKAN’ı telefonla arayarak aramaya ikimizin birlikte iştirak etmemizin hukuken daha doğru olacağını söyledim. Yunus ALKAN 'da tamam dedi. Yunus ALKAN 'ın şahsına ait aracı ile olay yerine hareket ettik. Yolda Kırıkhan Adliyesinde zabıt kâtibi olarak görev yapan Savaş TUNÇ'u da alarak olaya yerine gittik. Olay yerine hatırladığım kadarıyla 17:30 - 18:00 sıralarında intikal ettik.

MİT Personeli olduklarını söyleyip kimlik ibraz etmemişlerdi

 Olay yerine geldiğimizde olay yerinin Kırıkhan-Reyhanlı yolunun 5-6. km'sinde olduğu, yol kenarında yeteri kadar jandarma aracı ve personeli bulunduğu, ihbarda adı geçen bir adet TIR ile TIR’a takılı brandalı dorsenin olduğu, ayrıca telefonda tarafımıza bildirilmeyen TIR’ın önünde bir adet fiat linea aracın (Daha sonra bu aracın tıra eskortluk yapan bir araç olduğunu öğrendim.) Kırıkhan istikametine doğru park halinde olduklarını gördüm. Olay yerinde durdurulan araçların plakalarını hatırlamıyorum. Ancak TIR’ın ya da dorsenin plakasının 06 ile başladığını hatırlıyorum. Olay yerine geldiğimde bizi Yüzbaşı Kubilay Ayvaz karşıladı. Kendisi ile kısa bir süre görüştükten sonra TIR ile birlikte yakalanan ve olay yerinde bulunan şüpheli şahısların yanına gittim. Şahıslar hatırladığım kadarıyla beş kişi idiler ve sivil kıyafetliydiler. Şahıslara kim olduklarını sordum. Cevaben kendilerinin MİT görevlisi olduklarını söylediler. Bu sefer olay yerinde bulunan Kırıkhan jandarma görevlilerine şahısların kimlik ibraz edip etmediklerini sorduğumda, jandarma personeli olan görevli arkadaşlar şahısların kendilerine herhangi bir kimlik ibraz etmediklerini, MİT personeli olduklarını şifahen bildirdiklerini söylemeleri üzerine, bu sefer yakalanan şahıslara dönerek, "kimlik ibraz etmeden ben sizin MİT personeli olduğunuzu nerden bilebilirim, kimlik ibraz etmediğiniz takdirde normal soruşturma prosedürünü uygulamak zorunda kalacağım." dedim. Jandarma personelinden şahısların kimlik ibrazını tutanağa geçirmelerini istedim. Bu sırada MİT personeli olduğunu iddia eden şahıslar bana "Başsavcım açık kimlik bilgilerimizin tutanağa geçirilmesi sıkıntı oluşturabilir, tutanağı açık kimlik bilgileri olmadan tutulabilir mi?" demeleri üzerine ben de "Olur." dedim. Jandarma personeline o şekilde tutanak tutmalarını söyledim.

Arama kararı faks yoluyla ulaştı, arama talimatını verdim

Daha sonra olay yerinde bulunan herkese olayla ilgili görevli ve yetkili Cumhuriyet Başsavcılığının Adana Cumhuriyet Başsavcılığı olduğunu, nöbetçi Adana TMK Cumhuriyet Savcısının arama kararı gelinceye kadar herkesin beklemesi gerektiğini söyledim. Ayrıca bölük komutanı Kubilay AYVAZ’a olay yerinde gerekli güvenlik önlemini almasını, ortamın karanlık olması nedeniyle yapılacak arama sırasında gerekli ışıklandırma sisteminin kurulması talimatını verdim. Bu arada beni Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan aradı. Olaya karışmamamız gerektiğini söyledi. Ben de kendisine Adana TMK Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından talimat verildiğini, talimata göre hareket etmemiz gerektiğini söyledim. Bir süre sonra Adana TMK Cumhuriyet Başsavcılığının arama kararı faks yoluyla elimize ulaştı. Kararı alıp okuduktan sonra Kubilay AYVAZ’a aramaya başlamaları talimatını verdim.

