Biz; bu işin benzerini, batık bankacılar operasyonunda yaşamıştık.
İstanbul DGM, Etibank’ın kasasından milyonlarca doları kendi şirketlerine aktardığı için Dinç Bilgin’i tutukluyor, cezaevine atıyordu. Arkasından bir bakıyordunuz, Dinç Bilgin gözünden rahatsızlığını gerekçe gösterip, Kartal Araştırma Hastanesi’nde günlerce yatıyor! Cezaevinde değil, hastanede kalıyordu!
Yine banka hortumundan dolayı, Cavit Çağlar tutuklanıyor! O da kalpten tutun, tansiyona kadar birçok hastalığı gerekçe gösterip, hemen hastaneye sevkediliyor ve cezaevi yerine, o da hastanede kalıyordu..
Sonunda da DSP/MHP/ANAP iktidarının çıkardığı kanunlarla, mahkemeler değiştirildi.... Sonuçta hastanede yatmalarına da gerek kalmadı, tahliye olup kurtuldular!Ama Bilgin de, Çağlar da bugün, tahliyelerinin üzerinden 6-7 yıl sonra bile, turp gibi hayatlarını sürdürüyorlar! Hastaneye falan gitmeden!
Mahkemenin cezaevine koyduğu sanıkların, uyduruk gerekçelerle hastanelere sevkedilmeleri numaraları, şimdi Ergenekon’da tekrarlanıyor!Şener Eruygur Paşa, önce “şekerim var” dedi.. Yediremedi. Şu dedi, bu dedi olmadı.. “Düştüm” dedi, uzun süre hastanede kaldı.. Sonrasında mahkemeden tahliye kararını alıp, GATA’da yatmanın yolunu açtı!Tabii gerçekten yatıyorsa!
Zira; yakınlarının anlattığına göre, ailesinden insanları bile, bir tanıyor, bir tanımıyor!Böyle bir durumda, Şener Paşa hakkında vasi tayini gerekmez mi?Gerekir..Peki böyle bir atama yapılmış mı? Böyle bir müracaat yapılmış mı? Hayır!Demek ki hastalık hayali!Bir ayrıntı daha var! Bilinci tam olarak yerinde olmayan kişi, hukuken ehliyeti kısıtlanmış demektir. Böyle bir kişi, emekli maaşı alabilir mi? Alamaz.. Mutlaka vasi atanmalı ve maaşı vasi tarafından alınıp, gerekli harcamalar yapılmalı.. Ama bilindiği kadarı ile, Şener Paşa hakkında bilinci yerinde değil açıklamalarına rağmen, emekli maaşı, bizzat paşa tarafından bankadan çekiliyor!Para çekmeye gelince bilinci yerinde. Ama cezaevinde kalmaya sıra gelince, bilinci yerinde değil..İşin özeti bu!
Ve dün de Hurşit Paşa, benzer operasyonu başarı ile tamamladı! Defalarca kendisini hastaneye sevkettirdi.Bir türlü tahliyeyi gerektirecek bir rapor alamadı!Dün yapılan son açıklamaya göre ise, paşamız 3 ay boyunca, GATA’da yatıp, hastalığının sebebi tespit edilecekmiş!Sizin anlayacağınız, yine mahkeme tutuklama kararı verdi.. Ama hatırlı sanıklar, bir kolayını bulup, cezaevinde yatma yerine, gidip hastanede kalmayı başardılar!Mahkeme, “Şu adamı tutukluyorum. Cezaevine koyun. Orada kalacak” diyor..Adam gidiyor; bir yolunu bulup, mahkemenin emrini devredışı bırakıp, gidip hastanede yatıyor!Resmen, mahkeme ile alay ediyorlar!İşin garip tarafı, rahatsızlık gerekçeleri de, ilgili raporlara imza atanları, cezaevine tıkacak kadar komik!Dün Hurşit Tolon ile ilgili “Üç ay boyunca hastanede takibinin yapılması” gerekçesi, insanı hayretlere düşürüyor!Hasta olduğunu beyan eden kişi elinizde. Muayenenizi yapın. Tahlillerinizi yapın. Teşhisinizi koyun!
“Hayır! Biz bu işi anlamadık. Tahlillerle çözemiyoruz. Teşhis yapamıyoruz. Bizde üç ay yatması lazım”’ diyorlar!Bence bu, aslında mahkemenin tutuklama kararını bay-pass etme girişiminin açık bir itirafıdır. GATA gibi bir kurum; bir hastalığı, üç ay izlemeden tespit edemiyor mu yani?Güldürmeyin insanı!Bir emekli paşayı cezaevinde yatırmamak için, tıp ilminin tüm kuralları böyle ayaklar altına alınır mı?
Bir tane daha örnek gösterir misiniz? Bir kişi, hastaneye gidecek.. Tahliller yapılacak.“Biz senin hastalığını tespit edemiyoruz. Üç ay boyunca mutlaka bizim yanımızda kalacaksın ki, senin hastalığını anlayalım” denilsin!“Belli periyodlarla tahliller yapılacak” dersiniz, anlarım. Ama üç ay boyunca, niye hastanede kalıyormuş? Bu da; mahkemeyi takmamanın, mahkeme ile alay etmenin bir başka şekli değil de, nedir?
