Ergenekon tutuklusu eski Özel Harekâtçı Şahin’in Genelkurmay’la ilişkisini anlatan ifadesini reddetmesi bu soruları gündeme soktu:
1- Şahin’in savcılık ifadesini günlerce bekledikten sonra yalanlamasına TSK açıklaması mı sebep oldu?
2- Takibe takılan subaylar Şahin’e niye “Komutanım” dediler? Neden yurtdışı görev emrinden söz ettiler?
3- Şahin’in evinde ele geçen krokiye dayalı aramalarda bulunan yeraltı cephaneliği nasıl açıklanacak?
4- Şahin’in son açıklamasında Ergenekon tutuklusu Küçük ve Perinçek’ten bahsetmesi bir yerlere mesaj mıydı?
Genelkurmay Başkanlığı'nın "TSK'nın yasadışı faaliyetlerde bulunan kişilerle hiçbir ilişkisi olamaz" açıklamasının ardından Ergenekon'dan tutuklanan eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin şüpheli bir şekilde geri adım attı. Şahin, "Genelkurmay Başkanlığı ve Genelkurmay Başkanı ile hiçbir görüşmesinin olmadığını" ileri sürdü. Şahin, savcılıktaki ifadesinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un bilgisi dahilinde ve Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak'ın talimatıyla 150-300 arası asker ve polisten oluşacak "S-1" adlı birimi oluşturmak üzere çalıştığını iddia etmişti ve bu iddialar Radikal gazetesinde yayımlanmıştı. El yazısıyla açıklama yaptı İbrahim Şahin, Ergenekon davasında tutuklu yargılanan bir sanık aracılığıyla duruşmayı izleyen basın mensuplarına ilettiği tek sayfalık açıklamasında, Genelkurmay Başkanlığı'nın önceki gün yaptığı yazılı açıklamanın "doğru" olduğunu savundu. Şahin, "TSK'nın benim gibi hasta ve eski bir mahkuma da ihtiyacı yoktur" dedi. Şahin, el yazısıyla yazılan açıklamada şunları ileri sürdü: "Savcılık makamında ifade verirken böyle bir soru ile karşılaşmadım. 70-80 soru ise bana hiç sorulmadı. Fakat TSK hedef alan bu sorular sanki sorulmuş gibi ifade tutanağında cevap haneleri boş olarak yazılmış. Soruların yüzde 70'i emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin üzerine hazırlanmış, cezaevinde tanıma şerefine eriştiğim emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile bu partinin diğer mensupları üzerine yoğunlaşmıştı. Sorgulama tamamen TSK'yı hedef aldığından bir çok soruda susma hakkımı kullandım. Tüm gerçekler mahkeme safhasında ortaya çıkacaktır. Türk milletinin ilelebet payidar olması dileğiyle." Genelkurmay çok kızmıştı İbrahim Şahin'in ifadelerinin basına yansımasının ardından Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin bazı personeline ilişkin haberlerin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir kurum olarak, yasa dışı faaliyetlerde bulunan kişi ve kurumlarla hiçbir ilişkisi olamaz. 700.000 kişilik bir orduya komuta eden, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerinden birisini oluşturan "Hukuk Devleti"ne bağlılığı ile tanınan bir komutanın, 150-300 kişilik yasa dışı bir oluşuma ihtiyaç duyması ve bu oluşumu, daha önce aynı tip bir olaydan dolayı mahkum olmuş ve sağlık durumu tartışmalı olan bir kişiyle yapmaya kalkmasını düşünmek, gülünç ve gayri ciddi bir durumdur" denmişti.
Bu ifadeler de mi yalan
Genelkurmay Başkanlığı "TSK'nın İbrahim Şahin'le ilişkisi olamaz" diye açıklama yaparken, Şahin de "TSK'nın benim gibi hasta bir mahkuma ihtiyacı yoktur" sözleriyle bu açıklamayı doğrulama yoluna gitti. Oysa Şahin'le birlikte gözaltına alınan Özel Harekat Dairesi'nde görevli polisler, "S-1" listesinden bahsederken, bunun "legal" bir yapılanma olduğu yönünde güvence aldıklarını söylediler. Özel Herakatçıların ifadeleri şöyle: Elazığ Emniyeti Özel Harekat Şube Müdürü Ayhan Atabek: İbrahim Şahin benden adımı, soyadımı ve telefonumu istedi. Ben de bir kağıda yazarak verdim. Antalya Özel Harekat Amiri Servet Kaynak: Güvendiğim polis memurları Bülent Güngördü, Zerrar Atik, Fahri Süslü, Mehmet Dalagan, Kemalettin Balcı'nın isimlerini verdim. Ben de bu arkadaşlara '5-6 ay sürebilecek bir görev var gelmek istermisiniz' diye sordum. Mahiyetini sordular. Ben de 'bilmiyorum' dedim. Arkadaşlar herhangi bir sakınca görmedikleri için kabul ettiler. Kabul ettik, çünkü hayatımız boyunca hiçbir illegal işe karışmadık. Özel Harekatçı Bülent Güngördü: Emniyet Amiri Servet Kaynak altı ay önce beni telefonla aradı. Yeni bir birim kurulacağını bu birimde görev almak isteyip istemediğimi sordu. Ben terörle mücadele ile ilgili bir müsteşarlık ya da yurt dışında görevlendirileceğimden dolayı legal bir yapılanma olduğunu düşündüğümden, Kaynak'ın illegal bir görevi bana teklif edeceğini düşünmediğimden olumlu cevap verdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder