Cemaat, Harp Okullarında Atatürkçü öğrencileri tasfiye
ediyor. Bu iddia, uzun süredir dile getiriliyor. Son yedi yıl içinde
Harp Okullarından atılan askeri öğrenci sayısının 2 bine ulaştığı öne
sürülüyor. Askeri darbeler döneminde bile bu kadar öğrencinin
atılmadığına dikkat çekiliyor. Geçmişte darbeler yoluyla yapılan
Kemalist subayların tasfiyesinin, şimdi okul sürecinde yapıldığı,
gelecekte TSK’yı yönetecek Atatürkçü kadroların yok edildiği ifade
ediliyor. Atılan öğrencilerin önemli bir kısmının subay ve astsubay
çocukları olduğu belirtiliyor. TSK ile ilişiği kesilen öğrencilerin
büyük kısmının Kuleli ve Maltepe gibi askeri liselerden gelen ve çok
başarılı olan öğrenciler olduğu kaydediliyor. Öğrenciler ve velileri,
bunun bir "Cemaat operasyonu" olduğuna inanıyor. “Askeri okullarda inanılmaz bir Cemaat örgütlenmesi var” diyorlar.
Toygun Atilla, 29 Eylül 2012 günlü Hürriyet’te “Askeri liseler engelleniyor” haberini yaptı. Aydınlık, 12 Mart 2013 günlü manşet haberinde “Tasfiye Harbiye’ye Uzandı” diye yazdı. Öğrenciler ve veliler, bu haberleri hatırlatarak,
“Bu haberlerden sonra da durum değişmedi. Cemaat’in uygulamaları aynı şekilde devam ediyor” diyorlar.
Yazı dizimizde, askeri liselerin bu kanayan yarasını anlatacağız.
- HİKMET ÇİÇEK -
MENTEŞ KAMPI’NDAN KÖTÜ KOKULAR
İzmir Urla Menteş Askeri Kampı. Harp Okulu öncesi askeri ve sivil
okullardan gelen öğrencilerin intibak eğitimi aldıkları yer. Öğrenciler,
TSK'nın en genç subayı olarak 42 gün süren eğitimi başarıyla tamamlamak
zorundalar. Ancak Menteş Kampı, son yıllarda özellikle askeri
liselerden gelen öğrencilere uygulanan mobbing (bezdiri) iddialarıyla
gündeme geliyor. Hedef alınan bazı öğrencilerin "şok mangası" adı verilen mangada toplanarak baskıya uğradıkları ve TSK'dan ayrılmaya zorlandıkları öne sürülüyor. “Şok mangası” adı altında yaptırılan eğitimler anlatılıyor. “Şok mangası”na
alınan öğrenciler saatlerce uykusuz bırakılıyor, kusana kadar
koşturuluyor ve sürekli hakarete uğruyor. Bu öğrencilerin neredeyse
tamamının askeri liselerden gelmesi, “askeri liseler kapatılmak mı isteniyor?” sorusunu akla getiriyor.
“HEP ONLARDAN”
Konuştuğumuz öğrenciler ve veliler, özellikle 2010’dan sonra Askeri
liselerdeki öğretmen tayin ve atamalarında Cemaat’in etkin olduğunu,
deneyimli öğretmen kadrolarının dağıtıldığını, yeni, genç öğretmenlerin “hep onlardan”
olduğunu öne sürüyorlar. Bu etkinin Harp Okulu’nda da görüldüğünü
öğretmen, bölük ve takım komutanları ve ölçme-değerlendirme bölümlerinde
Cemaat etkisinden söz ediyorlar.
HİLEYE KARŞI RİMEL
Harp Okulu’nda hedef alınan öğrencilerin cevap anahtarlarının değiştirildiği ‘90’ bekleyen öğrencinin ‘35’ aldığını
ifade ediyorlar. Öğrencilerin bunu önlemek için erkeklerin tükenmez
kalemle, kızların ise rimelle cevap anahtarlarını doldurdukları, bu kez
de “sınav talimatına aykırı hareket etmek”le suçlandıklarını ifade ediyorlar.
EĞER SİSTEM BÖYLE DEVAM EDERSE
Semih Özbir, Maltepe Askeri Lisesi 2013 mezunu. Akademik olarak okulu
5. bitirdi. Disiplin puanı 125 üzerinden 113. Yabancı dile hakimiyeti
bakımından okulun en iyilerinden. Özbir, “18 Ağustos 2013 tarihinde
büyük heveslerle gittiğim Menteş Askeri Kampı’ndan 22 Ağustos 2013 günü
askerlik mesleğinden nefret ederek çıktım” diyor. Özbir, e-posta yoluyla gönderdiği açık mektubunda şunları söylüyor:
“Eğer sistem böyle devam ederse ordumuz bilgisiz, onursuz, boyun
eğen, yalaka, kimsenin güvenemediği ve en önemlisi de vatan değerlerini
koruyabilmek için gerekli olan hiçbir değere sahip olmayan subaylardan
oluşacaktır. Bu kampta yaşadıklarım ve gördüklerim karşısında size şanlı
zaferler kazandıran, gurur ve güven veren ordumuzun geleceği hakkında
oldukça karamsarım.”
“MALUM YAPININ ELEMANLARI”
Adı bizde saklı bir askeri öğrenci, emekli astsubay babasına yazdığı mektupta Menteş Kampı’nda yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
13 Ağustos 2010’da Menteş kampına gittim. Burada bir gün sonra takım
subaylar tarafından bezdirici askerlik dışı eğitimler yapmak zorunda
bırakıldım. Takım komutanlarım tarafından her gün sabaha kadar eğitim
alanlarında ve geceleri de çadırlar bölgesinde yat-kalk
sürün-çömel-selam dur- eğitimleri yaptım. Sürekli okuldan ayrılmam
konusunda baskılar gördüm. Bu eğitimler yemin törenime yaklaşık 3-5 gün
kalana kadar devam etti. Yemin töreni çalışmalarında dahi bir kenara
ayrılıp eğitimlere maruz kalıyordum. İzmir’in nemli sıcağı altında yat
kalk sürün yapıyordum. Geceleri eğitimleri arkadaşlarım uyurken
yapıyordum…
Geceleri sürekli gelip beni uyandırtıp çadırlar bölgesinde tam
teçhizatlı halde eğitim yaptırtıyordu. MG3 silahını omzuma koyup
dizlerim üzerinden sırayla zıplamamı emrediyordu. Çok uzun tekrarda
koordinasyon hareketi yapmamı emrediyordu ve ben de bunları yapıyordum.
Gece tüm bunlar olurken bölük istirahat ediyordu. 32 km intikalden
döndükten 10 dakika sonra bile o yorgunluğumda bana bahsettiğim gibi
olan bezdirici eğitimler yaptırıldı…
PLANLI MAKSATLI BİR GRUP
Babacığım bana ilk iki yıl nedense inanmadın, daimi olarak beni
haksız buldun. Oysa ben bu okulda Harbiye ruhunu, terbiyesini almış
biriyim asla yalan söylemedim, ama maalesef böyle… Sevgili babacığım
senin adını lekeleyecek hiçbir şey yapmadım. Planlı, maksatlı bir grubun
baskısı var. Özellikle askeri liselerden gelenler ki en başarılı
öğrenciler birer birer okuldan uzaklaştırıldı… Şimdi adalete inancım
kalmadı. Ben elimden geleni yapıyorum. Allah bunları görüyor. Lütfen sen
üzülme. Ama inan babacığım okuldaki bu kadro beni okutmaz… Allah bana
bu haksızlığı reva gösterenlerden hakkımı sorsun. Lütfen kimseye
yakınma, dertleşme. Ben senin oğlunum. Yeter ki sen bana inan. Malum
yapının elemanları olan emniyet müdürlerinin çocuklarına, safahatlarına
bakarsan benim durumum çıplak olarak ortaya çıkar. Oysa sen de ben de
sadece üniformanın namusu gereği hiçbir siyasette bulunmadık. Sen benim
örnek aldığım tek insansın. Bir de Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı ve
yaptıkları… Haksızlığa uğradım. Bak istersen interneti bir kurcala harp
okullarında ki uygulamaları anlatan benzer çok örnek göreceksin.
Maalesef böyle. Ellerinden öpüyorum. Acelem var izin dönüş saatim
yaklaşıyor yemek yemem lazım…”