Şöyle diyordu, “ben bu ülkenin bayrağıyım, benim düşmanım anavatanın da düşmanıdır.” Adı Francois Duvalier idi. Haiti’nin diktatörüydü. Eski bir doktor olduğu için, doktorluk günlerinde onu seven hastaları ona “Papa Doc” adını takmışlardı. Hep o isimle anıldı. Halkı onun bir “woodoo” büyücüsü olduğuna da inanıyordu. Gizli bir polis teşkilatı kurmuştu. “Tonton Macoute,” diyordu halk bu örgüte. Haiti dilinde “çantalı amca” gibi bir anlamı vardı.Çocukları korkutmak için uydurulmuş eski bir efsaneden geliyordu bu isim. Geceleri “çantalı amca” sokaklarda dolaşır, evine gitmemiş çocukları çantasına sokardı. Bir daha o çocukları kimse görmezdi. Tonton Macoute teşkilatı da diktatörün muhaliflerini alıp götürürdü. Onları bir daha gören olmazdı. Binlerce adamı işkencelerle öldürdüler. Sokaklarda vurdular. Sonra Duvalier’in oğlu geçti onun yerine. Tonton Macoute, onun döneminde de “görevine” devam etti. İnsanları öldürdü. Dünyanın en “lanetli” örgütlerinden biri olarak tanındılar. Kanlı bir şöhretleri vardı.
Neşe Düzel’in itirafçı Aygan’la yaptığı konuşmayı okurken aklıma hep bu örgüt geldi. JİTEM de insanları alıp götürüyordu. Bu örgütün aldığı insanların hepsi öldürülüyordu. Boğuluyorlar, vuruluyorlar, yakılıyorlar, çukurlara atılıyorlardı. Tonton Macoute, Haiti gibi köksüz bir Latin Amerika diktatörlüğünde varlığını sürdürmüştü. JİTEM, “devlet geleneğine” sahip olmakla övünen, ardında 600 yıllık bir imparatorluğun izlerini taşıyan Türkiye Cumhuriyeti’nde kurulmuştu. Ne devlet kalmıştı, ne gelenek. Kürt meselesini insanca, hukuk ve demokrasi içinde çözemeyen yeteneksiz ve vahşi yöneticilerin elinde koca ülke “Papa Doc”un sefil diktatörlüğüne dönmüştü.
Türkiye Cumhuriyeti’nin “medyası” da “Papa Doc”un medyası haline gelmişti. Cinayetler karşısında susmuşlar, hatta katilleri “kahramanlar” diye selamlamışlardı. İnsanları alıp hücrelerde enselerinden vurmanın nasıl bir kahramanlık olduğunu sormamışlardı bile. Bugün de sormuyorlar. Cinayetlerin bitmesini, katillere hesap sorulmasını isteyenlere “hain” demeye çalışıyorlar. Papa Doc, nasıl “benim düşmanım anavatanın düşmanıdır” dediyse, bu medya da “katillerin ve cinayetlerin düşmanları bu vatanın düşmanlarıdır” demeye çalışıyor. Devletin zirvelerine yerleşmiş bazı adamlarla, medyanın bir bölümü neredeyse “vatanı” cinayetle özdeşleştirmeye uğraşıyor.
Ordu, JİTEM’in yaptıklarını sorgulamadığı gibi bu konuda yayın yapanları da “yasaklı” listesine alıyor. Ortadoğu’nun Haiti’si haline getirmeye çalıştıkları bu ülkede cinayetlerin hesabının sorulmayacağına öylesine eminler ki yer, isim, tarih veren cinayet ihbarlarına dönüp de bakmıyorlar bile. Yüzlerce, belki de binlerce cinayetten söz ediliyor burada. Türkiye’yi, Papa Doc’un Haiti’si sandıkları belli ama unuttukları bir gerçek var. Bu tür suçlar artık “uluslararası” suç sayılıyor. “Ben kendi halkımı istediğim gibi öldürürüm” diyemiyor kimse. Diyenler sadece kendi ülkelerinde değil gerektiğinde uluslararası mahkemelerde yargılanıyorlar. Eğer bir devlet ve onun yöneticileri kendi halkına sahip çıkmazsa, o halka insanlık sahip çıkıyor. Herkesin herkesten sorumlu olduğu bir dönem bu. Bu kadar cinayet cezasız kalmaz. Burası da sonunda gerçek bir devlet olmaya karar verir. Dünya da buranın gerçek bir devlet olmasını destekler. Sokaktan adam toplayıp işkenceyle öldürenler, onlara bunun için emir verenler, bu emirlerin uygulanmasına sessiz kalan yetkililer birer birer hukukun önüne çıkartılır. Göreceksiniz bu olacak. “Papa Doc medyasının” cinayet ve katil yandaşı tutumları da bunu engelleyemez.
Generallerin JİTEM’e sahip çıkan “jestleri” de bu sonucu değiştirmeye yetmez. Türkiye, Haiti olmayacak. Ergenekon davası, bu konudaki en büyük ümit şu anda. Unutmayın ki JİTEM’in kurucuları da yargılanıyor orada. Düzel’in bugün de devam eden röportajını dikkatle okuyun. Bu ülkeye, bu devlete neler yaptıklarını görün, sadece insanları değil ülkeyi ve devleti de öldürdüler. Türkiye’yi Haiti diktatörlüğüne çevirdiler. Türkiye’nin “Tonton Macoute”unun kim olduğunu biliyoruz. Şimdi sıra Türkiye’nin “Papa Doc”unun kim olduğunu bulmakta. Türkiye’nin Papa Doc’u kim ya da kimler? İzi sürün. JİTEM’in arkasında Papa Doc’ları göreceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder