Ergenekon Operasyonu tüm hızıyla sürüyor. Dün gerçekleştirilen 11. Dalga'da Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek, Verso araştırma şirketinin sahibi Erhan Göksel ve gazeteci Ünal İnanç'ın da aralarında bulunduğu 30'a yakın kişi gözaltına alındı.
Ergenekon Operasyonu tüm hızıyla sürüyor. Dün gerçekleştirilen 11. Dalga'da Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek, Verso araştırma şirketinin sahibi Erhan Göksel ve gazeteci Ünal İnanç'ın da aralarında bulunduğu 30'a yakın kişi gözaltına alındı.
16 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen son operasyonda gözaltına alınanlardan 20'si polis ve subaylardan oluşuyor.
Askerlerden 8'i muvazzaf subay, polislerin çoğu Özel Harekat'çı…
Onuncu dalgada tutuklanan eski polis şefi İbrahim Şahin'e bağlı polis ve askerlerden müteşekkil iki suikast timinin varlığından söz edildiğini unutmuş olamazsınız.
Son dalga operasyon, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere Bursa'dan Hakkari'ye, Antalya'dan Iğdır'a kadar geniş bir çerçeveye ulaştı.
Ergenekon yapılanmasının deşifre edilme süreci her geçen gün biraz daha boyutlanıyor.
Ankara'daki devlet kurumları, Ergenekon örgütünün üzerine kararlı biçimde gidiyor.
*
Onuncu Dalga "Bu Ergenekon işi tavsadı, ümit vermiyor, daha ilerisi görünmüyor." şeklindeki yorumları çöpe göndermişti.
Akabinde, "Ergenekon'da son dalgayı gördük. On birinci dalga olmayacak" diye son derece iddialı yorumlar yapan "meşhur analizciler" dünkü dalgadan sonra fena halde çuvalladılar.
"On birinci dalganın olacağına ihtimal vermiyorum. Artık bu iş burada biter" diyenler arasında "Ergenekon'un üzerine gidilmesini destekleyen" kimi meslektaşlarımız da bulunuyordu!
Bütün bu kapsamdakilerin, özelde Ergenekon sürecini genelde ise Türkiye'de olup bitenlerin perde arkasını okuyamadıkları bir kere daha görülmüş oldu.
ABD-NATO güdümlü Ergenekon örgütünün üzerine kararlılıkla giden irade; Washington ekseninden kopan Ankara'nın, Ankara'daki devlet kurumlarının iradesidir.
Bu temel gerçeği göz ardı edenler/ yok sayanlar; son dönemde yaşadığımız sıra dışı/tarihi gelişmelerin tamamını yanlış değerlendirmeye devam edecek demektirler.
Ergenekon Operasyonu'nu, hükümet kaynaklı/odaklı olarak nitelemek ve bu bağlamda göstermek tam anlamıyla gözbağcılıktır.
Hakikatin üzerini örtmeye çalışmaktır.
*
Ergenekon hadisesinde kamuoyunu yanıltmaya çaba gösterenlerden birisi de, onuncu dalgada gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç…
Kılınç Paşa, Star televizyonunda "Operasyonla sanki siyaseten TSK'dan öç alınıyor, rövanş alınıyor" iddiasında bulundu.
Oysa, Ergenekon'un üzerine giden devlet kurumlarının arasında TSK da var. Mesela, son iki dalganın muvazzaf subaylara da uzanmış olmasının anlamı gayet açıktır…
Genelkurmay Başkanı'nın, TSK içinde Ergenekon'a bulaşan isimlerin saptanması ve bu kapsamdakiler hakkında gerekli yaptırımların uygulanmasıyla ilgili kararlılığı ortadadır.
Dolayısıyla, Kılınç Paşa'nın illüzyonu boşa çıkmaya mahkumdur.
Ergenekon Operasyonu tüm hızıyla sürüyor. Dün gerçekleştirilen 11. Dalga'da Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek, Verso araştırma şirketinin sahibi Erhan Göksel ve gazeteci Ünal İnanç'ın da aralarında bulunduğu 30'a yakın kişi gözaltına alındı.
16 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen son operasyonda gözaltına alınanlardan 20'si polis ve subaylardan oluşuyor.
Askerlerden 8'i muvazzaf subay, polislerin çoğu Özel Harekat'çı…
Onuncu dalgada tutuklanan eski polis şefi İbrahim Şahin'e bağlı polis ve askerlerden müteşekkil iki suikast timinin varlığından söz edildiğini unutmuş olamazsınız.
Son dalga operasyon, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere Bursa'dan Hakkari'ye, Antalya'dan Iğdır'a kadar geniş bir çerçeveye ulaştı.
Ergenekon yapılanmasının deşifre edilme süreci her geçen gün biraz daha boyutlanıyor.
Ankara'daki devlet kurumları, Ergenekon örgütünün üzerine kararlı biçimde gidiyor.
*
Onuncu Dalga "Bu Ergenekon işi tavsadı, ümit vermiyor, daha ilerisi görünmüyor." şeklindeki yorumları çöpe göndermişti.
Akabinde, "Ergenekon'da son dalgayı gördük. On birinci dalga olmayacak" diye son derece iddialı yorumlar yapan "meşhur analizciler" dünkü dalgadan sonra fena halde çuvalladılar.
"On birinci dalganın olacağına ihtimal vermiyorum. Artık bu iş burada biter" diyenler arasında "Ergenekon'un üzerine gidilmesini destekleyen" kimi meslektaşlarımız da bulunuyordu!
Bütün bu kapsamdakilerin, özelde Ergenekon sürecini genelde ise Türkiye'de olup bitenlerin perde arkasını okuyamadıkları bir kere daha görülmüş oldu.
ABD-NATO güdümlü Ergenekon örgütünün üzerine kararlılıkla giden irade; Washington ekseninden kopan Ankara'nın, Ankara'daki devlet kurumlarının iradesidir.
Bu temel gerçeği göz ardı edenler/ yok sayanlar; son dönemde yaşadığımız sıra dışı/tarihi gelişmelerin tamamını yanlış değerlendirmeye devam edecek demektirler.
Ergenekon Operasyonu'nu, hükümet kaynaklı/odaklı olarak nitelemek ve bu bağlamda göstermek tam anlamıyla gözbağcılıktır.
Hakikatin üzerini örtmeye çalışmaktır.
*
Ergenekon hadisesinde kamuoyunu yanıltmaya çaba gösterenlerden birisi de, onuncu dalgada gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç…
Kılınç Paşa, Star televizyonunda "Operasyonla sanki siyaseten TSK'dan öç alınıyor, rövanş alınıyor" iddiasında bulundu.
Oysa, Ergenekon'un üzerine giden devlet kurumlarının arasında TSK da var. Mesela, son iki dalganın muvazzaf subaylara da uzanmış olmasının anlamı gayet açıktır…
Genelkurmay Başkanı'nın, TSK içinde Ergenekon'a bulaşan isimlerin saptanması ve bu kapsamdakiler hakkında gerekli yaptırımların uygulanmasıyla ilgili kararlılığı ortadadır.
Dolayısıyla, Kılınç Paşa'nın illüzyonu boşa çıkmaya mahkumdur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder