Ey asker sen darbe yaptın ama kullanıldın sana darbeyi azmettirenlerin dolduruşuna geliyorsun. “Savaş var vatan gidiyor” gibi propagandalara inanma saflığına düşüyorsun. Hatanı kabul ve itiraf et.
27 Mayıs 1960 askeri darbesinin 50. yılında Genelkurmay’dan bir itiraf ve bir yüzleşme beklemiştim ama nafile ümitlenmişim.
12 Mart 1971 öncesi günlerdeydi. Kuleli Askeri Lisesinden yeni mezun olmuş bir genç askeri tıbbiyeli olarak Kuleli Askeri lisesini ziyaret etmiştim. O tarihte okul komutanı Kurmay Albay Selahattin Cambazoğlu idi. Benimle ilgilendi arabası ile Üsküdar’a kadar bıraktı. Yolda İstanbul Üniversitesinden konu açıldı, o tarihlerde sık sık boykotlar yapılıyordu.
Bana şöyle bir nasihatte bulundu “Bak evladım olaylara karışma ama senin yolun ortanın solu olmalıdır. Atatürkçülük budur” demişti. O tarihte sol hep olay çıkarıyordu. Sol yumruklar havada kıdemli öğrenciler bizleri anfiye toplayıp propaganda yapıyorlardı. Polisle sol çatışıyordu. Komutan asker solcu olmalı diyordu. O tarihlerde bu çelişkiyi anlamamıştım.
27 Mayıs öncesi,12 Mart 1971 öncesi,12 Eylül 1980 öncesi olayları sol eğilimli öğrenciler başlatıyordu ama darbe sonrası iktidara sol eğilimli kadrolar geliyordu. Darbe gerekçesi klasik aynı söylemdi “Mevcut olan kardeş kavgasını bitirmek bozulmuş devlet otoritesini yeniden tesis etmek”. O tarihlerde bu çelişkiyi anlamamıştım.
Ancak şimdi pek çok sade vatandaş gibi ben de anladım. Çıkan olaylar yapaydı ve ölen insanlar gözden çıkarılmış olarak ölüyorlardı.
Şu anda Güneydoğu’dan şehit haberleri gelmeye devam ediyor. İçimiz yanıyor. Ancak ordumuzun Güneydoğu’da terörü kısa sürede bitirecek gücü olduğuna ama bitirmek için göreve asılmadığına ciddi biçimde inanmaya başladım.
Eğer bu gün darbe olsun terör üç günde biter. Fakat konjonktür icabı darbe yapılamıyor. Güneydoğu’da büyük kışlalarda oturarak terörün bitmesini bekleyenler artık toplumun saf olmadığını göremiyorlar.
Askeri bürokraside oturdukları yerde “Terörü nasıl önlerim?” diye düşünmek yerine “Askeri müdahaleyi nasıl inşa ederim?”i düşünenler milletin uyandığını algılıyamıyorlar.
Aynı hileyi devam ettirerek Kuleli Komutanının söylediği sol iktidarı getirmeye çalışmak artık mümkün değil. Olan şehit ailelerine oluyor. Askeri müdahalelerin bazı odaklara benzeri görülmemiş para ve menfaat transferi anlamına geldiğini bu toplum gördü sende gör ve itiraf et ey asker.
Evet darbeci asker suçunu itiraf et. Darbe yapmak insanlık suçudur ve topluma karşı şerefsizliktir. Çünkü yalancılıktır, hileciliktir, kalleşliktir. 12 Eylül’de 50 kişi idam edildi 177 kişi işkenceden öldü. Bir gecede bitirilen anarşinin olgunlaşması için bir yıl anarşi seyredildi.
“13 Eylül’de kanun hakimiyeti algısı ile anarşi bitti” savunmasının çocuk kandırma olduğunu biliyorsun çünkü bir gecede 5-6 bin kişi kendiliğinden teslim olmadı evlerinden toplandı. Cuntacılar bunu önceden ve kasten uygulamadılar. 12 Eylülcüler suçunuzu itiraf ediniz.
27 Mayıs 1960 darbesini sol bir iktidar partisi lideri bile “Utanılacak bir durum” olarak niteledi. CHP geçmişi ile yüzleşebildi itiraf edebildi. Sen de itiraf et.
28 Şubat 1997 post modern darbesinin yanlış olduğunu, 27 Nisan 2007 e-muhtırasının yanlış olduğunu CHP Genel Başkanı itiraf etti. Muvazzaf siyasetçiler bile itiraf ediyor sende itiraf etmelisin.
Darbe gerekçesi olarak sivil iktidarın diktalaşmasını öne sürmenin inandırıcılığı kalmadı. Çünkü diktalaşmış bir iktidar 150 subaylık bir güçle devrilemezdi. Diktalaşmış bir iktidar için 27 Mayıs 1960 öncesi söylenen “40 öğrenci öldürüldü, 4000 öğrenci toplama kampında, kıyma makinesi” haberlerinin yalan ve kara propaganda olduğu artık biliniyor. Ey asker kabul et ve suçunu itiraf et.
Darbenin en çok ordunun kendisine zarar verdiğini ve 27 Mayıstan sonra generallerin % 90’ı subayların yarısının tasfiye edildiğini, İstiklal madalyalı orgeneralin ve Genelkurmay başkanının teğmenler tarafından Yassıada da tekmelendiğini biliyorsun. 27 Mayısa sahip çıkma ve Ey asker suçunu itiraf et.
‘Darbe yapmak zorundaydık çünkü halk eğitimsizdi’ görüşü inandırıcı ve samimi değildir. Çünkü aynı halk Çanakkalede’ki ve İstiklal savaşındaki halk idi. Çünkü aynı halk sizin anneniz ve babanızdan başkası değildi. Yıllardır bu halkın çocuklarına altı oku ezberlettiniz ama yine size inanmadı demek aklı selim sahibi halkımız varki ilk fırsatta demokratik yolla darbecileri alaşağı ediyor. Ey asker artık gör, kabul et ve itiraf et.
Nasıl o eğitimsiz halk senin maaşını veriyor. Ticaret yaparken senin maaşını öderken eğitime önem verme, ülkeyi yönetme kararı verirken halka eğitimsizsin de. Gülünç oluyorsun.
Ey darbeci asker, babasının parası ile geçinip ona cahil diyen hayırsız evlattan ne farkın kaldı. Suçunu kabul et ve itiraf et. Hiç olmazsa kendine karşı dürüst ol askere bu duruş yakışır.
Ey asker sen darbe yaptın ama kullanıldın sana darbeyi azmettirenlerin dolduruşuna geliyorsun. “Savaş var vatan gidiyor” gibi propagandalara inanma saflığına düşüyorsun. Hatanı kabul ve itiraf et.
Askerin siyasetle ilgilenmesinin emperyalist menfaat paylaşım savaşında taraf olmaya ve moral gücünü kaybetmeye ve ordu içinde disiplini sağlayamamaya neden olacağını biliyorsun. Askerin silah gücü birse moral gücünün üç olduğu harp okullarında öğretilir.
Siyasetin olduğu yerde tek sesliliğin mümkün olmadığını biliyorsun, kendi evlatlarını “Darbe karşıtı olma ihtimali var” diyerek tasfiye ediyorsun. Ama yine de bilgi sızdırmaları önleyemiyorsun ve önleyemezsin.
Çünkü kendi uzvunu düşman gördün. Hatanı gör, anla, kabul ve itiraf et. Böylece ordu da toplum da rahatlar. Toplum psikolojisi bilimi bu duruma sosyal şizofreni diyor. Akıl ve bilimin rehberliğini hatırla. “Bugün veya yarın” itiraf etmek tarih vicdanında seni güçlü ve güvenilir kılar, zamanın akışına direnemezsin.