İstanbul DGM, Etibank’ın kasasından milyonlarca doları kendi şirketlerine aktardığı için Dinç Bilgin’i tutukluyor, cezaevine atıyordu. Arkasından bir bakıyordunuz, Dinç Bilgin gözünden rahatsızlığını gerekçe gösterip, Kartal Araştırma Hastanesi’nde günlerce yatıyor! Cezaevinde değil, hastanede kalıyordu!
Yine banka hortumundan dolayı, Cavit Çağlar tutuklanıyor! O da kalpten tutun, tansiyona kadar birçok hastalığı gerekçe gösterip, hemen hastaneye sevkediliyor ve cezaevi yerine, o da hastanede kalıyordu..
Sonunda da DSP/MHP/ANAP iktidarının çıkardığı kanunlarla, mahkemeler değiştirildi.... Sonuçta hastanede yatmalarına da gerek kalmadı, tahliye olup kurtuldular!Ama Bilgin de, Çağlar da bugün, tahliyelerinin üzerinden 6-7 yıl sonra bile, turp gibi hayatlarını sürdürüyorlar! Hastaneye falan gitmeden!
Mahkemenin cezaevine koyduğu sanıkların, uyduruk gerekçelerle hastanelere sevkedilmeleri numaraları, şimdi Ergenekon’da tekrarlanıyor!Şener Eruygur Paşa, önce “şekerim var” dedi.. Yediremedi. Şu dedi, bu dedi olmadı.. “Düştüm” dedi, uzun süre hastanede kaldı.. Sonrasında mahkemeden tahliye kararını alıp, GATA’da yatmanın yolunu açtı!Tabii gerçekten yatıyorsa!
Zira; yakınlarının anlattığına göre, ailesinden insanları bile, bir tanıyor, bir tanımıyor!Böyle bir durumda, Şener Paşa hakkında vasi tayini gerekmez mi?Gerekir..Peki böyle bir atama yapılmış mı? Böyle bir müracaat yapılmış mı? Hayır!Demek ki hastalık hayali!Bir ayrıntı daha var! Bilinci tam olarak yerinde olmayan kişi, hukuken ehliyeti kısıtlanmış demektir. Böyle bir kişi, emekli maaşı alabilir mi? Alamaz.. Mutlaka vasi atanmalı ve maaşı vasi tarafından alınıp, gerekli harcamalar yapılmalı.. Ama bilindiği kadarı ile, Şener Paşa hakkında bilinci yerinde değil açıklamalarına rağmen, emekli maaşı, bizzat paşa tarafından bankadan çekiliyor!Para çekmeye gelince bilinci yerinde. Ama cezaevinde kalmaya sıra gelince, bilinci yerinde değil..İşin özeti bu!
Ve dün de Hurşit Paşa, benzer operasyonu başarı ile tamamladı! Defalarca kendisini hastaneye sevkettirdi.Bir türlü tahliyeyi gerektirecek bir rapor alamadı!Dün yapılan son açıklamaya göre ise, paşamız 3 ay boyunca, GATA’da yatıp, hastalığının sebebi tespit edilecekmiş!Sizin anlayacağınız, yine mahkeme tutuklama kararı verdi.. Ama hatırlı sanıklar, bir kolayını bulup, cezaevinde yatma yerine, gidip hastanede kalmayı başardılar!Mahkeme, “Şu adamı tutukluyorum. Cezaevine koyun. Orada kalacak” diyor..Adam gidiyor; bir yolunu bulup, mahkemenin emrini devredışı bırakıp, gidip hastanede yatıyor!Resmen, mahkeme ile alay ediyorlar!İşin garip tarafı, rahatsızlık gerekçeleri de, ilgili raporlara imza atanları, cezaevine tıkacak kadar komik!Dün Hurşit Tolon ile ilgili “Üç ay boyunca hastanede takibinin yapılması” gerekçesi, insanı hayretlere düşürüyor!Hasta olduğunu beyan eden kişi elinizde. Muayenenizi yapın. Tahlillerinizi yapın. Teşhisinizi koyun!
“Hayır! Biz bu işi anlamadık. Tahlillerle çözemiyoruz. Teşhis yapamıyoruz. Bizde üç ay yatması lazım”’ diyorlar!Bence bu, aslında mahkemenin tutuklama kararını bay-pass etme girişiminin açık bir itirafıdır. GATA gibi bir kurum; bir hastalığı, üç ay izlemeden tespit edemiyor mu yani?Güldürmeyin insanı!Bir emekli paşayı cezaevinde yatırmamak için, tıp ilminin tüm kuralları böyle ayaklar altına alınır mı?
Bir tane daha örnek gösterir misiniz? Bir kişi, hastaneye gidecek.. Tahliller yapılacak.“Biz senin hastalığını tespit edemiyoruz. Üç ay boyunca mutlaka bizim yanımızda kalacaksın ki, senin hastalığını anlayalım” denilsin!“Belli periyodlarla tahliller yapılacak” dersiniz, anlarım. Ama üç ay boyunca, niye hastanede kalıyormuş? Bu da; mahkemeyi takmamanın, mahkeme ile alay etmenin bir başka şekli değil de, nedir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder