Eski polis müdürü ve Susurluk hükümlüsü İbrahim Şahin’in, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmazdan önce savcı Zekeriya Öz’e verdiği ifadeyi dün ve önceki gün Radikal’in manşetinden okudunuz.Şahin, kendisine yeni kurulacak Terörle Mücadele Müsteşarlığı’nın önerildiğini, bu amaçla 300 kişilik bir vurucu tim oluşturmaya çalıştığını iddia ediyor savcıya. Zaten iki gün önce de yazdım, savcının sorularından büyük bir çoğunu da cevapsız bırakıyor. Savcının sorularına yansıyan iddiaların bir bölümü ise dudak uçuklatıcı. Onları iki gün boyunca okudunuz zaten.
Savcının bu soruları ve Şahin’in verdiği bazı cevaplar, bana daha ilk günden beri Şahin’in aynen Susurluk döneminde yaptığı gibi kendine bir koruma kalkanı oluşturmak istediği, bu amaçla da yerli yersiz Genelkurmay karargâhında görevli bazı komutanların isimlerini kullandığı izlenimini verdi.Genelkurmay Başkanlığı’nca dün yapılan ve Radikal’deki yayınlara cevap niteliği taşıyan açıklama, sanırım özel olarak Şahin’in, genel olarak da Ergenekon yargılamasında bir mihenk taşı işlevi görecek.Ve açıkçası hem açıklamanın içeriği hem de tonu, bana rahat bir nefes aldırdı; çünkü, Genelkurmay Şahin’le bir işbirliği ihtimalini kategorik olarak reddediyor. Zaten bu iddiaya kimse inanmamıştı ama böyle bir açıklamayla bunun yalanlanması bence çok da iyi oldu.
Ama yine de Genelkurmay açıklamasıyla ilgili birkaç şey söylemem gerek...Öncelikle bir konuya açıklık getirmeliyim: Haberi biz elimizde bir gün bile bekletmedik, ifade metni elimize geçer geçmez yayımladık, o yüzden de özellikle ilk gün biraz alel acele bir haber oldu.Bana göre Genelkurmay açıklaması son derece önemli ama bir paragrafı var ki, buraya almadan edemeyeceğim:
“700.000 kişilik bir orduya komuta eden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel niteliklerinden birisini oluşturan ‘Hukuk Devleti’ne bağlılığı ile tanınan bir komutanın, 150 - 300 kişilik yasa dışı bir oluşuma ihtiyaç duyması ve bu oluşumu, daha önce aynı tip bir olaydan dolayı mahkûm olmuş ve sağlık durumu tartışmalı olan bir kişiyle yapmaya kalkmasını düşünmek, gülünç ve gayri ciddi bir durumdur. Ancak, böyle bir durumu ciddiye alan kişi ve kurumların mevcut olduğunu görmek ise, gerçekten vahimdir.”Radikal’in iki günlük yayını, sanıyorum bu vahameti sergilemesi bakımından anlamlı oldu. Bu cümlelerin muhatapları belli.Genelkurmay iki de soru soruyor. Bunları, haberi yayımlayan gazetenin sorumlu kişisi olarak yanıtlamak isterim.Genelkurmay, haklı olarak ‘soruşturmanın gizliliği’ ilkesini hatırlatıyor. Bu ilke, evet hukukun temel ilkelerinden biri olarak son derece önemlidir ve her türlü saygıyı hak eder. Bizim yayınladığımız ifade, savcılık ifadesi olarak mahkeme kayıtlarına geçmiş, dolayısıyla aleniyet kazanmış bir metindir.İkinci soru şöyle: “Söz konusu ifadede adı sıkça geçen ve Kayseri Hava İndirme Tugayında görevli olduğu iddia edilen tutuklu Fatma CENGİZ isimli kişinin, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Savunma Bakanlığı’nın hiçbir biriminde görev yapmadığı tespit edilmiştir. Fatma CENGİZ kimdir? Kime ve hangi amaçlara hizmet etmektedir? Türk Yargısı’nın da bunu açıklığa kavuşturacağına inanıyoruz.”
Gerçekten Fatma Cengiz’in kim ve neyin nesi olduğunu, hangi amaçlara hizmet ettiğini biz de, herhalde kamuoyu da çok merak ediyor. Umarım yargı bu soruların cevaplarını da ortaya çıkartır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder