17 Mayıs 2010 Pazartesi

Darbe Yapamadı Darbe Yapıldı

Albay Talat Aydemir’in “Hatıratım” ismli kitabında darbe girişimleri süresince nasıl yalnız bırakıldığı da anlatılıyor. Kitabın duygusal bölümlerinde Aydemir, arkadaşlarının vefasızlıklarından ve darbe girişimi sonrasında yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

• (22 Şubat 1962 darbe girişiminden sonra) “Harp okulu Kumandanı olduğum için iyi bir mevkiim vardı. Okulda ve evimde her kademeden bilhassa yüksek rütbeli subay ve generallerin ziyaretlerinden vazifemi yapamaz olmuştum. Ama 23 şubat sabahından sonra arayanlar bıçak gibi kesildi. (s.118)

27 MAYIS’I HUKUK İÇİN YAPTIK
• “(...) Öğleden sonra gazetelerden telefonlar yağmaya başladı: “Öğleden sora tevkif edileceksiniz, cezaevinde Nuri Başer’in yanında yeriniz bile ayrıldı.” Mahkeme huzuruna çıkmadan bunun olacağına inanmıyordum. Türkiye’de hukuk devleti var zannediyordum. 27 Mayıs 1960 ihtilalini bunun için yapmıştık, ama ne gezer.” (s.130)

• “Tevkif edilişimin hatırasını da anlatayım. Suçum şu, “Suç olan bir olayı övmek.” 22 Şubat olayları imiş. Bir kere 22 Şubat olaylarının suç olmadığına dair Meclis’te tescil edilerek 50 no’lu Af Kanunu çıkmıştı. İnönü esas suçluları kurtarmak için çıkartmıştı. 22 Şubat 1962 bizim eserimiz idi, insan eserini övmez mi?” (s.131)

Herkes kendisini garantiye almış
• (20 Mayıs 1963 Darbe girişimi gecesi) “Ölüm yolculuğuna çıktığım yakın arkadaşlarım mahkemede bir tek kelime bile yardımlarını görmedim. İhtilal gecesi durumları da şu: 24.00’e kadar radyoda anons verilecek mi diye bekliyorlar. Herkes kendini garantiye almış.” (s.166).

• (Tutuklandıktan sonra)“Tüm. Kür. Yz. Ali Elverdi. Hadisenin en büyük kahramanı olan bu zat, geldi ve “”Gördün mü orduyu kim karıştırıyormuş, senin kanını bu memlekete değil, Moskova’ya gömeceğiz” dedi ve tu diye hücreye tükürdü. Geceyi hatırladım, ayaklarıma kapanmış hayatını kurtarmam için yalvarmıştı. İyiliğin karşılığını ise insanlıktan yoksun olarak böyle adice ödüyordum.” (s.184)

• “Mahkemede her şey inkar edilmeye başlandı. İnsanın gözüne baka baka söyleyen, harekat planını benden öğrenen arkadaşlara ne diyeyim. Tenkide, suçlamaya gelince herkes aslan kesiliyor. (s.186)