Adana’da 7 Mayıs’ta tutuklanan Jandarma Alay Komutanı Özkan Çokay’ın avukatı Hasan Tok, mahkeme de isyan etti. Duruşma zabıtlarında çok hakime, TIR’lar durdurulduktan sonra MİT Bölge Başkanının olay yerinde geldiğinde TIR’ların kimin olduğu sorusuna “bizim değil” diyerek yanıt verdiği anlatıldı. Avukat Tok mahkeme başkanına “silahlı terör örgütüne silah sağlayan insanlar nasıl aklanır” diye sordu. Öte yandan, iki hakimin verdiği kararından tutuklanması sonrası “ben gidip çobanlık yapayım, cübbeyi çıkarayım” diye düşündüğünü ifade ederek, hukukun geldiği noktayı işaret etti ve heyet başkanına şöyle dedi: “bu insan tutuklamayı gerektirir hiç bi sebep yok diye, sizden dilenelim mi, yalvaralım mı yani, ne diyeyim, ne diyelim yani?"
İşte zabıtlardaki o bölüm:
ŞÜPHELİ ÖZKAN ÇOKAY MÜDAFİİ AV. HASAN TOK: "Efendim, bakın ben bu gerekçeleri siz değil, bir üst mahkeme değerlendirirdi, sayın vekil sen yanlış biliyorsun, bilgin eksiktir, bu insanların reddini gerektirir bir sebep yoktur derdi, yargılamaya devam ederdik, niye, şimdi siz burada mesela tutuklama kararı vereceksiniz, nasıl vereceksiniz? okuyun kanun maddesini, diyo ki, reddedilen hakim diyo, acil olan işler dışında hiç bir iş yapamaz, nasıl yapacaksınız, tutuklama kararı verin, buyurun, anlatabiliyor muyum, şimdi burda kovuşturma evresinde sadece yazıyo, diyo ki, kovuşturma evresindeyse soruşturmanın uzatılması ve işte diğer sebeplerle heyet reddeder diyo, heyet, öyle bişey yok, 25.maddede, yazdık bunların hiç biri yok, şimdi buyurun hukuk fakültesine gidelim, 2. sınıftan ceza geneli başlıyalım, 4. Sınıfta ceza özelde bitirelim, bunu bana izah edin, ben bunu anlamış değilim, 3; şimdi bu bi tane sevk yazısı var, biz bunları teferruatlı biliyorum ben, konuyu ben Adana'da, niye tutuklama çıkmadı Adana'da, adam geldi, bu Hakan Gencer diyo benim müvekkilimle ilgili Hakan Gencer'in kendisi ile ilgili beyanları var, bizle ne alakası var, ya Özkan Çokay'la ilgili saydığınız şeylerin hepsi Ankara ile ilgili, onları da buraya getirin, bu insanları oraya götürün, Yargıtaya götürün, Hakim, Savcıyla beraber yargılanmak bir onurdur, şereftir, onun için biz geliyoruz, ama tutun o insanları buraya getirin, her, bütün konuyu değerlendirin, şimdi sorgu hakimliği esasa ilişkin bir beyan bekliyo, niye yapalım biz size esasa ilişkin bir beyan, mahkeme, gelsin esas mahkemesine, ne yapacaksak yaparız, 100. Maddeye göre tutuklama şeyiniz varsa, gerekçeniz, söyleyin, söyleyeceksiniz, 100. Maddeyi tutmuşlar, işin önemi, hangi işin önemi, iş ortada yok, ondan sonra mesela CMK, TCK'nun, şey, 312, 314, Türk Ceza Kanunun 312,314, tamam güzel, onlar şeyi yazmışlar buraya sevkle ilgili, diyorki ; katalog suçlar, ya benim müvekkilimin 312 ile ilgli kanun maddesini okuyalım, tartışalım, sabaha kadar tartışalım, cebir, şiddet, kendisi vazifesini harfiyen yapmış, orda hiç bir yerde göremediğiniz beyanları zaten mevcut, biz bunları burada gelip size saygımızdan dolayı, Mahkeme heyetine tabiki masumiyetimizi, tutuklama sebeplerimizi ortadan kaldırmak için, bunları ortaya koyacaktık, nedir, bu insan İl Jandarma Komutanı, Savcı Bey arıyo, gidiyo olay yerine, hatta MİT Bölge Başkanı geliyo, diyoki, tırlar kimin diyo, Mit Bölge Başkanı ne diyo, Mit Bölge Başkanı nediyo, efendim, var bütün tutanaklarda, ne diyo, diyo ki: bizim değil diyo, siz, siz ne diyosunuz ki burada, şeyde, iddiada, isnadda, işte bunların MİT'çi olduğunu bildiği halde, ne bilim, içinde şu, bu olduğu halde, şöyle olduğu halde, böyle olduğu halde, MİT'çi kabul etmiyo ki, adam geliyo, benim ne alakam var diyo, komutanım diyoki bu tırları diyo, bakın daha önce de olmuştu bu olaylar, hassas konular, gelin kapalı bir yere götürelim diyo, bakın kendisi burada, kapalı bir yer, nedir, işte jandarma devletin, MİT devletin çalışanı, kamu görevlisi de, Jandarma İl Komutanı değil mi, valiye söylüyo, vali dinlemiyo, MİT Bölge Başkanını dinliyo, diyo ki, komutanım, yav diyo bi tutanak düzenleyelim, tutanağa da hepimiz beraber imza atalım, bu işi kapatalım, imza.. Bi bakıyo ki MİT'çiler kaybolmuş, artistlik yapan, kolluğa direnç gösteren, efendim orada kimliğini göstermeyen, siz kimsiniz diyen, küfreden insanlar bi anda kayboluyo, nerdesiniz, tutanak... yok, şimdi geliyo, bu insanların silahlı terör örgütüne, silahlı terör örgütüne silah sağlamak suçundan soruşturma açılıyo Adanada, sonra ne oluyo, soruşturma ne oluyo, silahlı terör örgütü dönüyo, silahlı terör örgütüne silah sağlayan insanlar nasıl aklanır soruşturmasına dönüyo, buraya geliyoruz, bunu siz de biliyosunuz, ben de biliyorum, haa.., şuna gelelim, şimdi ben bunları hararetli olarak söylüyodum, taa..ki nereye kadar biliyomusunuz, Hakimlerin tutuklanması kararına kadar, ben o gün facebooktan da yazdım, dedim ki kardeşim ben şu cübbeyi çıkarıyorum, hukukçuluktan istifa ediyorum, gideceğim memleketimde inek otlatacağım, çobanlık yapacağım ya , bu memlekette bir hakim kararından dolayı tutaklanıyorsa, ben size ne diyeceğim ki burda, heyete ne diyeceğim, şimdi burada siz bizi tutuklamazsanız, siz nolacaksınız düşünüyorum yani, yani size de bir avukat lazım, anlatabiliyor muyum, şimdi ben bunlar kafamdayken, bu insan tutuklamayı gerektirir hiç bi sebep yok diye, sizden dilenelim mi, yalvaralım mı yani, ne diyeyim, ne diyelim yani?"
MAHKEME BAŞKANI: "Buyurun Avukat Bey, siz bilirsiniz"
ŞÜPHELİ ÖZKAN ÇOKAY MÜDAFİİ AV. HASAN TOK: "evet şimdi bu sorgu evrakında , bi talepler var, peki bu MİT Kanunu, bu MİT Kanununun ne zaman değiştirildiğini, olay tarihinden sonra değiştirildiğini siz de biliyosunuz, biz de biliyoruz, ikincisi; bir iddianın benim müvekkillerimi tek tek dinleyin, komutanı da dinleyin, pazıl birleşmiyo, yani, bu olay şöyle oldu, böyle oldu deniyo, ama bi savcımız çıkmış, bi iddianame yazmış, Allah razı olsun ondan, bakın bizim 7. Ağır Ceza Mahkemesinde bizi suçlayan iddianameyi yazan savcımızın ismini hatırlamıyorum, baş savcı olmuş"
Bu sırada görüntüde tespit edilemeyen şüpheli müdafiilerinden bir kişi: " Ali Doğan " diye hatırlatıyor.
ŞÜPHELİ ÖZKAN ÇOKAY MÜDAFİİ AV. HASAN TOK: "Ali Doğan'dan Allah razı olsun, inanır mısınız, bi insan oturup da ancak bu kadar oturup da olmayan şeylerin tespitini yapar, diyor ki: bu güne kadar diyor, 2000 tır gitmesine rağmen, özellikle bu tır niye seçildi diyor,biz bilmiyoruz ki 2000 Tır olduğunu, oradan öğreniyoruz, anlatabiliyor muyum, savcı yazıyor bunu, savcı bizi suçluyo, ikincisi; ya bu insan tutuyor bi şey yapıyo, diyo ki; bunlar diyo, büyük elçiler toplantısı vardı burada diyo, onu baz aldılar, her şeyi ayarladılar, dinlediler, izlediler, geldiler bu günü denk getirdiler, kardeşim, tıra silahları biz mi yükledik yav..o zaman madem böyle bir şey var, büyük elçiler toplantısı var, tırı yüklemeseydiniz Esenboğada, tır da mı bizim, anlatabiliyor muyum, tır bizim, suç bizim, savcı bizim, jandarma bizim, hakim bizim, o zaman karar da sizin hakim bey, anlatabiliyor muyum, ben tutuklama talebi ile ilgili hiç bişey demiyorum, ister tutuklayın, ister tutuklamayın, sizin vicdanınıza kalmış bişey"