Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in ameliyat olup, izne
ayrılmasının duyurulması ve görevi Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Hulusi Akar'a bırakmasının ardından İktidar-TSK arasındaki sorunlara
ilişkin pekçok iddia ve söylenti gündeme geldi.
Evet çok sorun var; Suriye, eğit-donat, PKK'nın “alan hâkimiyeti”, hatta Kıbrıs, ama illa da parelel.
Bu sorunlar yumağı arasında dikkatlerden kaçan önemli bir ayrıntıyı
peşinen aktaralım. Bugüne kadar albaydan aşağı rütbedeki subayların
tayinleri Nisan ve Mayıs aylarında yapılıyordu. Ancak bu yıl ilk kez
tayinler çıkmadı, dahası 9 Haziran'a, yani seçimler sonrasına
ertelendiği duyuruldu.
Acaba seçim üzeri yapılacak tayinlerin “zaafiyet” yaratmasından mı endişe edildi? Askeri kaynaklar, “Hayır.
Daha önce de seçimler oldu, ama böyle bir erteleme yaşanmadı. Kaldı ki,
tayinler çıkarılır, göreve başlama seçim sonrasına planlanırdı” diyor.
Anlaşılan o ki, Genelkurmay da seçim sonucuna göre pozisyon almış durumda.
ÖZEL GÖREV SÜRESİNİN UZATILMASINI NİÇİN İSTEMİYOR?
Özel'in izne ayrılmasından sonra AKP ve TSK kulislerinde konuşulanlara gelince;
Evet, “Özel'in rahatsızlığı dayanılmaz noktadaydı, ameliyata mecbur kaldı” kısmı doğru. Ancak ameliyat geçirdiğinin, dahası görev yazısının sızdırılmasının en azından “güvenlik” açısından doğru ve görülmüş şey olmadığı vurgulanıp, “Galiba iktidara ve kamuoyuna bir mesaj verilmek istendi“ yorumu yapılıyor.
Erdoğan, Davutoğlu ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın peşpeşe, “Görevi bırakması veya 30 Ağustos'tan önce emekliliği söz konusu değil” açıklaması yapması da mesajın yerini bulduğu şeklinde değerlendiriliyor.
Birkaç ay önce AKP kulislerinde, Erdoğan'ın Özel'in görev süresini
uzatma planından söz ediliyordu. Buna karşılık TSK çevrelerinde, Özel'in
Mart ayında toplanmaya başladığı, “çok yorulduğu” için görev süresinin uzatılmasını istemediği duyulmuştu.
Özel'in yakın çevresine, “TSK'daki teamüllerin bozulmasını istemiyorum” dediği de
belirtiliyor. Bu ise kendisinden sonraki Genelkurmay Başkanı'nın Kara
Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar'ın olmasını istediği
mesajından başka bir şey değil.
Ancak özellikle Erdoğan ve ekibinin Akar ismine sıcak bakmadığı
herkesin bildiği bir sır. Burada bir parantez açıp, şahsi görüşümü
paylaşayım; Erdoğan Davutoğlu'nu istemeye istemeye Başbakan yapmadı mı?
Aynı şey pekala Akar için de geçerli olabilir.
JANDARMA GENEL KOMUTANI HEDEFTE
İktidarın “kabûsu” Fuat Avni yakın zamanda Erdoğan'ın tüm komutanları
emekli edeceğini öne sürdü. Bunu sorduğum Erdoğan'a yakın bir isim, “Bilmiyoruz” demekle yetendi.
Lâkin TSK'da “toplu emeklilik” ihtimali ve Genelkurmay Başkanı toto
revaçta. Özellikle Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Abdullah Atay
hakkında yürütülen yoğun kulislere dikkat çekiliyor. Atay'ın, Erdoğan'ın
ekibinden eski İçişleri Bakanı Efkan Ala'yı ziyaret ettiği, çok yakın
oldukları vs. gibi “gerçek dışı” söylentiler çıkarıldığı, bunun da Atay'ın isminin gündemde olduğunu ve yıpratılmak istendiğini gösterdiği anlatılıyor.
Jandarmayla ilgili önemli bir iddia da şu:
İktidar, Genelkurmay'ı Jandarma'daki büyük çaplı “paralel operasyonuna”
razı edememiş. Bu yüzden İçişleri Müfettişleri kritik birimlerde sık
sık baskın niteliğinde denetimler yaparak, “paralelcilere” nefes
aldırmıyormuş.
Sebebi mi; Poliste “paraleli”
etkisiz hale getiren iktidar, Jandarma üzerinden her an yeni büyük bir
atak bekliyormuş. 17/25 Aralık operasyonlarında Jandarmanın kullanılmak
istenmesi ve MİT TIR'ları olayı hiç unutulmamış.
ERDOĞAN YAŞ'TAN ÖNCE TEMİZLİK İSTİYOR
Genelkurmay'ın “TSK'da yeni ve büyük bir karmaşa yaşanır” gerekçesiyle, “paralelle mücadeleyi” yavaştan almasından çok rahatsız olan
Erdoğan'ın, bu işin YAŞ'tan önce kesinlikle bitirilmesini istediğini ve
bunun için talimat verdiğini de öğrendik.
Ortada fol yok, yumurta yokken, “darbe” söylenti ve söylemlerinin arttığının farkındasınız
değil mi? “Askeri vesayeti bitirmek, darbe defterlerini kapatmakla”
övünüyorlardı, lâkin bizzat Erdoğan ve Davutoğlu, Menderes, 28 Şubat
örneklerinin ardından Mısır'da Mursi'ye verilen idam cezası üzerine
ısrarla “darbe”yi gündeme taşıyor. Her zamanki gibi seçim propagandası
mı, yoksa AKP'lileri tedirgin ve rahatsız eden, bilmediğimiz ciddi
şeyler mi var?
Arada kaynadı, ama Erdoğan'a yakın, AKP'nin önemli ismi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop'un geçenlerde, “Anayasa değişmediği sürece teorik de olsa hâlâ darbe riski var” demesi de dikkat çekiciydi.
Genelkurmay'ın ışıkları yanmasa da galiba AKP'nin ışıkları yanıyor gibi!..