Malzeme “devlet sırrı” dediler, belge ibraz etmediler

Jandarma personeli alınan talimat uyarınca arama kararını icra edecekleri sırada MİT personeli olduklarını iddia eden şahıslar yanıma gelerek tırda bulunan eşyaların Devlet sırrı mahiyetinde olduğunu ve arama yapılamayacağını söylediler. Ancak tırdaki malzemelerin devlet sırrı olduğuna dair yazılı bir belge tarafımıza ibraz etmediler. Ben de bunun üzerine hemen Özcan Şişman'ı arayarak durumu kendisine ilettim. Özcan Şişman bana arama kararının yerine getirilmesi gerektiğini, arama yapıldıktan sonra suç ya da suç unsuru delil elde edildiği takdirde bunlara el konulmasını sözlü olarak iletti.

Arama talimatı verince ortam hareketlendi, gerginleşti

Ben de telefonu kapattıktan sonra olay yerinde bulunanlara arama talimatının kesinlikle yerine getirilmesi gerektiğini söylemem üzerine birden ortam hareketlendi. Yakalanan şahıslar agresif tavırlar sergilemeye, aramaya engel olacak nitelikte tutum ve davranışlar sergilemeye başladılar. Ortam bir anda gerginleşti. Ben de bu durumun sıkıntı yaratabileceğini, çatışmaya varacak kadar istenmeyen neticeler doğurabileceği kanaatine vararak (Bu kanaatimin oluşmasında özellikle olay yerinde Kubilay AYVAZ ile yapmış olduğum görüşmeler sırasında Kubilay AYVAZ’ın bana aracın durdurulup bizim olay yerine gelmemize kadarki süreçte yaşanan olaylardan bir kaç kesit anlatması da etkili olmuştur.


MİT’çiler: Ne yani çatışalım mı?

 Özellikle biz olay yerine intikal etmeden önce yakalanan şüpheli şahısların jandarma personeli ile pazarlığa girişmek istedikleri, bu doğrultuda şüpheli şahısların jandarma personeline yakalanan dorsenin boş bir dorse ile değiştirilmesi talebinde bulundukları, personelin bunu kabul etmemeleri üzerine şüpheli şahısların "ne yani çatışalım mı" dedikleri, şeklinde bir kısım hadiselerin meydana geldiğini anlatmıştır.) tekrar Özcan Şişman'ı aradım. Ortamın çok gergin olduğunu çatışma ihtimali olduğunu, Adana ve Kırıkhan arası mesafenin yaklaşık iki saat olduğu bu nedenle gelebilirse kendisinin gelip bizzat aramaya iştirak etmesini söyledim. Özcan ŞİŞMAN, bana "Bir kaç dakika bekle ben sana döneceğim." dedi. Biraz sonra Özcan ŞİŞMAN beni tekrar arayarak olay yerine geleceğini, ancak araç etrafında gerekli güvenlik önlemlerini artırılması ve aracın hiçbir suretle olay yerinden hareket ettirilmemesi talimatını verdi. Bunun üzerine ben de gerekli talimatı şüpheli şahıslara ve jandarma personeline ilettim. Buna istinaden hepimiz Özcan ŞİŞMAN’ı beklemeye başladık.

Kolluğu birileri arayarak baskı oluşturmaya çalışıyordu

Bekleme sırasında gerek Kubilay AYVAZ’ın gerekse şüpheli şahısların yoğun telefon görüşmelerine tanık oldum. Beni de Başsavcı Bestami TEZCAN devamlı suretle arayarak olay yerinden ayrılmam gerektiğini söylüyordu. Ben de kendisine her defasında Özcan ŞİŞMAN’ın olay yerine gelmesine müteakip olay yerinden ayrılacağımı söyledim. Bu sırada Kubilay AYVAZ’ı cep telefonuyla devamlı suretle birileri arayarak baskı oluşturmaya çalışıyorlardı. Ancak bu arayan şahısların kim olduklarını bilmiyorum. Sadece arayanlardan bir tanesinin Hatay İl Alay Komutanı Hasan Albay olduğunu biliyorum. Hasan Albayın Yüzbaşı Kubilay AYVAZ'dan devamlı bilgi alıyordu. Aramaların bir tanesinde olay yerinden ayrılması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Kubilay AYVAZ bana dönerek ne yapayım der manasında bir işaret yaptı. Ben de kendisine bu işlemin adli işlem olduğunu, bu nedenle görev ve yetkinin tamamen savcılıkta olduğunu, idari bir eylem niteliğinde olmadığını, talimatlarımızın aksine hareket edilmesi halinde ilgililer hakkında yasal işlem yapacağımı, bu sebeple adli soruşturmamızla ilgisi olmayan şahısların soruşturmaya müdahale etmemelerini söyledim. Yüzbaşı Kubilay AYVAZ telefonla Hasan Albay'a tekrar dönerek bu işlemin adli bir işlem olduğuna inandığını, bu nedenle savcılığın talimatına göre hareket edeceğini söyledi.

