11 Mayıs 2010 Salı

3. Ordu kıyamda mı? / Hasan Celal Güzel

Sevgili okuyucular, nihayet bu da oldu...

Yarım asırdan beri cuntasıyla, muhtırasıyla, komuta kademesiyle, post moderniyle her türlü darbe rezaletini gören gözlerimiz, bir ‘ordu’nun, Genelkurmay’dan bağımsız olarak kıyama kalktığını da gördü.

‘Balans ayarı’ndan öteye...

Efendim, önceki yazımda da belirttiğim gibi, 4 Şubat 1997 günü Ankara’nın merkez ilçesi Sincan caddelerinde tank yürütülmesi, rejime karşı ‘balans ayarı’ olarak nitelendirilmişti. Daha sonra, başta zamanın Genelkurmay II. Başkanı darbeci Çevik Bir olmak üzere emrindeki darbeci generaller, şecaat arzederken sirkatin söyleyen merd-i kıptîler gibi ortalığa dökülerek, meşru demokratik nizama karşı nasıl tank yürüttüklerini hiç sıkılmadan ballandıra ballandıra anlattılar...

Bu, 28 Şubat Darbesi’nin emir-komuta zinciri içindeki bir tezahürüydü.

Lâkin, Erzincan’da konuşlanmış olan 3. Ordu’da 28 Ocak 2010 tarihinden beri garip şeyler oluyor.

Önce, 3. Ordu Komutanlığı’na bağlı 25 askerî araç, Üzümlü ilçesine kadar gidip gelerek gösteri yaptı. 3. Ordu Komutanlığı 59. Topçu Tugayı Muhabere Alayı’na bağlı araçların yürüyüşü, ilgililer tarafından ‘test sürüşü’ olarak açıklandı. Buna kargalar bile gülerdi. Aslında, Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk’in ifadeye çağrılması ve eski Erzincan İl Jandarma Komutanı Recep Gençoğlu’nun tutuklanması üzerine, yönetime ve yargıya gözdağı verilmek istenmişti.

16 Şubat 2010’da ise, Ergenekon Soruşturması ile ilgili olarak savcı İlhan Cihaner’in gözaltına alınması üzerine gene araçlar yürütülmüştü.

Uçaklar Adliye’de
Efendim, 3. Ordu’nun jetleri bugünlerde çok meşguller... Sakın safiyane atılıp ‘Tunceli Sarıyayla Karakolu’na saldıran teröristlere bomba yağdırdıklarını düşünmeyiniz.

Saldıray Paşa, bu terörist saldırısıyla ilgilenmediklerini buyurdular ya...

3. Ordu’nun jetlerinin ‘çok daha önemli’ işleri vardı. 4 Mayıs 2010 günü, saat 11.00’de, 3. Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk ile Başsavcı İlhan Cihaner’in Ergenekon’la ilgili dâvası Erzurum Adliyesi’nde başlarken, Adliye binası üzerinden uçarak savcıları ve hâkimleri korkutacaklardı.

Nihayet, 7 Mayıs 2010 günü, saat 09.00’da, 3. Ordu’ya bağlı Muhabere Alay Komutanlığı’nın askerî araç konvoyu gene yürütülerek idareye ve yargıya gözdağı verildi.

Saldıray Abi atakta...
Efendim, Demet Akbağ’ın ‘Bir Demet Tiyatrosu’ndaki ‘Saldıray Abi’ tiplemesini bilirsiniz. Oyundaki bu sevimli tip, her an saldırmaya hazırmış gibi dururdu...

Lâkin bizim Saldıray Berk Paşamız, Saldıray Abi’den çok farklı... Son derece ciddî, hattâ asık yüzünü, ismi ile uçurduğu uçaklar ve yürüttüğü araçlarla birleştirirseniz ürkmemeniz elde değil...

Üstelik bu Saldıray Paşa, öyle savcı, hâkim, mahkeme celbi falan da takmıyor. Paşa keyfi istemediği için ifade vermeye de gitmiyor. Bir yandan, Ergenekon dâva dosyasının 1 numaralı sanığı ilân edilirken, diğer yandan da Ordu Komutanlığı görevinin başında tutulmaya devam ediliyor.

Ancak, Erzurum’un savcı ve hâkimleri, anlaşılan kuru gürültüye papuç bırakmıyorlar. Erzurum’da başlayan dâvanın iddianamesinde aynen, “Şüpheli Saldıray Berk, Cumhuriyet Başsavcılığımızca şüpheli Recep Gençoğlu’nun gözaltına aldırılarak Erzurum’a getirildiği gün (28 Ocak) Erzincan’da

3. Ordu Komutanlığına ait askerî araçlardan oluşan bir konvoyu önce şehir içinde dolaştırıp Erzurum istikametinde bulunan Üzümlü ilçesi kavşağına kadar intikal ettirerek geriye döndürmüştür. Anayasa ve yasaların verdiği yetkiye dayanarak görevini ifa eden yetkili C. Başsavcı Vekilliğimiz tarafından bu hareket yürütülmekte olan soruşturma nedeniyle gözdağı verme girişimi olarak algılanmıştır” denilmektedir.

Tarih tekerrür etmeyecek
Efendim, Osmanlı’nın önceki dönemlerini hariç tutarsanız, II. Mahmud’un 1826’da, ikide bir isyan eden Yeniçeri Ocağı’nı topa tutarak lağvetmesinden (Vak’a-yı Hayriye) sonra, 20. yüzyılın başında isyan eden 3. Ordu’nun payitaht İstanbul’u basması, askerin siyasete karışmasının en tipik örneğidir.

1895’te kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti, 20. yüzyılın başında tıpkı şimdiki Ergenekon Çetesi gibi militarist bir örgütlenmeye giderek Selânik merkezli 3. Ordu’yu ele geçirmiştir. 31 Mart Vakası’ndan sonra II. Abdülhamid’i tahtından indiren İttihatçılar, birkaç yıl içinde koca Osmanlı Cihan Devleti’ni tarihe gömmüşlerdir.

Bugünkü 3. Ordu’nun bu hukuk dışı uygulamaları hiçbir şekilde bir kıyama dönüşmeyecektir.

Bunun için, başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere, Cumhurbaşkanı ve Başbakan bu demokratik hukuk nizamına aykırı uygulamaların hesabını sormalı ve sorumluları en kısa zamanda cezalandırmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder