Şemdinli'de öldürülen PKK'lıların taşındığı karakol bahçesinde
aralarında komutanların da olduğu 44 askerin fotoğraf çektirdiği iddia
edildi
Şemdinli'deki Güzelkonak Karakolu'na düzenlenen saldırıda ölen PKK'lıların önünde, aralarında komutanların da bulunduğu 44 askerlerin hatıra fotoğrafı çektirdiği iddia edildi.
Şemdinli-Yüksekova arasında bulunan Güzelkonak (Harunan) Karakolu’na yönelik saldırı sonrası çatışmada ölen 8 PKK'lının önünde bir grup askerin fotoğraf çektirdiği yönündeki haberin imc tv'de yer almasının üzerine Dr. Necdet İpekyüz, fotoğrafı bianet'ten Ekin Karaca'ya değerlendirdi. İpekyüz "Bugün artan şiddetin temelinde 1990'larda yayınlanan benzer fotoğrafların da etkisi var" dedi.
"Türkiye'de geldiğimiz aşamada böyle bir fotoğrafın çekilmesi ve yayınlanması kutuplaşmayı ve öfkeyi zirveye çıkartıyor. Bunlar savaşın çığırtkanlığı, bu durumun halklar arasında öfkeyi ve kini daha da artırıyor" diyen Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Üyesi ve eski Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet İpekyüz konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
'Kürt sorunun detayları fotoğrafta'
Askerlerin emir komuta zinciri altında tutuldukları yönünde bir algı oluştuğunu ifade eden İpekyüz, fotoğrafta Kürt meselesinin birçok detayının ortaya çıktığı görüşünde:
"Askerlerin bir kısmı terhis olup memleketlerine gittiklerinde, her cenaze gördüklerinde, yaşadıkları onlara travma olarak geri dönecek. O askerlerin tüm yakınları da bu süreçten etkilenecek. Fotoğrafı gören ve Türkiye'de askerlik yapacak olan Kürtlerin de öfkeleri artacaktır. Burada isteyerek veya istemeyerek çocuğu dağda olan ailelerin tepkileri artacak ve travmalarının yayılmasına neden olacak. Dağda yaşamını yitirenlerin aileleri bu fotoğraflara baktığında şiddete eğilimleri yükselerek daha da marjinalleşecekler."
'Yatanlarla ayaktakiler yer değiştirirse?'
Çocuğunu askerde kaybeden ailelerin bazılarının fotoğrafı görünce olumlu hislere kapılabileceğini ama büyük çoğunluğunun korku, öfke ve panik duyacağını dile getiren İpekyüz, "Ya benim çocuğuma PKK aynısını yaptıysa" ya da "Ya benim çocuğum da böyle fotoğraf çektirmek zorunda kaldıysa" diye düşünebileceklerine dikkat çekti. İpekyüz sözlerini şöyle sürdürdü:
"Delikanlılık döneminde milliyetçi hislerle askere giden gençler açısından daha da ürkütücü. Çünkü oraya gittiğinde en küçük bir şeyde silaha sarılıp taşkınlığa sebep olacaktır. Bu görüntü yarın sokağa da taşabilir. Derhal bir soruşturma açılması lazım. İnsancıl hukuk denilen bir şey var, hukukun yanı sıra vicdan var, ölüye saygı gibi dini ritüeller var. Fotoğraf Türkiye'nin duygu bağlamında çöküşünün hızlandığının göstergesi. Yarın yerde yatanlarla ayakta duranların yer değiştirdiği bir fotoğraf ortaya çıkarsa o zaman daha da tehlikeli bir noktaya gideriz."
'1990'lar bugünleri hazırladı'
İpekyüz, 1990'lı yıllarda hemen her gün gazete ve televizyonlarda yayınlanan öldürülmüş militan fotoğraflarının Kürt sorununa etkisine de değinerek, sorunun büyümesinde önemli etken olarak gördüğü bu fotoğrafların bugün taş atan, molotof atan çocukları yarattığını savundu:
"1990'larda bu görüntülerin boy boy yayınlanması bugünkü şiddetin artmasında, travmaların yayılmasında etkili oldu. Çünkü öfke ve kinin artmasına yol açtı. Bugün taş atan, molotof atan çocuklar diyorsak, bunun tohumlarını 1990'larda yaşanan travmalarla ektik. Buna benzer hareketler gelecek kuşağı daha da sıkıntılı sürece itecektir. Kürtlerin çoğu bu fotoğrafta yerde yatanlara 'terörist' diye bakmıyor. Kendi çocuğu, akrabası gibi bakıyor."
'Toplumsal travma her türlü şiddeti tetikliyor'
Toplumda travmanın yayılmasının kadına ve çocuğa yönelik şiddetin de artmasına yol açtığını söyleyen İpekyüz, sözlerine şöyle devam etti:
"Çatışma ortamında bulunan erlerin sonradan yaşadıkları göz ardı ediliyor. Gazetelerde üçüncü sayfa haberi diye okuduklarımızın arka planı araştırılsa buna benzer öyküler çıkabilir. Türkiye'deki durumu 'süregelen toplumsal travma' olarak tanımlamak lazım. Genellikle travma bittikten sonra bir rehabilitasyon çalışması yürütülür. Biz rehabilitasyon aşamasına geçemiyoruz. Fotoğrafı kim nasıl okursa okusun toplumu travmatize ediyor. Çünkü şiddeti sıradanlaştıran bir fotoğraf." "Medya insanlardan değil skorlardan söz ediyor. Bir tarafa bakıyorsunuz '20 terörist öldü, beş asker şehit' diyor. Diğer taraf ise '20 asker öldü, beş gerilla şehit' diyor. Fotoğraf da skor tabelası gibi yansıtılıyor."
Hakkari'nin Şemdinli ve Yüksekova ilçeleri arasındaki Durak (Duri) ile Uzunsırt (Miçiç) karakolları arasında bulunan karakola 14 Eylül'deki çatışmada, 2 karakol içinde, 6 ise karakol çıkışında 8 PKK'lı hayatını kaybetmişti.