Başsavcı olay yerinden uzaklaşmamı istedi

Bu sırada beni Kırıkhan Kaymakamı Halil UYUMAZ arayarak durum hakkında bilgi almak istedi. Bana jandarma personelinin olay yerinden ayrılması için valinin kendisine yazılı talimat yazması emrini verdiğini, nasıl hareket etmesi gerektiğini sorması üzerine kendisine olayın adli işlem niteliğinde olduğunu, böyle bir yazılı talimat yazması halinde hukuki açıdan sorumluluk doğurabileceğini, bu işe karışmaması gerektiğini söyledim. Bu esnada cep telefonumdan beni Başsavcı Bestami TEZCAN aradı ve olay yerinden uzaklaşmamı, biraz sonra olay yerinin karışacağını söyledi. Ben de talimat ve görevim gereğince Özcan ŞİŞMAN gelene kadar olay yerinden ayrılamayacağımı söyledim.

Valilik yazısında TIR’ların değil MİT’çilerin bırakılması yazıyordu

Şüpheli şahısları yanıma çağırarak kendilerine MİT Kanunu 26. maddesi hükmü gereğince soruşturma iznine tabi olmaları nedeniyle herhangi bir soruşturma işlemine tabi kılmayacağımı, ancak hukuken tırda arama yapılması gerektiğinden tırın serbest bırakılmasının mümkün olmayacağını söylemem üzerine şüpheli şahıslar telefonla birileri ile görüştükten sonra yanıma tekrar gelerek olay yerinden ayrılmayacaklarını söylediler. Beş on dakika sonra Hatay Valiliğin yazılı talimat yazdığı haberi üzerine şüpheli şahıslarda bir hareketlenme başladı. Hatırladığım kadarıyla saat 21:00'a doğru Kırıkhan Kaymakamlık yazı işleri müdürü Muhammet Bey kaymakamlığa ait makam aracı ile olay yerine elinde bir zarfla geldi. Bana "Sayın Başsavcım ben sadece ilgili yazıyı tebliğ etmekle görevlendirildim." dedi ve elinde bulunan zarfı Yüzbaşı Kubilay AYVAZ’a verdi. Tebliğ tebellüğ işlemlerini yaptığı sırada birden şüpheli şahıslar "Valiliğin yazılı talimatı geldi. Herkes araçlara" çağrısı yaparak suça konu tıra ve eskortluk yapan fiat marka araca yöneldiler. Yüzbaşı Kubilay Ayvaz ile birlikte zarfı açıp içeriğine baktığımızda Vali Celalettin LEKESİZ tarafından Kırıkhan Kaymakamlığına faks ile gönderilen yazı içeriğinde; MİT kanunu uyarınca şahısların serbest bırakılmaları talimatı yer alıyordu. Bu sırada Yüzbaşı Kubilay AYAVAZ şüpheli şahıslara "Yazıda tırların serbest bırakılmaları talimatı yer almıyor. Sadece şahısların serbest bırakılmaları talimatı var. Bu talimatı Yaşar Başsavcım zaten vermişti." demesine rağmen şüpheli şahıslar verilen talimatlara aykırı olarak suça konu araçlara binmek için araçların bulunduğu yere yöneldikleri sırada kendilerine "Talimatlara aykırı hareket etmeyin aksi halde sorumluluktan kurtulamazsınız, bunun hesabını veremezsiniz." dedim.

