Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ,
askerin Suriye’ye savaşa girme senaryolarına ilişkin olarak, “Askere
‘Suriye’ye gir’ dersiniz girer. Ama girerseniz bir daha nasıl
çıkacaksınız” sorusunu yönetti. Askerin girebilmesi için diplomatik alt
yapı önceden kurulmalı. Bu yapılmadan atacağınız her adım ülkemizi zor
duruma düşürür. İki adım sonrasını düşünmemiz lazım.
“Direktif verilirse, askerin ‘hayır’ demesi söz konusu bile olamaz”
diyen Başbuğ, “Eğer bir komutan ‘Ben yapamam” derse görevden ayrılır ya
da görevden alınır” ifadesini kullandı.
Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’e konuşan Başbuğ, sınır ötesi harekat ihtimaline ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başbuğ’un açıklamaları özetle şöyle:
‘Normalleşme şart’
Suriye ila aramızda 911 kilometrelik sınır hattı var. Ancak Suriye
sınırında şimdi PYD, IŞİD, Özgür Suriye Ordusu, El Nursa gibi gruplar
var. Böyle bir durum ülke güvenliği açısından sonra derece vahim bir
durumdur. Bir dönem, Irak’ta yaşadığımız süreci, şimdi Suriye’de yaşama
sürecine giriyoruz. Üstelik Suriye, Irak sınırımıza göre daha karmaşık
bir yapıya sahip. Ülkemizin, daha fazla gecikmeden artık Suriye
Devleti’yle normalleşme sürecine girmesi şart. Bu böyle gitmez. Eğer,
Suriye topraklarında bir güvenli bölge oluşturulmak isteniyorsa, bunun
için önceden mutlaka Suriye ile temas kurmamız gerekir.
‘Girersiniz ama ya sonrası?’
Hükümetin emriyle Suriye topraklarına girer, güvenli bölge
oluşturmaya girişebilirsiniz ama sonrası ne olacak? Askere ‘gir’
dersiniz asker girer. Girer de sonra bir daha oradan çıkabilir miyiz?
Ayrıca bunun siyasi, uluslararası boyutu var. Askerin girebilmesi için
diplomatik alt yapı önceden kurulmalı. Bu yapılmadan atacağınız her adım
ülkemizi zor duruma düşürür. İki adım sonrasını düşünmemiz lazım.
‘Yarınki safhalar önemli’
Şimdiye kadar olanlar olmuş. Bari bundan sonraki ilişkilerimizi
düzgün götürelim. İlişkilerin artık yarınki safhaları çok önemli.
Ülkemizde 2 milyona yakın Suriyeli geldi. Bunlar çok zor durumda. Daha
yeterince farkında değiliz ama bunlar ilerde çok ciddi güvenlik sorunu
olacak. Üstelik Suriye’den çok sayıda insanın ülkemize geleceği
beklentisi de var. Suriye Devleti’yle ilişkilerimizi normalleştirmemizin
önemi her geçen gün daha da artıyor.
‘Bu iş Irak’a benzemez’
Suriye ile olan durumla, Irak’la olan çok farklı. Asker, Irak’ın
kuzeyinden kaynaklanan PKK terörüne karşı Irak Devletine ‘teröristleri
ya siz etkisiz hale getirin, ya biz gireceğiz’ diyorduk. Onlar etkili
olamadığı için ‘sıcak takip’ yapıyor, hatta Irak’ın kuzeyinde aylarca
kalıyorduk. Çünkü oradan gelen teröristler askerlerimizi şehit ediyor,
vatandaşlarımızı öldürüyordu. Uluslararası camia bizim girişlerimizi
haklı buluyordu.
“Asker ‘hayır’ demez”
Bazıları, “Hükümetin emrine rağmen asker Suriye’ye girmiyor”
iddialarını gündeme getiriyor. Direktif verilirse, askerin ‘hayır’
demesi söz konusu bile olamaz. Eğer bir komutan ‘Ben yapamam” derse
görevden ayrılır ya da görevden alınır. Bir ülkenin güvenliğinden
Bakanlar Kurulu sorumludur. Askere, emir verildikten sonra bunun yerine
getirilmemesi demokratik bir ülkede olmaz.