2 Ocak 2009 Cuma

PKK, AKP'den korktu, taktik değiştirdi / M.Ali Birand

2008’de yılın adamı Erdoğan idi. Yılın olayı, türban savaşları. Ancak, geçtiğimiz 12 ay süresince günlük yaşamımızı en çok sarsan ve gündemi istediği gibi yönlendiren ise PKK oldu. Terör örgütünün en belirgin ruh hali ise, KORKU oldu. PKK, AK Parti’nin 2007 temmuz seçimlerinde, güneydoğu’da oy patlaması yaşamasından açıkça korktu. DTP’nin kolaylıkla 40 milletvekili çıkaracağı sanılırken, 20 milletvekilinde kalması büyük hayal kırıklığı yarattı. PKK yöneticileri, fazla çaba harcamadan Kürt kökenli halkın, sorgusuz sualsiz DTP’ye oy vereceğinden çok emindiler. DTP’li belediyelerin doğru dürüst hizmet götürememesi, daha önemlisi, AKP’nin bölgede fakir fukaraya yardım dağıtışı ve Erdoğan’ın Kürt açılımı dengeleri değiştirivermişti. Hele AKP’nin laik devlet tarafından itilip kakıldığı izlenimi de bunlara eklenince, oylar süpriz şekilde AKP’ye gitmişti.
Seçim sonrasında (2007 Ağustos) Kandil’de toplanan kurultayda bu korku çok net gözlendi. Gidişe bir son verilmediği taktirde, 2009 yerel seçimlerinde Diyarbakır dahi kaybedilebilirdi. Zaten AKP kadroları, hedeflerinin Güneydoğu’daki birkaç belediyeyi almak olduğunu açıkça söylüyorlardı. Bu olasılık, PKK’nın çökmesi, DTP’nin bölgeden silinmesi anlamına gelirdi. Diğer bir korkusu da 2007 Kasımında Erdoğan’ın Bush’u ikna edip, Kuzey Irak’ta, özellikle sınır boyundaki faaliyetleri hakkında istihbarat paylaşımını kabul ettirmesiydi. PKK, hem askeri hem de siyasi açıdan sıkıştırılacaktı. 2008’i şekillendiren olaylar bu çerçevede planlandı.
1. TERÖRÜ ARTTIRDI: PKK için en önemli unsur, hem bölgede, hem de Türkiye’nin genelinde daha fazla kan akıtmak, daha spektaküler suikastler planlamak, büyük gösteriler yaptırmak, gençliği sokağa dökmek, güvenlik güçlerinin sert şekilde karşılık vermesini sağlamaktı. Böylece hem gündemi kontrolünde tutacak, hem de taraftarlarını tekrar etrafında toplayabilecekti. PKK, planladığı gibi, yıl boyunca çok kan döktü. Büyük olaylara, dev gösterilere imza attı. Hem kentleri ayaklandırdı, hem de kırsalda büyük tepki yaratan cinayetler işledi. Saldırılarda en haince taktiği seçti. Uzaktan patlatılan mayınlarla, asker-sivil tanımadan insan öldürdü. Dağlıca ve Aktütün baskınlarıyla, Türk kamuoyunda ilk defa, güvenlik güçlerinin etkinliği konusunda bazı kuşkuların artmasına yol açtı. İlk defa Türk kamuoyu TSK’nın uygulamaları hakkında eleştiri dolu makaleler ve haberlerle karşılaştı. Şimdiye kadar böyle birşey görülmemişti. Hele Genelkurmay’ın içinden bilgi sızması, duyulmamış birşeydi. PKK’nın genel yaklaşımı bir Türk-Kürt çatışması, mümkünse bir iç savaş koşullarını yaratabilmekti. Ancak, tüm çabalarına rağmen başarılı olamadı. Başarılı olamadığı diğer bir nokta, Kuzey Irak’taki kamplarından Türkiye’nin içine yeterli kuvvet aktaramamasıydı. Hem TSK’nın hava ve kara operasyonları, hem de Barzani yönetiminin eskinin aksine desteğini azaltması, PKK’nın yaşamını zorlaştırdı. Sonuçta, 2008 yılında PKK, 149 adet silahlı saldırı düzenledi. 109 askerimizi şehit etti, kendi kayıpları da 670’e yükseldi. Belki kamuoyunu çok meşgul etti, kendinden çok söz ettirdi, ancak PKK’nın terör bilançosu büyük bir başarısızlıktı. Özetle, PKK eylemcileriyle gündemi tuttu, taraftarlarının tekrar etrafında toplanmasını sağladı ve dağ’a çıkışları arttırdı, ancak askeri yönden hiçbir şey elde edemedi. TSK karşısındaki güçsüzlüğü sürdü.
....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder