17 Haziran 2010 Perşembe

Tahran ve Şam PKK’yla, Ankara TSK’yla savaşıyor! / Yalçın Bayer

PKK aylardır saldırıyor, dağ bayır, kır kent, varoş şehir merkezi demiyor roket atar gibi ağır silahları da kullanarak, yollara mayın döşeyerek, geçitlere pusu kurarak vuruyor, can alıyor. Buna karşılık ordumuz önlem almakta, darbe vurmakta geç kalıyor, ağır kalıyor ve şehitlerimizin, gazilerimizin sayısı PKK’nın can kaybından daha fazla oluyor.

Askeri zeminde son sıralarda görünüm gerçekten budur. Rakamlar yalan söylemez:

Son 2 ayda 34 şehidimiz var.

Bu koşullarda bunun son bulacağı yok. En son ‘demokratik açılım’ denen yarı örtülü teslimiyet tasarısı açıldığından beri daha bir yıl bile olmadı tam 118 güvenlik elemanımız şehit düştü.

Olay basit bir ‘terör’ olayı değildir. ‘Demokratik hak ve özgürlükler’ için bir kalkışma değildir. Başından sonuna ve tamamen bir ‘Kürtçülük’ olayıdır, şimdilik Irak’ın kuzeyi ile Türkiye’nin güneydoğusunda uzanan topraklarla sınırlı tutulan bir Pan-Kürtçülük olayıdır. Nihai hedef bu topraklar üzerinde bir ‘bağımsız Kürdistan devleti’ kurmaktır.

TC Anayasası’na Kürt kimliğini ‘etnik bir unsur’ olarak, hiç değilse en azından ‘kültürel’, o da olmazsa ‘dilsel’ zeminde ‘Türk’ kimliği yanında ve ayrı olarak, adlı adınca (Kürt, Kürtçe, Kürt dili) geçirmek, sokmak, kayıt etmek bu yolda stratejik öneme sahip bir ilk adım olacaktır. Terör başta ‘bu’ ve bazı diğer taktik ödünler (yerel yönetimlere neredeyse eyalet yetkisi tanımak; PKK ve KCK tutuklularına genel af; elebaşına en azından ‘ev hapsi’; vs) kopartmak için bir şantaj etkeni olarak kullanılmaktadır.

TSK, bilindiği gibi şu sıralarda İran ordusuyla birlikte ve eşgüdüm içinde PKK ve PJAK’a karşı başarılı operasyonlar yapmaktadır. Keza Suriye ordusu kendi sınırları içinde PKK ile mücadele halindedir ve TSK ile paslaşmaktadır, eşgüdümlü hareket etmektedir. Her iki cephede de TSK başarıyla savaşmaktadır.

Peki ya Türkiye’de ‘durum’ ne? Ankara yani siyasal erk hani asker sivil iktidara uymalıdır derken sözü edilen ‘sivil iktidar’ ne yapıyor? TSK ile (yandaş yargı, yandaş medya ve bir kısım emniyet aracılığıyla) boğuşmaktan başka bir şey yaptığı var mı?

Var. İsrail ile sözde savaşıyor yine araya sivilleri koyarak!

‘Bu koşullarda’ başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere TSK’yı PKK ile savaşta yetersiz, başarısız kalıyor diye suçlamak haksızlık ve daha ötesi yanlıştır.

Siyasal önderlik olmadan hiçbir ordu başarılı olamaz. Ulusal Kurtuluş Savaşımız’da da öyle değil miydi? Ulusal bir Meclis’imiz siyasal önder değil miydi? Mustafa Kemal sivil önder değil miydi?

Peki bugün Ankara PKK ile mücadelede Tahran ve Şam kadar TSK’ya destek veriyor mu? Soru budur. Bugünkü duruma son vermeden terör bitmez. Yanıt da budur!