Birinci yazımızda, Ergenekon Dâvası’nın, Türkiye’deki legalite ve illegalite sınırlarını göstermesi bakımından önemli olduğunu ifade etmiş; meşru operasyonlar dışında kalan üç çeşit illegal yapılanmayı anlatmıştık. Türkiye’deki illegal yapılanmalar, sadece Susurluk’ta, aysbergin görünen yüzüyle ortaya çıkar gibi olmuş, ancak bir avuç sanığın cezalandırılabilmesiyle sonuçlanmıştır.
Ergenekon Soruşturması, çetelerin seçilmiş iktidara karşı nasıl komplolar hazırladığını ve darbe ortamı oluşturmaya çalıştıklarını göstermesi bakımından bir ilktir. Ergenekon Soruşturması, Türkiye’de birçok tabuyu da yıkmıştır:
- Bir defa, hiçbir makam-mevki ayırmadan, kimsenin dokunulmaz olmadığı ve yargı önünde eşit olduğu görülmüştür. Başbakanların ve bakanların idam edildikleri, siyasî parti genel başkanlarının, milletvekillerinin kolayca hapsedildiği bir ülkede, ilk olarak emekli orgeneraller, profesörler ve toplumdaki diğer itibarlı kişiler hakkında soruşturma açılabilmiş, tutuklama kararları verilebilmiştir.
- İkinci olarak, doğrudan darbe sorgulaması yapılmamakla beraber, gerektiğinde muhtemel bir darbenin de sorgulanabileceği gösterilebilmiştir. Ayrıca, TSK içindeki bazı muvazzaf subayların tutuklanması mümkün olmuş ve TSK da buna izin vermiştir. - Üçüncü olarak, çetecilerin ideolojik çelişmeleri ve çıkar ilişkileri ortaya çıkarılmıştır. Ulusalcılar ile Maocu Sosyalistler , Milliyetçi geçinenlerle Cumhuriyetçi geçinenlerin acayip beraberliği bir yana, bazılarının PKK ile münasebeti bile ileri sürülmüştür.
***
Konferanslarımda herkesin sorduğu bir soruyu cevaplandırmak istiyorum: ‘Ergenekon Dâvası’nın neticesi ne olacak?’ Bizce, Çete’nin özünü oluşturan, bulunan silâhlar ve eylem plânlarıyla ilgisi ispat edilen, Danıştay Suikastı ve Cumhuriyet Gazetesi ’nin bombalanması gibi olaylarla irtibatlı olan kişiler mahkûm edilecek, Ergenekon Çetesi’yle ilişkisi tam olarak ispat edilemeyen diğerleri ise delil yetersizliğinden beraat edebilecektir. Tabiî bu konuda nihaî karar mahkemenindir ve buna dışardan müdahale etmek de doğru değildir. Esasen, âdil yargılanma hakkını zedelememek için, önceki yazılarımızda da işaret ettiğimiz gibi, Ergenekon Dâvası’nın hızlandırılması gereklidir. Tahminimiz doğru çıkarsa, bazıları ‘Dağ fare doğurdu’ diyecektir ama bu doğru değildir. Zira, daha şimdiden Ergenekon Dâvası, Türkiye’de demokratik rejimin ve hukuk devletinin yerine oturmasına katkıda bulunmuştur. Şöyle ki:
Konferanslarımda herkesin sorduğu bir soruyu cevaplandırmak istiyorum: ‘Ergenekon Dâvası’nın neticesi ne olacak?’ Bizce, Çete’nin özünü oluşturan, bulunan silâhlar ve eylem plânlarıyla ilgisi ispat edilen, Danıştay Suikastı ve Cumhuriyet Gazetesi ’nin bombalanması gibi olaylarla irtibatlı olan kişiler mahkûm edilecek, Ergenekon Çetesi’yle ilişkisi tam olarak ispat edilemeyen diğerleri ise delil yetersizliğinden beraat edebilecektir. Tabiî bu konuda nihaî karar mahkemenindir ve buna dışardan müdahale etmek de doğru değildir. Esasen, âdil yargılanma hakkını zedelememek için, önceki yazılarımızda da işaret ettiğimiz gibi, Ergenekon Dâvası’nın hızlandırılması gereklidir. Tahminimiz doğru çıkarsa, bazıları ‘Dağ fare doğurdu’ diyecektir ama bu doğru değildir. Zira, daha şimdiden Ergenekon Dâvası, Türkiye’de demokratik rejimin ve hukuk devletinin yerine oturmasına katkıda bulunmuştur. Şöyle ki:
1. Artık, darbe tertipçilerinin maskeleri düşmüştür. Bundan sonra yapılacak paramiliter mitinglerin, provokasyonların ve propagandaların halk üzerinde etkili olması çok zordur.
2. Artık, mahkemeler, darbe dönemleri dışında da, siyasî ve ideolojik kökenli dâvalara bakabileceklerdir.
3. Artık, devlet kurumlarıyla ilişkili örgütler, devlet çıkarı iddiasıyla illegal tertiplere kalkışamayacaklardır.
4. Artık, TSK içindeki darbeci odaklar, darbe tertip etmeden önce bir hayli düşünmek zorunda kalacaklardır. Ergenekon Dâvası, bir bakıma Darbeler Dönemi’nin tasfiyesini sağlayabilecektir.
5. Artık, itibarlı devletlûlar antidemokratik ve hukuka aykırı komploların dışında kalmaya çalışacaklardır. Kısaca, Ergenekon Dâvası, caydırıcılık etkisiyle devletin rayına oturmasına yardımcı olacaktır.
***
Lâkin şu önemli ikazı yapmadan geçemeyeceğiz: Eğer Ergenekon Soruşturması, Türkiye’nin düşmanı dış güçlerin, yabancı istihbarat örgütlerinin, PKK’nın ve diyaspora iftiracılarının eline malzeme verecek şekilde istismar edilirse, bu durum Türkiye’nin aleyhine kullanılabilecektir. Dış çevreler Ergenekon’u, sadece Türkiye antidemokratik oluşumlardan ve gladyo tipi çetelerden kurtuluyor diye dikkatle takip etmekle kalmıyor; aynı zamanda Türkiye’de devletin insanlık dışı işler yaptığını ileri sürebilmek için de Ergenekon’un peşindedir. PKK’nın ve diyasporanın tuzağına düşüp soruşturmayı saptırmak, demokratik rejim aleyhinde davetiye çıkarmak ve Türkiye’yi yeni bir istismar ortamına sürüklemek olur. Rejimi yerine oturtmaya çalışırken zarar vermemeye dikkat etmeliyiz.
Lâkin şu önemli ikazı yapmadan geçemeyeceğiz: Eğer Ergenekon Soruşturması, Türkiye’nin düşmanı dış güçlerin, yabancı istihbarat örgütlerinin, PKK’nın ve diyaspora iftiracılarının eline malzeme verecek şekilde istismar edilirse, bu durum Türkiye’nin aleyhine kullanılabilecektir. Dış çevreler Ergenekon’u, sadece Türkiye antidemokratik oluşumlardan ve gladyo tipi çetelerden kurtuluyor diye dikkatle takip etmekle kalmıyor; aynı zamanda Türkiye’de devletin insanlık dışı işler yaptığını ileri sürebilmek için de Ergenekon’un peşindedir. PKK’nın ve diyasporanın tuzağına düşüp soruşturmayı saptırmak, demokratik rejim aleyhinde davetiye çıkarmak ve Türkiye’yi yeni bir istismar ortamına sürüklemek olur. Rejimi yerine oturtmaya çalışırken zarar vermemeye dikkat etmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder