16 Ocak 2009 Cuma

Genelkurmay Başkanı Doğrusunu Yapıyor / Erhan Başyurt

Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt, Ergenekon ile ilgili sessizliğini bozdu.

Büyükanıt, Şemdimli Olayı'nda emrindeki astsubaylar için sarf ettiği "İyi çocuklar" sözleri nedeniyle aldığı eleştirileri hatırlatıp, Ergenekon'da devam eden yasal sürece dikkat çekmiş. Yaşar Paşa, soruşturmanın gizliliğine, bilgi kirliliği ile zarar verilmemesini ve gerilim ortamından uzak durulmasını öneriyor. Gerçekten de çok önemli tespitler. Hatalı Şemdinli çıkışından ders çıkardığı, Büyükanıt'ın görevde iken Ergenekon soruşturmasının önünü açması da göstermişti.
Denilebilir ki, Büyükanıt'ın hukukun üstünlüğüne gösterdiği saygı olmasaydı, Ergenekon soruşturmasında bugün gelinen noktaya asla ulaşılamayabilirdi. Yaşar Paşa'nın tavrının farkını daha iyi anlamak için, Susurluk soruşturmasında İsmail Hakkı Karadayı'nın tavrına bakmak lazım. Dönemin Genelkurmay Başkanı Karadayı, şayet Veli Küçük ve diğer askeri personelin Susurluk Komisyonu'na ifade vermesini engellemeseydi, sonuç çok daha farklı olurdu. Belki, Susurluk çetesinin sonuna kadar gidilebilir, belki Ergenekon örgütünün yaptığı bir çok terör eyleminin de önüne geçmek mümkün olurdu. Ergenekon soruşturmasının derinleştiği ve üst düzey muvazzaf askerlere de uzandığı bu dönemde, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tavrı da yargıya saygı öncelikli. Karadayı'nın Susurluk'ta ya da Büyükanıt'ın Şemdinli'de yaptığı hataya düşmek istemiyor, İlker Paşa. Nitekim, 7 Ocak'ta Genelkurmay'da kuvvet komutanları ile yapılan 6 saatlik toplantıda, "TSK'nın yıpratılmasına yol açan, hukuki meşruiyeti olmayan, askeri personelin görev tanımı dışına taşan faaliyetleri yaptırıma konu edilecek" kararı alınıyor. Son derece isabetli ve yerinde bir tavır.
Türkiye'nin altını cephaneliğe çeviren kanlı terör örgütünde adı geçen askerler için Genelkurmay da Mayıs 2008'de ayrı bir soruşturma başlatmış. Hukuka saygı temelinde atılan bu adımlar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin arkasındaki toplumsal desteğin artarak sürmesini sağlayacaktır. Bağbuğ'un bu kararlı tavrı, en son Yarbay Mustafa Dönmez'in gözaltına alınması sürecinde yaşanan aksaklık ve hataların aşılmasında da olumlu rol oynayacaktır. Genelkurmay başkanlarını ve generalleri aileleriyle birlikte fişleyen, kozmik belgeleri sızdıran, ordu cephaneliğini boşaltan, PKK dahil terör örgütleri ile dirsek temasında olan Ergenekon'un çözülmesi, şüphesiz en büyük katkıyı ulusal güvenliğimize sağlayacaktır.Büyükanıt'la başlayan Ergenekon soruşturmasının önünü açma tavrının İlker Paşa tarafından da sürdürülmesi, Türk demokrasisinin gelişimi adına da umut verici.
Abes bir soru
"Ermeni Evlatlıklar" kitabımda yer alan TİKKO liderlerinden Orhan Bakır (Ohannes Bakırcıyan) ile ilgili satırlar, bazı gazeteci arkadaşlar tarafından, "Dink de tetik çekti mi?" şeklinde, maksadını aşan bir yorumlama ile soruya dönüştürülmüş. Aslında, küçük bir arşiv taraması ile gerçeğe ulaşmak varken, bu sorunun cevabının benden istenmesi ve terör kurbanı olmuş bir insanın bu şekilde sorgulanması abesle iştigal. Ama, Dink ailesinin benim üzerimden bir kez daha müteessir edilmemesi için, gereksiz ayrıntılar olduğu düşüncesiyle kitapta yer vermediğim bazı bilgileri burada açıyorum. Hrant Dink, çocukluk ve lise arkadaşı Bakır ile TİKKO'ya katılma kararı verip, isimlerini mahkeme yoluyla değiştiriyor. Fırat adını alan Dink, örgüt ile ilişkilerini sempatizan seviyesinde tutarken, arkadaşı Bakır silahlı militan kadrosuna katılıyor. Bakır, bazı soygunlara karışmak ve bir polisi yaralamak suçlarından 1977'de yakalanıyor. TİKKO, kendisini kaçırma kararı veriyor. Ekim 1978'de Buca Diş Kliniği'ne sevk alan Bakır'ı, iki jandarmadan biri diş kliniği önünde şehit edilerek, TİKKO kaçırıyor. Kaçırma eylemine karışan 3 militan, daha sonra Hüseyin B., Kaplan U. ve Sefa K. olarak tespit ediliyor. TİKKO'nun "askere ilk kurşunu" olarak bilinen kaçırma eyleminden sonra dağ kadrosuna katılan Bakır da, Mayıs 1980'de askerle girdiği çatışmada Elazığ Karakoçan'da öldürülüyor. Olayın basına yansıyan yanlarıyla iç yüzü böyle. Dink'in kaçırma eylemi ile uzaktan-yakından bilinen tek bir ilgisi yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder