Bakmayın!..
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e ilettikleri geçmiş olsun mesajlarına.
Özel, sağlık durumunu gerekçe göstererek görevi Kara Kuvvetleri
Komutanı Hulusi Akar’a bıraktı ama devletin zirvesinde fırtınalar
kopuyor. Olayı, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin’in “ordu Suriye’ye
girecek” şok açıklamasına kısmen bağlayanlar oldu. Yalnızca Necdet
Özel’in değil, tüm komuta kademesinin çok uzun süredir sıkıntısı,
Hükümetin Suriye baskısı. Bataklığa girip saplanmanın nelere mal olacağı
belki yüzlerce kez anlatıldı Recep Erdoğan’a. Ama oyları eriyen Erdoğan
ve AKP’yi kurtaracak, milliyetçi muhafazakâr oyları tekrar iktidara
bağlayacak bir başarı destanı gerekiyordu. Erdoğan, bu sefer Musul için
zorladı Genelkurmayı. Hem de PKK’nın ayaklanma hazırlıkları son
aşamasındayken. Necdet Özel ve komuta kademesi sonu belli olmayan bu
macera seçeneğine de direndi. Devlet koridorlarında Özel ile Erdoğan
arasında geçen “çok sert bir diyalogdan” bahsediliyor, “Necdet Özel,
Necip Torumtay örneğinde olduğu gibi kamuoyunu derinden sarsacak istifa
yolunu seçmedi. Kendine has bir üslupla mesaj verdi” deniyor. Artık
Ankara’nın koridorlarında saklanamayan bir gerçek var. İpler koptu!..
Başkentteki derin fırtınayı daha iyi anlayabilmek için gelin, son MGK’da (29 Nisan) neler olmuş bir daha bakalım...
Hatırlatma 1: 1 Mayıs’ta MGK’nın perde arkası hakkında kaleme aldığımız yazıda, Recep Erdoğan’a yapılan “muğlak ifadeler” ve “kutuplaşma” uyarısını aktarmıştık.
Hatırlatma 2: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çıkmayı başardığı son televizyon programında, MGK toplantısına ilişkin bilgiler verirken ’Kırmızı Kitap’a sadece Gülen cemaatinin değil diğerlerinin de girdiğini ifade etti. Fakat, Arınç da somut bilgiler veremedi.
Bülent Arınç’ın da katıldığı Saray’daki 29 Nisan 2015 tarihli MGK toplantısı aslında pek çok üyesi bir daha katılamayacağı için teamül gereği “veda” şeklinde olması gerekiyordu.
Olamadı!.. Sebep malumunuz...
Recep Erdoğan “legal görünümlü illegal yapılar” ifadesinin Kırmızı Kitap’a girdiğini bildirdi. Buradaki çoğul ekine dikkatinizi çekerim.
Şubat ayında toplanan MGK’da istediği kararları aldıramayan Erdoğan, Nisan ayında her istediğini kabul ettirebildi mi?..
Hayır!..
Önce teknik bilgi;
Kırmızı Kitap olarak bildiğimiz Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin üç ana ayağı var; 1-İç tehdit. (İçişleri Bakanlığı’nı ve ilgili kurumları ilgilendirir.) 2-Dış tehdit. (Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumları ilgilendirir.) 3-Savunma. (İç ve dış tehditler olarak iki ana başlığı vardır. Genelkurmay Başkanlığı’nı ilgilendirir.) (İlgilendirir; gerekli hazırlıkları yapar manasında-aht-)
Güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgilere göre, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, yeni MGSB gereği yenilenmesi gereken TÜMAS’a (Türkiye’nin Milli Askeri Stratejisi) “legal görünümlü illegal yapılar” ifadesini koydurtmadı. TÜMAS’ta, tüm iç ve dış tehditlerin açık adları ve yapılanmaları yazılarak yenileniyor. Yani, PKK, DHKP-C gibi tüm terör örgütleri açık açık yazılıyor. Yakında, Recep Erdoğan, Hükümetle uyumlu çalıştığı gerekçesiyle devamlı övdüğü Necdet Özel’i, paralelci diye suçlarsa hiç şaşırmayın. Havuz medyasında önce Necdet Özel, arkasından da Hulusi Akar hakkında kopyala-yapıştır senaryoları görünce de safa yatmayın!..
Son MGK toplantısından ulaştığımız ayrıntılara biraz daha girelim;
Recep Erdoğan, MGK üyelerini “paralel terör örgütü” iknası için Şubat’takini genişlettirerek Nisan MGK’sına geniş (!) sunum hazırlattı. MGK sonrasında yapılan açıklamalar ve güncel olayların da etkisiyle sunumun tamamen cemaat hareketiyle ilgili olduğunu sanabilirsiniz. Ancak detayları okuyunca, Erdoğan ve arkadaşlarının MGK üyelerinin önüne koyduğu kararların, saltanatın önündeki tüm muhalif yapıları yok etmeye yönelik olduğunu göreceksiniz.
Recep Erdoğan’a muhalif tüm sivil yapılara, tüm muhalif unsurlara savaş açılıyor. Erdoğan’ın saltanatı için kelle koltukta mücadele etmek isteyen savcı, hâkim, vergi denetmenleri, TMSF üyeleri ve bazı bürokratlara koruma zırhı, dokunulmazlık zırhının getirilmesi talebi bile var. Zırh gelsin ki Erdoğan’ın Saray fedailerine kimse dokunamasın. Çünkü, MGK üyelerine izlettirilen 29 Nisan tarihli Saray sunumunda, bazı sivil yapılar birinci öncelikli tehdit kabul edilmiş. Güvenilir kaynaklardan ulaştığım bilgilere göre Hükümetin tehdit olarak gördüğü yapılara karşı mücadele edecek personelin motivasyonunun diri tutulması için ödül yönetmeliğinin bile düzenlenmesi isteniyor. Tabii, tüm bu mücadele kararlılığı sunumda dile getirilirken ne hikmetse rantçılık da unutulmamış, araya gene ihaleciler sokuşturulmuş. Bakın ne denilmiş;
“Örgüt lehine haksız rekabet sağlamak amacıyla, son yıllarda kasıtlı olarak ticari sicilleri bozulan ve kamu ihalelerine girmeleri engellenen firmalar, tekrar denetlenerek, paralel yapı tarafından mağdur edilen kuruluşlara TİCARET SİCİL AFFI getirilmesi ve ihalelere katılmalarının yolunun açılması...”
Buradan ne anladınız?.. 17/25 Aralık’ta Saray ihalecileri yıprandı, bunların rahatlatılması lazım... Bunların önünün tekrar açılması lazım!..
Daha neler var, neler!..
“Vakıf ve derneklere kanunların tanıdığı hak ve ayrıcalıklar bağlamında;
Gayrimenkul tahsislerinin, satışlarının ve dernek vergilendirme esaslarının gözden geçirilmesi. Vergi ve harç muafiyet ve istisnalarının istismarı önleyecek şekilde düzenlenmesi. Bağışçıların, bağış ve yardımlarından dolayı sağlanan vergi muafiyetinin sonlandırılması. Gümrük vergisi muafiyetlerinin yeniden değerlendirilmesi.
5018 sayılı ’Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’gereği genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla, kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım esasının tekrar ele alınması gibi tedbirler geliştirilmesinin elzem olduğu...” Bu kararlar, MGK üyelerinin şok bakışları arasında okundu, sonra onlara rağmen Bakanlar Kurulu’na gönderildi.
Anlayacağınız; yıllardır şikâyet ettikleri MGK’yı da saltanat kayığına çevirdiler.
Recep Erdoğan, sadece MGK’da değil çok farklı zeminlerde uyarılıyor, devlet çarkının daha fazla çığırından çıkartılmaması için.
Sadece Necdet Özel’in de sabrı taşmadı...
Not; Bu arada AKP’de iç karışıklık tüm hızıyla devam ediyor. Kulağıma gelenlere göre; üç dönemliklerden bazı isimler Fatih Erbakan’a giderek Refah Partisi’nin tekrar hayata geçirilmesini teklif etmişler.
Başkentteki derin fırtınayı daha iyi anlayabilmek için gelin, son MGK’da (29 Nisan) neler olmuş bir daha bakalım...
Hatırlatma 1: 1 Mayıs’ta MGK’nın perde arkası hakkında kaleme aldığımız yazıda, Recep Erdoğan’a yapılan “muğlak ifadeler” ve “kutuplaşma” uyarısını aktarmıştık.
Hatırlatma 2: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çıkmayı başardığı son televizyon programında, MGK toplantısına ilişkin bilgiler verirken ’Kırmızı Kitap’a sadece Gülen cemaatinin değil diğerlerinin de girdiğini ifade etti. Fakat, Arınç da somut bilgiler veremedi.
Bülent Arınç’ın da katıldığı Saray’daki 29 Nisan 2015 tarihli MGK toplantısı aslında pek çok üyesi bir daha katılamayacağı için teamül gereği “veda” şeklinde olması gerekiyordu.
Olamadı!.. Sebep malumunuz...
Recep Erdoğan “legal görünümlü illegal yapılar” ifadesinin Kırmızı Kitap’a girdiğini bildirdi. Buradaki çoğul ekine dikkatinizi çekerim.
Şubat ayında toplanan MGK’da istediği kararları aldıramayan Erdoğan, Nisan ayında her istediğini kabul ettirebildi mi?..
Hayır!..
Önce teknik bilgi;
Kırmızı Kitap olarak bildiğimiz Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin üç ana ayağı var; 1-İç tehdit. (İçişleri Bakanlığı’nı ve ilgili kurumları ilgilendirir.) 2-Dış tehdit. (Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumları ilgilendirir.) 3-Savunma. (İç ve dış tehditler olarak iki ana başlığı vardır. Genelkurmay Başkanlığı’nı ilgilendirir.) (İlgilendirir; gerekli hazırlıkları yapar manasında-aht-)
Güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgilere göre, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, yeni MGSB gereği yenilenmesi gereken TÜMAS’a (Türkiye’nin Milli Askeri Stratejisi) “legal görünümlü illegal yapılar” ifadesini koydurtmadı. TÜMAS’ta, tüm iç ve dış tehditlerin açık adları ve yapılanmaları yazılarak yenileniyor. Yani, PKK, DHKP-C gibi tüm terör örgütleri açık açık yazılıyor. Yakında, Recep Erdoğan, Hükümetle uyumlu çalıştığı gerekçesiyle devamlı övdüğü Necdet Özel’i, paralelci diye suçlarsa hiç şaşırmayın. Havuz medyasında önce Necdet Özel, arkasından da Hulusi Akar hakkında kopyala-yapıştır senaryoları görünce de safa yatmayın!..
Son MGK toplantısından ulaştığımız ayrıntılara biraz daha girelim;
Recep Erdoğan, MGK üyelerini “paralel terör örgütü” iknası için Şubat’takini genişlettirerek Nisan MGK’sına geniş (!) sunum hazırlattı. MGK sonrasında yapılan açıklamalar ve güncel olayların da etkisiyle sunumun tamamen cemaat hareketiyle ilgili olduğunu sanabilirsiniz. Ancak detayları okuyunca, Erdoğan ve arkadaşlarının MGK üyelerinin önüne koyduğu kararların, saltanatın önündeki tüm muhalif yapıları yok etmeye yönelik olduğunu göreceksiniz.
Recep Erdoğan’a muhalif tüm sivil yapılara, tüm muhalif unsurlara savaş açılıyor. Erdoğan’ın saltanatı için kelle koltukta mücadele etmek isteyen savcı, hâkim, vergi denetmenleri, TMSF üyeleri ve bazı bürokratlara koruma zırhı, dokunulmazlık zırhının getirilmesi talebi bile var. Zırh gelsin ki Erdoğan’ın Saray fedailerine kimse dokunamasın. Çünkü, MGK üyelerine izlettirilen 29 Nisan tarihli Saray sunumunda, bazı sivil yapılar birinci öncelikli tehdit kabul edilmiş. Güvenilir kaynaklardan ulaştığım bilgilere göre Hükümetin tehdit olarak gördüğü yapılara karşı mücadele edecek personelin motivasyonunun diri tutulması için ödül yönetmeliğinin bile düzenlenmesi isteniyor. Tabii, tüm bu mücadele kararlılığı sunumda dile getirilirken ne hikmetse rantçılık da unutulmamış, araya gene ihaleciler sokuşturulmuş. Bakın ne denilmiş;
“Örgüt lehine haksız rekabet sağlamak amacıyla, son yıllarda kasıtlı olarak ticari sicilleri bozulan ve kamu ihalelerine girmeleri engellenen firmalar, tekrar denetlenerek, paralel yapı tarafından mağdur edilen kuruluşlara TİCARET SİCİL AFFI getirilmesi ve ihalelere katılmalarının yolunun açılması...”
Buradan ne anladınız?.. 17/25 Aralık’ta Saray ihalecileri yıprandı, bunların rahatlatılması lazım... Bunların önünün tekrar açılması lazım!..
Daha neler var, neler!..
“Vakıf ve derneklere kanunların tanıdığı hak ve ayrıcalıklar bağlamında;
Gayrimenkul tahsislerinin, satışlarının ve dernek vergilendirme esaslarının gözden geçirilmesi. Vergi ve harç muafiyet ve istisnalarının istismarı önleyecek şekilde düzenlenmesi. Bağışçıların, bağış ve yardımlarından dolayı sağlanan vergi muafiyetinin sonlandırılması. Gümrük vergisi muafiyetlerinin yeniden değerlendirilmesi.
5018 sayılı ’Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’gereği genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla, kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım esasının tekrar ele alınması gibi tedbirler geliştirilmesinin elzem olduğu...” Bu kararlar, MGK üyelerinin şok bakışları arasında okundu, sonra onlara rağmen Bakanlar Kurulu’na gönderildi.
Anlayacağınız; yıllardır şikâyet ettikleri MGK’yı da saltanat kayığına çevirdiler.
Recep Erdoğan, sadece MGK’da değil çok farklı zeminlerde uyarılıyor, devlet çarkının daha fazla çığırından çıkartılmaması için.
Sadece Necdet Özel’in de sabrı taşmadı...
Not; Bu arada AKP’de iç karışıklık tüm hızıyla devam ediyor. Kulağıma gelenlere göre; üç dönemliklerden bazı isimler Fatih Erbakan’a giderek Refah Partisi’nin tekrar hayata geçirilmesini teklif etmişler.