24 Mayıs 2010 Pazartesi

JİTEM Davası Kapatılıyor Mu?

Diyarbakır'da görülen JİTEM davasında yaşananlar, faili meçhul cinayete kurban gidenlerin yakınlarını endişelendiriyor.

Diyarbakır'da görülen JİTEM davasında yaşananlar, faili meçhul cinayete kurban gidenlerin yakınlarını endişelendiriyor. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanıkların kimlik bilgileriyle ilgili talebinin, İçişleri Bakanlığı'nca olumsuz cevaplanması, mağdurların umutlarını da tüketiyor. Babası JİTEM tarafından öldürülen Hüsnü Utanç, "Öldürülmesine engel olamadınız, bari katilleri yargılayın." diyor.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahke-mesi'nde görülen faili meçhuller davasında ilginç gelişmeler yaşanıyor. Mahkeme, JİTEM davasının 4 sanığıyla ilgili İçişleri Bakanlığı'ndan kimlik bilgilerini istemişti. Suç örgütü kurup adam öldürmekle suçlanan sanıklarla ilgili bakanlığın verdiği cevap ilginçti: "Bu adamlar için çok masraf yaptık, kimlik bilgilerini veremeyiz." Aldığı cevap üzerine şoke olan mahkeme, şahısların kimlik bilgilerini 'çok ivedi' olarak yeniden istedi. Mahkeme zaptında, "Esasen yazı içeriğinde dahi kimliklerin mahkemeye bildirilmesi halinde ortaya çıkacak sorunların telafisinin mümkün olduğunun yazı cevabından anlaşıldığı, ancak anlaşılmayacak bir şekilde devletçe yapılan harcamaların çok büyük meblağlarda arttığı gerekçesiyle suç işlediği iddia edilen kişiler Anayasa ve kanun hükümleri göz ardı edilerek mahkemeye bildirilmemiştir.'' ifadeleri kullanılmıştı.

Söz konusu gelişmeler mağdur yakınları ve müdahil avukatları endişelendiriyor. Zira suçlularla ilgili bilgi isteyen mahkemeye, bakanlıktan 'bilgi veremeyiz' cevabı gönderiliyor. Davanın müdahil avukatları, 11 Haziran'da görülecek duruşmaya kadar istenilen bilgiler ulaştırılamadığı takdirde, bakanlık hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söylüyor.

1989'da Şırnak'tan Cizre'ye giderken sorgulanmak için Silopi Jandarma Merkezi'ne götürüldükten sonra kafasına kurşun sıkılarak öldürülen Tahsin Sevim'in kardeşi Harun Sevim, bakanlığın bir an önce mahkemenin istediği bilgileri vermesini istiyor. Hükümetin demokratik açılım projesiyle başta kayıp yakınları olmak üzere bölgedeki insanların faili meçhullerin ortaya çıkarılması konusunda umutlandıklarını ifade eden Sevim, şu ifadeleri kullanıyor: "Bakanlıktan gelen ret cevabı hepimizi üzdü. Ancak hükümetin çeteler ve tetikçiler üzerine gidişinde samimi olduğunu görüyoruz. Gelecek duruşmaya kadar istenilen bilgilerin mahkemeye ulaştırılacağını umut ediyoruz. Devlet, katilleri yasaları gerekçe göstererek koruyamaz. Kardeşim kendisinin de bilmediği bir sebepten dolayı insafsızca öldürüldü ve bir yol kenarına atıldı. Bakanlık bilgilerin mahkemeye göndererek, yol kenarına atılan insanlık onurumuzu bize geri verebilir."

SUÇLULARI GİZLEMEK, ÇETELERİ GÜÇLENDİRİR
1989'da Cem Ersever'in emriyle JİTEM tetikçileri tarafından infaz edilen Hasan Utanç'ın oğlu Hüsnü Utanç, tetikçilerin yargılanacağını umut ettiklerini, bir anda mahkemenin talebinin bakanlık tarafından reddedilmesinin kendilerini üzdüğünü dile getirdi. Açılımı yürüten bakanlığın, katillerin kimlik bilgilerini 'neden vermediğini' soruyor. Her şeye rağmen umutsuzluğa kapılmadığını söyleyen Hüsnü Utanç şunları kaydediyor: "Babam öldürüldü ancak neden öldürüldüğünü oğlu olarak ben de bilmiyorum. Bildiğim bir tek şey varsa yıllardır çektiğimiz baba özlemi. Kim bunun hesabını verecek? İnsan öldürmenin, işkence yapmanın rutinleştiği bir dönemin aydınlatılması için suçluların yargılanması gerekiyor. Ancak istenilen bilgiler mahkemeye ulaştırılmıyor. Bir nevi bunlar korunuyor. Deşifre edilmemiş suç örgütlerini de cesaretlendiriyor. Babamın öldürülmesini engelleyemeyen devlet bari katillerini yargılasın. Bunun için de bakanlığın bilgileri mahkemeye iletmesi gerekiyor. Bu beklenti içinde gelecek duruşmayı bekliyoruz."

Faili meçhuller aydınlanmadan, demokratik açılım başarılı olamaz

Hükümetin 'milli birlik ve kardeşlik projesi' diye tanımladığı demokratik açılımın, İçişleri Bakanlığı eliyle yürütüldüğünü hatırlatan müdahil avukatlardan Tahir Elçi, bakanlığın mahkemenin talebini garip gerekçelerle reddetmesine bir anlam veremediğini söylüyor. Gelişmeler bir bütün olarak ele alındığında ortada çelişkili bir durum olduğunu anlatan Elçi, şu değerlendirmeyi yapıyor: "Açılımı yürüten bakanlığın böyle bir davada mahkemenin kararına rağmen tetikçilerin bilgilerini göndermemesini anlamış değiliz. Demokratik açılımın istenilen sonuca ulaşabilmesi için öncelikle faili meçhullerin açığı çıkarılması gerekiyor." Tahir Elçi, söz konusu şahıslara tanık Koruma Yasası'nın bu aşamada işlemeyeceğini anlatıyor: "Tanık koruma ile tetikçilerin sonra da işledikleri suçların üstü kapatılmaya çalışılıyor. Onlara uygulanan tanık korumanın amacı, PKK'dan korumaktı. Şehirde suçsuz insanların yol kenarlarında kafalarına kurşun sıkmak için değildi."