Res’en emekli Üsteğmen Dursun Gürler, 12 Mart muhtırası mağdurlarından.
Yıllarca askeriyeden niye atıldığı sorusunun cevabını aradı.
12
Eylül referandumu, bu araştırmada kendisine bir kapı araladı. 40 yıldır
çektiği mağduriyetin giderilmesi umuduyla harekete geçen Gürler, Türk
Silahlı Kuvvetleri’ne başvurup neden ve nasıl emekli edildiğini öğrendi.
Dursun
Gürler, 2010 yılında ‘‘bilgi edinme yasasının’’ kendisine sağladığı
yasal haktan yararlanarak emekli edilmesinin sebeplerini öğrenmek için
Milli Savunma Bakanlığı’na (MSB) başvurdu. Gürler’in başvurusu üzerine
MSB, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na 6 Ocak 2012 tarihinde bir yazı
yazdı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel İşlem Daire Başkanı
Tuğgeneral Yavuz Selim Kahveci imzası ile 25 Ocak 2012 tarihinde MSB’ye
cevabi yazı geldi. Yazıda Gürler’in Türk Silahlı Kuvvetleri’nden
disiplinsizlik nedeniyle atıldığını belgeleyen ekler ilave edildi. Bu
belgeler MSB Genel Sekreterliği’ne gönderilecekti. Sicil belgelerinin
Gürler’den saklanması gerekiyordu. Ancak bir yanlışlık yapıldı. Ve
“Dağıtım” bölümüne Gürler’in ismi yazıldı. Bu yanlışlık, emekli
üsteğmenin 40 yıldır çektiği acının nedenini ortaya çıkardı.
Gürler,
kendisine gelen evrakları görünce adeta şok oldu. Çünkü kendisini
Silahlı Kuvvetler’den ayıran sicil evraklarında akıl almaz tahrifatlar
yapılmıştı. Gürler’in Subay Sicil Belgesi’nde Kırklareli’nin Vize
ilçesinde 7 ay 16 gün görev yaptığı yazıyor. Silahlı Kuvvetler’den
ayrılma tarihi ise 21 Nisan 1972 olarak gösteriliyor. Ancak belgelerde
“Tutum ve davranışları ile yasa dışı görüşleri benimsemektedir. Silahlı
Kuvvetler’de bulunması uygun değildir. 1 Mayıs 1972” notu düşülmüş. Yani
Gürler’i ordudan uzaklaştırmak isteyenler önce onu atmış, sonra sicil
belgesine kanaatlerini yazmış. Gürler’i ordu bünyesinin dışına atan
evrakların gelişi güzel düzenlendiğinin en önemli bir başka kanıtı daha
var. Emekli üsteğmenin aldığı disiplinsizliklerin çoğunda Gürler, olayın
geçtiği birliklerde görev yapmıyor. Kendine yapılan bu haksızlığın
giderilmesini ve devletten iade-i itibar isteyen Dursun Gürler, şunları
söylüyor: “Devlet, vatandaşına güven vermeli. Vatandaş devletine küs
durmamalı. Devleti tarafından mağdur olmuş insanları, ne pahasına olursa
olsun kazanmak, onlara iade-i itibar sağlamak barış ve güven ortamında
yaşamanın da nedenlerinden biri olacaktır.”