Deniyordu ki; 'Susurluk kazası sonrasında oluşan kamuoyu tepkisi Ergenekon davası sırasında ortaya konulmadı.' İlk bakışta insana doğru gibi geliyor bu tez.
Ancak bu analizi fildişi kulelerden yapanlar, sokaktaki Ergenekon algısını göremiyor. Sathi nazarla baktığınızda karşınıza şöyle bir manzara çıkar: Susurluk davası sabote edilirken sivil toplum, çeşitli eylemler yaparak davanın akim kalmaması için gayret sarf etti. Ergenekon davasında benzer bir tepki verilmedi; çünkü şartlar da aynı değil, manzara da.
Susurluk'ta olay örtbas edilmek isteniyor; halk ve medya 'aman bu işin üzerine gidin' diye feryat ediyordu. Oysa Ergenekon'da yargı, çetenin üzerine gittikçe ve hükümet, yargının bağımsızlığına vurgu yaptıkça birtakım elit çevreler ve maalesef bir kısım medya 'aman bu işin üzerini örtün' diye feryat ediyor. Halk, hukukî süreç normal şartlarda devam ettiği sürece herhangi bir eylem tabii ki yapmayacak. Bunu açıktan açığa engellemek isteyen olursa esas gümbürtü o zaman kopacaktır. Zaten bu yüzden birileri soruşturmayı hileli ayak oyunlarıyla sabote etmek için çırpınıyor. Halk, bu vahim durumu görmüyor mu? Tabii ki yakından takip ediyor Ergenekon'u.
Dünkü Milliyet'te yer alan araştırma sonuçları 'Ergenekon'a halk desteği yok' şeklinde uydurulan masalı yerle bir ediyor. A&G araştırma şirketi 33 ilde anket yapmış ve halka Ergenekon davasını sormuş. Sonuç çok ilginç: Ergenekon örgütünün var olduğuna inanan insanların oranı yüzde 61,7. 'Ergenekon örgütünün var olduğuna inanmıyorum' diyenlerin oranı yüzde 20,3. Kalan yüzde 18 'Bu konuda fikrim yok' diyenlerden oluşuyor. Bu tür araştırmalarda öğretim seviyesi yüksek kişilerin cevabı ayrı bir önem ifade eder. İlginçtir; üniversite mezunlarının yüzde 62'si Ergenekon'un varlığını kabul ediyor.
Araştırma, bu noktada biraz daha derinleştirilmiş ve 'Bugün seçim olsa kime oy verirdiniz?' sorusuna alınan cevaplara göre bir daha tasnif edilmiş. AK Parti'ye oy vereceklerin yüzde 74,9'una göre Ergenekon var. Bu oran MHP'ye oy verenler arasında 64,3, CHP'ye oy verecekler arasında 51'i işaretliyor. (Grafiğe göre 38,5) Burada en zor durumda kalacak parti CHP. Ergenekon örgütünün 'avukat'ı olmakla övünen parti vitrininin CHP'li seçmen arasındaki yüksek kanaati göz önüne alması ve bu meseleyi bir daha düşünmesi gerekiyor.
Yeni Şafak'ta da geçen hafta bir anket yayınlandı. Genar Araştırma Şirketi'nin yaptığı araştırmada da Ergenekon örgütüne dair sorular sorulmuş. Oradaki katılımcıların verdiği cevaba göre halkın yüzde 71'i Ergenekon davasının 'devletin kendi içinde gizli örgüt ve çeteleri temizleme operasyonu olduğuna' inanıyor. Bu görüşe katılmayıp 'iktidarın muhalefeti susturmaya çalıştığını' düşünenler yüzde 28,5 gibi bir yekûn teşkil ediyor.
Medya artık şu gerçeğin farkına varmalı: Ergenekon soruşturması kapsamında ortaya çıkarılan somut bilgiler, belgeler ve iddialar, sade vatandaş tarafından dikkatle takip edilmektedir. Neye rağmen? Onca sulandırma gayretine, soğutma çabasına rağmen. İşte size somut bir olay: Hafta sonu oynanan Beşiktaş-Denizlispor maçında Beşiktaş seyircisinin Ergenekon Savcısı'na futboldaki kirliliğe de el atma çağrısı yapması toplum vicdanında bu olayın nasıl yer aldığına küçük bir örnektir. Bu ülkede bir vak'a tezahürat olmuşsa yok saymak için ne yapsanız nafile! Toplum gayet iyi biliyor ki yukarıdaki araştırmalar bazı gazete ve televizyon merkezlerinde yapılsa, sonuç bambaşka bir manzarayı ortaya çıkaracaktı. Çünkü bizim medyanın bir kısmına örgüt beğendirilemiyor. Elde edilen silahlar karşısında 'Çata patla veya av tüfeğiyle darbe mi yapılır?' diyenler yer altından seri numaraları silinmiş ağır silahlar çıktığında da 'NATO döneminden kalma bazı yapılar' a sığınmak zorunda kalıyor
Daha kötüsü, yargı adına konuşanların Ergenekon soruşturmasını savsaklama çabası. Dünkü Zaman'da İtalyan savcı Felice Casson, 'En büyük engellemeyi yargı mensuplarından gördüm.' diyor. Casson'u görevinden almaya kalkıştıklarında 26 yaşındaki cesur savcıya kim kol kanat germiş; bilin bakalım: İtalyan HSYK'sı. Kamu vicdanı, yargıdan, meslektaşlarına sahip çıkılmasını bekliyor; ayak oyunlarıyla kurulan ittifaklar değil...
