Ergenekon'un asker sanıkları, şimdi kaybettikleri makamları
geri alabilmek için meslektaşlarını hükümete jurnalliyor.
Ergenekon'un asker sanıkları, TSK'da başlatılmak istenen
cadı avının başrol oyuncuları. Bkz. Ali Türkşen.
Ali Türkşen ve arkadaşları için, Kardak Krizi'nin hemen
ardından Deniz Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı'na rapor gidiyor.
İstihbarat raporunda SAS komandoları içinde bir hareketlilik
yaşandığı anlatılıyor. Yıllar sonra aynı isimler adli soruşturmalara konu oldu.
Bu raporları hazırlayan kişi, Ergenekon'da sanık olmuştu.
Onunla yaptığım görüşmede anlattı.
Suçladığı isimler tarafından darp edilmek istendi ve
karakola sığınarak kurtuldu. Dört SAT komandosunun saldırısına uğradı.
Bu kişi Deniz Kuvvetleri'nin Yeşil'i olarak biliniyordu.
Süleyman Efendi Grubu'na yakın gözüküyordu.
Aynı kişi Cübbeli Ahmet Hoca'yı da fişlemişti. MİT kim
olduğunu merak ediyorsa, telefonumun kayıtlarına baksın. Oradan bulurlar.
Genelkumay Başkanlığı İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı
Pekin, diğer paşalar gibi İnternet Andıcı Davası'nda İBaşbuğ'u işaret etmiş.
Tayin ve terfi dönemlerinde yükselme noktasına gelen bütün
isimler için isimsiz ihbar mektupları gider.
28 Şubat Dönemi'nde Hüseyin Kıvrıkoğlu ve Salim
Dervişoğlu'nun adı Fethullahçı'ya çıkmıştı. Aytaç Yalman için PKK sempatizanı
diyorlardı.
Jandarma Genel Komutanlığı görevi yapan bir generale PKK'lı
demek gibi, abes bir örnek olduktan sonra gerisini siz düşünün.
AKP iktidarının kör noktası TSK'dır. Ergenekon ve Balyoz
sanıkları dışında hiçbir bilgi kaynakları yok. Onlarınki de kuyruk acısı.