Milletimiz askerlik müessesesine çok büyük anlamlar
yüklemiş. Şimdi de vardır ama özellikle eski yıllarda askerlik yapmayana kız
bile vermezlermiş. Peki “nedir askerlik?” desem “Hocam karşında 6 yaşında çocuk
yok, herhalde biliyoruz askerliğin ne demek olduğunu” diyeceksindir eminim (ya
da emin değilim ama öyle hissediyorum diyelim) Ben, askerliğin tanımından çok,
amacı üzerinde durmak istiyorum. Askerlik bir vatan borcudur. Yani askerliğin
amacı vatana hizmettir. Ülkemizin her ferdi de vatana olan borcuna sadık kalıp
askerliğini yapmalıdır ve yapmaktadır da… Fakat askerlik, bir yönüyle de
mesleğe ara verme, evliliği erteleme ya da eşten, çocuklardan, anne babadan
uzak kalmak da demektir. Tabi ki vatanın ihtiyacı varsa vatandaş olarak birçok
şeyi geride bırakarak vatan için koşmalıyız. Fakat bazen askere gidersin
eğitimini alırsın bazı işleri görürsün ama ihtiyaç olmadığı için orada vatana
pek bir faydan da dokunmayabilir. Hatta devlet senin bakımını belli bir
süreliğine tamamen kendi üzerine aldığı için belli oranda devlete yük de
olursun. İşte kimi zaman hükümetler bunları gördüğünden ya da başka sebeplerden
bedelli askerlik formülüne sarılmışlardır. Bedelli askerlikte belli bir yaşın üzerinde
olanlar, belirlenen parayı devlete ödeyip askerlikten kurtulurlar” demeyeceğim
çünkü askerlikten kurtulma diye bir durum söz konusu değildir. Yine de birçok
insan bunu böyle anlar. Çünkü askerliğin gerçek tanımının ve amacının farkına
varamamıştır. Askerlikten kurtulma durumu olsa ismi “bedelli askerlik” olmazdı.
Sonuçta askerlik yapıyorsunuz. Mesela “şeytanın ordusunda asker olmak” diye bir
tabir var. Sen burada nasıl ki eline silah alıp eğitim yapıp şeytan için
mücadele etmeyi anlamıyorsan, askerlik tabirinden de sadece silah, eğitim,
cephe vs.yi anlamaman gerekir. Sen bedelli askerlik yaptığında vatanın için
yine askerlik yapıyorsun. Vatanın hem bedeni güce hem de maddi güce ihtiyacı
vardır. Bedelli askerlik yapan da vatanın maddi gücüne destek olarak ona asker
olmuş olur. Bir bedel öder. Bu bedelin karşılığında da mesleğine, ailesiyle
olan hayatına vs. kesintiye uğramadan devam eder.
Bazı vatandaşlarımız da vardır ki direkt olarak
kışlalarda askerlik yapmadan bedelli askerlik yapanları hain olarak görürler.
Hatta kendilerinin bedelli askerlik yapma imkânı olduğu halde bu imkândan
faydalanmazlar. “Ben Türküm. Her Türk asker doğar. Ben gideceğim ve o çileyi
çekeceğim vatanıma hizmet edeceğim.” gibi sloganik sözlerle kahramanlık
edebiyatı yaparlar. Oysa 12 ay kışlada askerlik yapan kişi ne kadar devlete
katkı sağlıyor ise ücretini devlete yatıran da o kadar devlete katkı
sağlamaktadır. Biz de askerliği vatana millete katkı ve hizmet üzerinden
değerlendirdiğimize göre bu ikisi arasında pek de bir fark yoktur. Kimileri de
sırf askerde elinde silahlı bir fotoğrafı olsun, çoluğuna çocuğuna anlatacağı
askerlik ve kahramanlık anıları olsun diye ille de kışla askerliği derler.
Mesele uzar gider. Sana tavsiyem bedelli askerliği ve bedelli askerleri hor
görme. Onlar da hizmet etmişlerdir. Asıl mesele şudur ki; bedelli askerlik
vardır ama bedelli cehennem yoktur. Bunun üzerine kafa yormalıyız… (Not: Ben ya
da ailemden hiç kimse bedelli askerlik yapmadı) Haa bu arada… Bedelsiz cennet
de yoktur bilesin. Selam ve dua ile..