Ancak bu analizi fildişi kulelerden yapanlar, sokaktaki Ergenekon algısını göremiyor. Sathi nazarla baktığınızda karşınıza şöyle bir manzara çıkar: Susurluk davası sabote edilirken sivil toplum, çeşitli eylemler yaparak davanın akim kalmaması için gayret sarf etti. Ergenekon davasında benzer bir tepki verilmedi; çünkü şartlar da aynı değil, manzara da.
Susurluk'ta olay örtbas edilmek isteniyor; halk ve medya 'aman bu işin üzerine gidin' diye feryat ediyordu. Oysa Ergenekon'da yargı, çetenin üzerine gittikçe ve hükümet, yargının bağımsızlığına vurgu yaptıkça birtakım elit çevreler ve maalesef bir kısım medya 'aman bu işin üzerini örtün' diye feryat ediyor. Halk, hukukî süreç normal şartlarda devam ettiği sürece herhangi bir eylem tabii ki yapmayacak. Bunu açıktan açığa engellemek isteyen olursa esas gümbürtü o zaman kopacaktır. Zaten bu yüzden birileri soruşturmayı hileli ayak oyunlarıyla sabote etmek için çırpınıyor. Halk, bu vahim durumu görmüyor mu? Tabii ki yakından takip ediyor Ergenekon'u.
Dünkü Milliyet'te yer alan araştırma sonuçları 'Ergenekon'a halk desteği yok' şeklinde uydurulan masalı yerle bir ediyor. A&G araştırma şirketi 33 ilde anket yapmış ve halka Ergenekon davasını sormuş. Sonuç çok ilginç: Ergenekon örgütünün var olduğuna inanan insanların oranı yüzde 61,7. 'Ergenekon örgütünün var olduğuna inanmıyorum' diyenlerin oranı yüzde 20,3. Kalan yüzde 18 'Bu konuda fikrim yok' diyenlerden oluşuyor. Bu tür araştırmalarda öğretim seviyesi yüksek kişilerin cevabı ayrı bir önem ifade eder. İlginçtir; üniversite mezunlarının yüzde 62'si Ergenekon'un varlığını kabul ediyor.
Araştırma, bu noktada biraz daha derinleştirilmiş ve 'Bugün seçim olsa kime oy verirdiniz?' sorusuna alınan cevaplara göre bir daha tasnif edilmiş. AK Parti'ye oy vereceklerin yüzde 74,9'una göre Ergenekon var. Bu oran MHP'ye oy verenler arasında 64,3, CHP'ye oy verecekler arasında 51'i işaretliyor. (Grafiğe göre 38,5) Burada en zor durumda kalacak parti CHP. Ergenekon örgütünün 'avukat'ı olmakla övünen parti vitrininin CHP'li seçmen arasındaki yüksek kanaati göz önüne alması ve bu meseleyi bir daha düşünmesi gerekiyor.
Yeni Şafak'ta da geçen hafta bir anket yayınlandı. Genar Araştırma Şirketi'nin yaptığı araştırmada da Ergenekon örgütüne dair sorular sorulmuş. Oradaki katılımcıların verdiği cevaba göre halkın yüzde 71'i Ergenekon davasının 'devletin kendi içinde gizli örgüt ve çeteleri temizleme operasyonu olduğuna' inanıyor. Bu görüşe katılmayıp 'iktidarın muhalefeti susturmaya çalıştığını' düşünenler yüzde 28,5 gibi bir yekûn teşkil ediyor.
Medya artık şu gerçeğin farkına varmalı: Ergenekon soruşturması kapsamında ortaya çıkarılan somut bilgiler, belgeler ve iddialar, sade vatandaş tarafından dikkatle takip edilmektedir. Neye rağmen? Onca sulandırma gayretine, soğutma çabasına rağmen. İşte size somut bir olay: Hafta sonu oynanan Beşiktaş-Denizlispor maçında Beşiktaş seyircisinin Ergenekon Savcısı'na futboldaki kirliliğe de el atma çağrısı yapması toplum vicdanında bu olayın nasıl yer aldığına küçük bir örnektir. Bu ülkede bir vak'a tezahürat olmuşsa yok saymak için ne yapsanız nafile! Toplum gayet iyi biliyor ki yukarıdaki araştırmalar bazı gazete ve televizyon merkezlerinde yapılsa, sonuç bambaşka bir manzarayı ortaya çıkaracaktı. Çünkü bizim medyanın bir kısmına örgüt beğendirilemiyor. Elde edilen silahlar karşısında 'Çata patla veya av tüfeğiyle darbe mi yapılır?' diyenler yer altından seri numaraları silinmiş ağır silahlar çıktığında da 'NATO döneminden kalma bazı yapılar' a sığınmak zorunda kalıyor
Daha kötüsü, yargı adına konuşanların Ergenekon soruşturmasını savsaklama çabası. Dünkü Zaman'da İtalyan savcı Felice Casson, 'En büyük engellemeyi yargı mensuplarından gördüm.' diyor. Casson'u görevinden almaya kalkıştıklarında 26 yaşındaki cesur savcıya kim kol kanat germiş; bilin bakalım: İtalyan HSYK'sı. Kamu vicdanı, yargıdan, meslektaşlarına sahip çıkılmasını bekliyor; ayak oyunlarıyla kurulan ittifaklar değil...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder