Türk F-16’larının Türkiye Hava Sahası’nı ihlal ettiği için düşürdüğü Suriye’ye ait hava aracının Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın söyledikleri gibi “helikopter” değil insansız hava aracı (İHA) olduğu anlaşıldı.
Davutoğlu ile Yılmaz’ın düşürülen unsurun “helikopter” olduğunu açıklamalarına rağmen Genelkurmay Başkanlığı’nın önceki gece geç saatlerde yaptığı açıklamada neden “hava aracı” tanımlaması kullandığının perde arkası aralandı.
Genelkurmay’ın önceki gece düşen aracın ne olduğu tam olarak tespit
edilemediği için “hava aracı” tanımlamasını kullandığı öğrenildi.
Daha sonra, parçalanıp yere düşen hava aracına ait olduğu belirtilen başta sosyal medya olmak üzere birçok yerde yayınlanan fotoğrafları ayrıntılı olarak inceleyen Genelkurmay, “Söz konusu fotoğraflardan Suriye tarafına düşen aracın İHA olduğunu” tespit etti. Edinilen bilgiye göre Genelkurmay, fotoğraflar ve fotoğrafların incelenmesi sonrası ortaya çıkan İHA tespit raporunu hükümete de iletti. Suriye Devlet Televizyonu da Türk F-16’larının düşürdüğü aracın İHA olduğunu açıklamıştı. Davutoğlu ve Yılmaz’ın ise olaydan hemen sonra sonra Hava Kuvvetleri ile yaptıkları temasta kendilerine ilk başta düşürülenin helikopter olabileceği ihtimali söylendiği için “helikopter” açıklaması yaptıkları ileri sürüldü.
“GENELKURMAY DOĞRUYU YAPTI”
Savaş uçakları ve hava harbinde Türkiye’nin en önemli uzman isimlerinden birisi olan Emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş da, düşürülen cismin ne olduğu tam tespit edilemediği için Genelkurmay’ın “hava aracı” tanımlamasını, “Doğru bir tutum” olarak değerlendirdi. Karakuş, şunları söyledi:
“Olay sırasında havanın puslu olduğu belirtiliyor. Ayrıca F-16’lar radarlarında düşman unsurunu görür ama bunun ne olduğunu tam anlayamaz. Tespit yapılır yapılmaz yaklaşık 50 kilometre menzile sahip güdümlü füze o unsura kilitlenir ve fırlatılır. Uçak füzeyi fırlattıktan hemen sonra uzaklaşır. Unsurun ne olduğunu puslu havada çıplak gözle görmek mümkün değildir. Bu tür durumlarda en uzun menzile sahip füze atılır. Çünkü radarda tespit ettiğiniz şeyin helikopter mi, İHA mı, yoksa sizin gibi füze taşıyan bir savaş uçağı mı olduğunu anlayamazsınız. Bundan dolayı düşman unsurun en tehlikelisinden hareket edilir ve size en uzak mesafede imha edilmesi hesaplanır. Vurulan araç Suriye tarafına düştüğünden parçalar elinizde yok. Bizim tarafımıza düşseydi hemen tespit yapılırdı. İHA ile helikopterin hızı aşağı yukarı aynıdır ve bazı parçaları da birbirine benzeyebilir. Bu nedenle düşürülen İHA da olabilir, helikopter de. Ancak helikopter olsa içindeki personel de füzeden etkilenir. Ya ölür, ya da paraşütle atlar ölü veya yaralı ele geçer. Suriye personel zayiatıyla ilgili bir bilgi vermeyip aracın İHA olduğunu öne sürüyor. Parçalar Türkiye tarafına düşmediği için de ‘hava aracı’ demek doğru olmuştur.”Hürriyet
Daha sonra, parçalanıp yere düşen hava aracına ait olduğu belirtilen başta sosyal medya olmak üzere birçok yerde yayınlanan fotoğrafları ayrıntılı olarak inceleyen Genelkurmay, “Söz konusu fotoğraflardan Suriye tarafına düşen aracın İHA olduğunu” tespit etti. Edinilen bilgiye göre Genelkurmay, fotoğraflar ve fotoğrafların incelenmesi sonrası ortaya çıkan İHA tespit raporunu hükümete de iletti. Suriye Devlet Televizyonu da Türk F-16’larının düşürdüğü aracın İHA olduğunu açıklamıştı. Davutoğlu ve Yılmaz’ın ise olaydan hemen sonra sonra Hava Kuvvetleri ile yaptıkları temasta kendilerine ilk başta düşürülenin helikopter olabileceği ihtimali söylendiği için “helikopter” açıklaması yaptıkları ileri sürüldü.
“GENELKURMAY DOĞRUYU YAPTI”
Savaş uçakları ve hava harbinde Türkiye’nin en önemli uzman isimlerinden birisi olan Emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş da, düşürülen cismin ne olduğu tam tespit edilemediği için Genelkurmay’ın “hava aracı” tanımlamasını, “Doğru bir tutum” olarak değerlendirdi. Karakuş, şunları söyledi:
“Olay sırasında havanın puslu olduğu belirtiliyor. Ayrıca F-16’lar radarlarında düşman unsurunu görür ama bunun ne olduğunu tam anlayamaz. Tespit yapılır yapılmaz yaklaşık 50 kilometre menzile sahip güdümlü füze o unsura kilitlenir ve fırlatılır. Uçak füzeyi fırlattıktan hemen sonra uzaklaşır. Unsurun ne olduğunu puslu havada çıplak gözle görmek mümkün değildir. Bu tür durumlarda en uzun menzile sahip füze atılır. Çünkü radarda tespit ettiğiniz şeyin helikopter mi, İHA mı, yoksa sizin gibi füze taşıyan bir savaş uçağı mı olduğunu anlayamazsınız. Bundan dolayı düşman unsurun en tehlikelisinden hareket edilir ve size en uzak mesafede imha edilmesi hesaplanır. Vurulan araç Suriye tarafına düştüğünden parçalar elinizde yok. Bizim tarafımıza düşseydi hemen tespit yapılırdı. İHA ile helikopterin hızı aşağı yukarı aynıdır ve bazı parçaları da birbirine benzeyebilir. Bu nedenle düşürülen İHA da olabilir, helikopter de. Ancak helikopter olsa içindeki personel de füzeden etkilenir. Ya ölür, ya da paraşütle atlar ölü veya yaralı ele geçer. Suriye personel zayiatıyla ilgili bir bilgi vermeyip aracın İHA olduğunu öne sürüyor. Parçalar Türkiye tarafına düşmediği için de ‘hava aracı’ demek doğru olmuştur.”Hürriyet