Darp etmek amacıyla üzerime yürüdüler

Ancak şüpheli şahıslar talimatlarımı dinlemediler ve araçlara binmeye çalıştılar. Ben de bu durum karşısında "Benim talimatlarıma uygun hareket etme mecburiyetiniz var, herkes bu devletin kölesidir hepimiz devletin kölesiyiz, yüzbaşım çabuk durdurun şu araçları." şeklinde bağırdım. Bunun üzerine şüpheli şahıslar üzerime doğru yürüyerek bana "Bize böyle diyemezsin." ve benzeri ifadeler kullandılar. Ben de olay yerinde tek yetkili şahsın savcı olduğuna vurgu yapmak amacıyla o sözleri söyledim desem de şahıslar darp etmek amacıyla üzerime yürümek istediler. Araya Yüzbaşı Kubilay AYVAZ’ın girmesiyle şahıslar geri dönüp araçlara binerek Kırıkhan yönüne hareket ettiler. Yüzbaşı Kubilay Bey bu sırada olay yerinde bulunan jandarma personeline geri çekilme talimatı verdi. Ben kendisine Anayasaya yasalara karşı gelindiğini, bunun hesabını veremeyeceklerini söyledim Bunun üzerine Yüzbaşı Kubilay bey ekiplerden bir tanesini şüpheli şahısların aracını durdurmaları konusunda görevlendirdi. Hareket eden şüpheli araçlar ileri bir noktadan geri dönerek Reyhanlı istikametine doğru hareket etmeye devam ettiler. Bu arada beni Başsavcı Bestami TEZCAN arayarak; yapılan işin sorumluluk doğuracağını ve sorumluluk kabul etmediğini söyleyince, ben de "tüm sorumluluk bana aittir." şeklinde kendisine cevap verdim.

TIR’a ait dorsenin arka kısmında bir noktada yan yana dizilerek kenetlenmek suretiyle arama yapılmasına engel oldular

Beş altı dakika sonra TIR’ın ileride bir noktada tekrar durdurulduğunu söylentisi üzerine Yunus ALKAN’a ait araçla TIR’ın durdurulduğu istikamete doğru hareket ettik. Yaklaşık 10 km sonra Reyhanlı istikametine doğru bir noktada suça konu TIR’ın durduğunu, şüpheli şahısların olay yerinde olduklarını, ancak jandarmadan herhangi bir personelin olay yerinde bulunmadığını, sadece bir kaç polisin olay yerinde olduğunu gördüm. Özcan ŞİŞMAN’ı arayarak nerde olduğunu sordum. On beş yirmi dakikalık yolu kaldığını söyledi. Özcan Bey gelene kadar olay yerinde bekledik. 15-20 dakika sonra Özcan ŞİŞMAN geldi ve jandarma personelinin nerde olduğunu sordu. Jandarmanın geri çekilme emrine istinaden olay yerinden ayrıldığını söylemem üzerine olay yerinde bulunan bir kaç kolluk görevlisine jandarma hakkında tutanak tutmaları talimatını verdi. Özcan ŞİŞMAN daha sonra TIR’a doğru yönelerek şüpheli şahıslara arama yapmak için dorsenin açılmasını söyledi. Şüpheli şahıslar da emir aldıklarını bu nedenle tırda arama yaptırmayacaklarını söylemeleri üzerine Özcan ŞİŞMAN polis memurlarına dönerek direnmeleri halinde şahıslara zor kullanma talimatı verdi. Bunun üzerine şüpheli şahıslar suça konu TIR’a ait dorsenin arka kısmında bir noktada yan yana dizilerek kenetlenmek suretiyle arama yapılmasına engel oldular. Özcan Şişman bu durum üzerine zor kullanma talimatını yineledi. Ancak şüpheli şahıslar sayıca fazla oldukları için polis görevlileri pek bir şey yapamadılar. Bir ara Özcan ŞİŞMAN benden aracın açılması için çilingir bulmamı istedi. Ben de çilingir bulmak üzere Yunus ALKAN ve Savaş TUNÇ'la olay yerinden ayrılarak Kırıkhan'a geri döndük. Jandarma bölük komutanlığı merkez binasına gittik. Bu sırada telefonla beni arayan Özcan ŞİŞMAN tutanakla olay yerinden ayrıldıklarını, çilingire gerek kalmadığını söyledi. Daha sonra jandarma binasından ayrılarak adliyeye gidip olayla ilgili tutanağımızı tuttuk. Saat 23:30 'da adliyeden ayrıldık."