1992 yılında paşaların zehirli
kahve ile suikast yapılması olayında ihmali bulunduğu için
cezalandırılan emekli Tuğgeneral Ahmet Cengiz Aycan İşçi Partisine
katıldığı ortaya çıktı
Emekli Tuğgeneral Aycan sessiz sedasız Ekim 2012 tarihinde düzenlenen
törenle Ergenekon davası tutuklu sanığı Doğu Perinçek’in partisine
katıldı. Kamuoyu Aycan’ın ismini olarak 4 Kasım 1992’de duydu. Aycan’ın
ihmali olduğu olayda az daha Türk Silahlı Kuvvetler’nin komuta kademesi
terör örgütü PKK’nın organizasyonu ile ortadan kaldırılacaktı. Olay
şöyle gelişti.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Doğan Güreş, Kara Kuvvetleri Komutanı
Org. Muhittin Fisunoğlu, 1’inci Ordu Komutanı Org. İsmail Hakkı Karadayı
ve 3’ncü Kolordu Komutanı Korg. Hikmet Köksal İstanbul Hasdal’daki
26’ncı Zırhlı Tugayı denetledi.
Komutanlar, erlerle yemek yedikten sonra gazinoya geçti. Üçü kahve
sipariş ederken 4’üncü Kolordu Komutanı Hikmet Köksal çay istedi.
Tugayın Kurmay Başkanı Albay Cengiz Aycan, kahvelerin hazırladığı mutfak
kısmına girdi. İki garson erin yemek ocağında cezve ile kahve
pişirmesini yadırgadı, yanındakilere ‘Kahveyi niçin büyük ocakta bu
erlere pişirtiyorsunuz?’ diye sordu.
Albaya ‘Komutanım bu ocakta pişen kahve daha lezzetli oluyor. Ayrıca bu
asker garsonlar kahveyi hep kendilerinin pişirdiğini ve Komutanın da
beğendiğini söylediler’ yanıt verildi. Cengiz Albay ‘İnşallah güzel
kahve yaparsınız.’ diyerek gazinoya döndü. Kahve ikram edilince Doğan
Güreş Paşa bir küçük yudum aldı. Muhittin Fisunoğlu Paşa ise hiç içmeden
kokusunun kötü olduğunu söyleyerek etrafındakileri içmemeleri için
uyardı. Karadayı Paşa sadece bir yudum aldı, yutmayarak tükürdü. Tugay
Komutanı Tuğg. Habil Küçük bir yudum içti, boğazında aşırı yanma
hissetti.
Komutanlar şüphelenirken, kahveleri pişiren iki asker, ikramdan hemen
sonra, nizamiyeye doğru hızla koştu. Kendilerine dışarı çıkışın yasak
olduğunu söyleyen nöbetçilere ‘Komutanlara ikram edilecek içecekler için
Sakarya Kışlasından acele bardak alacağız’ diyerek kaçti. GATA eski
Komutanı emekli Tümgeneral Ömer Şarlak ‘Kışladan Kampüse’ isimli
kitabında olayın devamını şöyle anlattı:
‘Kahveye zehir konduğu kesindi. Komutanlar hızla gazinodan ayrılıp
arabalarına doğru yöneldiler. Komutanlardan hiçbiri, Tugaydaki hiçbir
görevli komutanın elini sıkmamış ve Allahaısmarladık dememişlerdi. Kaçan
iki erin şahsi eşyaları olaydan hemen sonra aranmış ve birinin
defterinde iki yüz elliye yakın adres bulunmuştu.’
Olaydan sonra 26’ncı Zırhlı Tugay Komutanı Habil Küçük 1’nci Ordu
Kurmay Yarbaşkanlığına, Tugay Kurmay Başkanı Kurmay Albay Cengiz Aycan
da 3’ncü Kolordu Lojistik Şube Müdürlüğüne atandı. Şarlak Paşa,
kitabında ‘Bu atamalar bir tür cezalandırma idi’ ifadesini kullandı. Bu
suikastten 18 gün sonra Cezayir’de köktendincilerin 8 generali gıda
maddeleri içine karıştırdıkları siyanürle zehirleyip öldürdüklerini
belirten Şarlak Paşa, ‘Atalarımız boş yere; ‘Su uyur, düşman uyumaz’
dememişler.’ diyor.