25 Mayıs 2015 Pazartesi

Geleceğin genelkurmay başkanını akrabası anlatıyor

Gazeteci-Yazar Yavuz Selim Demirağ, "İmamların Öcü - Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Cemaat Yapılanması" isimli kitabında önümüzdeki dönemde Genelkurmay Başkanı olması beklenen Orgeneral Hulusi Akar'dan da söz ediyor.

Akar'ın uzaktan akrabası olduğunu yazan Demirağ  kitapta, "TSK’daki paralel devlet yapılanmasındaki araştırmaların çoğunluğunda yollar Hulusi Akar’ın kavşağında birleşiyor. Oysa Hulusi Akar bu satırların yazarının hemşerisi ve dolaylı akrabasıdır. Onun adını ilk kez Kara Harp Okulu Komutanlığı’na atandığında duydum. Rahmetli babamın halasının oğullarından İzzet Ünal, generalliğe terfisinde Akar’dan bahsetmişti. Ünal ile akrabalık ilişkilerimiz düğün, bayram ve cenazelerde bir araya gelmenin ötesine geçmediği için fazla bir samimiyetim yoktu. Bu yüzden Ünal, aynı zamanda kayınbiraderi olan Akar’ın Harp Okulu Komutanlığı’ndan sonra yolunun hızla açılacağını söylediğinde fazla kulak asmamıştım" ifadelerini kullanması dikkat çekiyor.
Demirağ, Hulusi Akar'ın harp okulu zamanında arkadaşları tarafından "Su uyur, Hulusi Akar" diye anıldığını da aktarıyor. "Akar, Harbiye’de öğrencilerin sosyal etkinliklerini ve özel hayatlarını mercek altına almıştı. Askeri okulların kültüründe en büyük suç sayılan 'ispiyonculuk' neredeyse teşvik edilir hale geldi. Akar öylesine 'seri' çalışıyordu ki öğrenciler aralarında 'Su uyur, Hulusi Akar' diye şakalaşıyorlardı" cümleleriyle bu durumu aktaran Demirağ, Hulusi Akar'ın Genelkurmay Başkanlığı'na getirilmesi arifesinde ortaya çıkan ordudaki Cemaatçi yapılanmaya ilişkin ipuçlarına da yer veriyor.

Demirağ konuyla ilgili kitabında şu ifadeleri kullanıyor:
"Harp Okulu’nda Öğrenci Alay Komutanlığı son derece stratejik bir görevdir. 1981 mezunu olan Sadık Üstün Albay beklendiği gibi generalliğe terfi edemedi. Bu durumun sorumlusu olarak Yaşar Büyükanıt, Ergin Saygun ve İlker Başbuğ’u gördüğü bilinen Sadık Albay, emekli olmasına rağmen Hulusi Akar ile irtibatını hiç koparmadı. Akar’ın Hasdal Askeri Cezaevi’nin de sorumluluk alanında bulunduğu 3. Kolordu Komutanlığı sırasında emekli Albay Sadık, Kolordu karargâhında saatlerce Akar ile bir araya geliyordu. Kapalı kapılar ardında nelerin konuşulduğu elbette bilinmiyor ama bir korgeneralin makamında emekli bir albayla saatlerce sık sık görüşmesinin teamüllere uygun olduğunu söylemek mümkün değil. Sadık Üstün gibi Kara Harp Okulu’nda Öğrenci Alay Komutanlığı yapıp da generalliğe terfi etmeyen bir albay yoktur. Hilmi Özkök de benim Harp Okulu Alay Komutanım idi ve general olacağını öğrenci olarak biz bile bilirdik. Üstün için devre arkadaşları olan 1981’liler, 'Halen imamların peşindedir' diyor."

AKAR'IN DÖNEMİNDE ALEVİ OLDUKLARI İÇİN ELENDİLER

Demirağ, Hulusi Akar'ın komutanlığı döneminde yapılan Sözleşmeli Subay eğitimi Sınavları'nda bazı personellerin Alevi olduğu gerekçesiye elendiğini de iddia ediyor.

Demirağ bu iddiayı "Sözleşmeli subaylar Harp Okulu yerine sivil üniversiteleri bitiren çeşitli mesleklerdeki personelden oluşur. Yazılı ve mülakat sınavlarından sonra kabul edilerek eğitimden geçirilirler. Akar’ın  komutanlığındaki sınavlarda birçok sözleşmeli subayın yazılı sınavları geçtikleri halde mülakatlarda 'Alevi oldukları gerekçesiyle' elendiklerini de belirteyim" ifadeleri ile dile getiriyor.

AKAR'IN YANINA ATANAN İMAM HATİPLİ KİM

Kitapta Hulusi Akar'ın ilerleyen yıllarda özel kalemi görevini yürütecek Ahmet Erdoğan'dan da şöyle bahsediliyor:

"Ahmet Erdoğan 1986 yılında Tokat İmam Hatip Okulu’ndan sivil liseye geçti. Daha sonra askeri liseye giren Erdoğan, Harp Okulu’ndan 1994 yılında mezun olup akademiyi bitirdiği yıl, 3. Kolordu Komutanı Hulusi Akar’ın 'icra subayı' olarak görevlendirildi.  'İcra subaylığı' bir nevi 'özel kalem' ya da 'emir subaylığı' niteliğindedir. Komutanın bütün irtibatlarını ayarlayan Ahmet Erdoğan’ın akademiden yeni mezun olmuş bir kurmay subay olmasına rağmen buraya atanması hakikaten ilginçtir. Teamüllere göre akademiden yeni mezun subay kıtada 'tabur komutanlığına' tayin edilir, yani araziye çıkar. Oysa Erdoğan, nokta tayiniyle Akar’ın yanı başında görevlendirilmiştir."