İsrail,
hasımlarına karşı teknolojik üstünlüğe sahip olmanın bir hayat-memat
meselesi olduğuna inanır. Bu yüzden de bu konuda çok çalışır. Herhangi
bir başarıya ulaştığında da bununla övünür.
Nitekim
son Gazze saldırısı sırasında gündeme gelen ve kendine göre çok
başarılı olduğunu öne sürdüğü füzesavar sistemi Demir Kubbe ile övünüp
duruyor bugünlerde. Hatta sözlü övünmenin ötesine geçip bir de Demir
Kubbe madalyası çıkarmış bulunuyor. İsrail Sikke ve Madalyalar
Kurumu’nun, gümüş ve bronzdan yapılı bu madalyaları satışa çıkardığı
haberlerde yer alıyor. Madalyanın ön yüzünde Demir Kubbe ateş bataryası,
İsrail devlet amblemi ve kutsal kitaptan alınan “Bu şehri korumak için
kalkan olacağım” şeklinde dinî ibare var; arka yüzünde de sistemin kendi
amblemi ve İbranice, İngilizce ibareler yer alıyor.
Artık bir
madalyası da olan Demir Kubbe bundan böyle dünya çapında balistik füze
camiası tarafından dikkate alınan, İsrail’in başarı iddialarının her
yönüyle incelendiği stratejik öneme sahip bir konu, bir gelişme olarak
kalıcı bir şekilde gündeme oturmuş bulunuyor. Başta Amerika olmak üzere
dünyada balistik füze konusunda söz sahibi olan birçok ülke artık Demir
Kubbe ve ilgili gelişmeleriyle yakından ilgileniyor. Hatta bazı ülkeler
sistem hakkındaki değerlendirmeler daha tam anlamıyla netleşmemiş olsa
bile sistemden satın almak ya da ortak üretimle sahip olma yönünde
hareket ediyorlar.
Buna bir örnek Hindistan sayılır. Bazı
haberlerde bu ülkenin İsrail ile Demir Kubbe konusunda ‘al yap’ şeklinde
ifade edilen tedarik görüşmelerine başladığı bildiriliyor. Bu ayın
başında Yeni Delhi’yi ziyaret eden İsrail Savunma Bakanlığı Müsteşarı
Udi Şahani’nin, konuyu Hint Savunma Bakanı Şaşhi Kant Şarma ile ele
aldığı söyleniyor. İsrail’in bu haberler konusunda sessiz kalmayı tercih
ettiği, sistemi satmayı; ama teknolojisini verme konusunda mütereddit
olduğu söyleniyor. İsrail ile Hindistan arasında var olan stratejik
ilişkiler göz önüne alındığında İsrail’in Hint taleplerine uygun
davranacağı tahmini bugünden yapılabilir elbette.
Diğer yandan,
Hindistan’a ilaveten Güney Kore’nin de Demir Kubbe ile ilgilendiği
haberleri de ortalıkta dolaşıyor. Kuzey Kore’nin balistik füze
kapasitesi ve saldırgan tavrı dikkate alındığında Güney Kore’nin
ilgisinin bir temele dayandığı kolayca söylenebilir.
Kısacası,
performansı ve başarısı henüz tam anlamıyla netleşmemiş olsa da
İsrail’in Demir Kubbe konusunda şimdiden müşteri bulmak yolunda bazı
ilerlemeler sağladığı söylenebilir. Bu da sistemin bundan sonraki
finansmanı ile ilgili katkıların artacağı anlamına geliyor. Ayrıca, ilan
edilen başarısından sonra Amerikan yönetiminin sisteme daha fazla
yardım etmesi de beklenebilir. Zaten söylenenlere göre, Amerika sisteme
yaklaşık 1 milyar dolar malî katkıda bulunmuştu. Bu katkı olmasaydı
belki de sistem hayata geçmeyecekti.
Bugün Gazze saldırısı
ateşkesle sonuçlandığı için gündemden kalkan Demir Kubbe konusu
anlattığımız gibi balistik füze camiasının hakkında inceleme yaptığı,
henüz son hükmünü vermediği bir konu olarak belli çevrelerde hararetle
ve önemle tartışılıyor. Bu tartışmalar elbette herkesin gözü önünde
yapılmıyor. Ayrıca, sonuçlarının da öyle kolay kolay açıklanması
beklenmiyor. Bu bakımdan balistik füze ve karşı sistemler arayışı içinde
olan ülkeler Demir Kubbe’yi masaya yatırmış bulunuyorlar.
Demir
Kubbe’nin hedefi olan Hamas ve Gazze’deki diğer gruplar da şüphesiz aynı
şeyi yapıyor, onlar da sistemin gerçekten ne kadar başarılı olup
olmadığı, başarılıysa bunun kendi füzelerinin performansını ne kadar
etkileyip etkilemeyeceğini muhakkak kendi masalarına yatırmış bulunuyor,
ilgili karşı cevapları bulmaya çalışıyorlar. Hizbullah’ın, İran’ın da
benzer şekilde hareket ettiği de muhakkak sayılır.
Bugün sadece
yeni bir füze krizi çıktığında akla gelecek olan Demir Kubbe konusu
bölgenin son yıllarda ortaya çıkan ve bundan sonraki stratejik durumu
önemle etkileyecek olan balistik dengelerinde tam belirleyici olmasa
bile önemli bir belirleyici unsur olarak yıllarca önem ve değerini
koruyacak kısacası.