Piyasanın meslek ahlakıyla bilinen isimlerinden Metropoll Araştırma
Şirketi Başkanı Özer Sencar, HDP’nin baraj altında kalması halinde
hiçbir formulün AKP’nin tek başına iktidar olmasına engel olamayacağına
işaret ediyor. HDP’nin yüzde 10’u aşıp 11 veya 12 oy oranına ulaşması 8
Haziran sabahı Türkiye’de yepyeni bir siyasi atmosfer yaratabilir.
Ancak, AKP için HDP’li bir Meclis’in kabus olarak görüldüğü, iktidar
gücünü kaybetmemek için elinden geleni ardına koymayacağı ortada.
Ağrı’da yaşananlar aklı başında olan insanlar için tesadüfi bir olay
değildi.
Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın Ağrı Valisi ile arasında geçtiği
iddia edilen konuşmaları yalanlaması insanın içini rahatlatan bir
gelişme. 17 Aralık soruşturması sırasında yaptığı konuşmalar aklımızda
olan Ala’nın bu tip bir söylemde bulunmuş olması meşruiyet açısından
ciddi sıkıntılara yol açabilirdi.
BARAJA ŞİDDET SARMALI...
Ala, konuşmayı yalanlarken temennisini de açıklamış: Halkın HDP’yi baraj altında bırakması…
Bu temenninin ardından HDP Genel Merkezi kimliği belirsiz kişilerce
silahlı saldırıya uğradı. Sırrı Süreyya Önder, saldırıyı Ağrı
provokasyonunun bir devamı olarak değerlendirip HDP'nin barajı aşmasının
partiyi şiddet sarmalının içinde göstererek engellenmek istendiğine
dikkat çekti.
Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre ise Kandil, PKK’yı silahlı bir
eyleme zorlayan provokasyonlara karşı dağ kadrolarına bir çağrı yapıp
“Seçime kadar ortalarda görünmeyin” talimatı vermeye hazırlanıyor.
Dağdakilerin sağduyulu davranmaya çalıştığı bir dönemde şehirdekilerin kirli oyunlar peşinde koşmaları, amacı ortaya koyuyor.
Çünkü seçmenin bir bölümü, HDP’ye vereceği oyun onu iktidar
yapmayacağını ama AKP’nin keyfi bir yönetim kurmasını veya bugünkü keyfi
yönetimini pervasızca kullanmasına engel olacağını biliyor.
YÖNETİCİLER SUÇLADIKÇA...
Kimse Yok Mu Derneği’nin bile terörizm ile suçlandığı, kazada,
bombardımanda ölen insanların öldükleriyle kaldığı, hırsızları kovalayan
polislerin tutuklanıp hırsızların baştacı edildiği bir ülkede
yaşamaktan yorgun düştüysek, demokratik bir ittifak kaçınılmaz.
HDP barıştan, bir arada yaşamaktan, yolsuzluklardan hesap sormaktan
bahsettikçe daha çok saldırının hedefi oluyor. Devletin en yetkili
ağızları sözbirliği içinde HDP’yi teröristlerle işbirliği içinde olmakla
suçladıkça partiye yönelik saldırılar artıyor.
Bu partinin teröristlerle işbirliği içinde olduğuna dair elinde bir
bilgi, belge varsa yargıyı harekete geçirirsin. Zaten yargı tamamen
kontrolünde. Bunu yapmayıp meydanlarda nefret söylemleri ürettikçe
yarını barış ve huzur içinde birlikte yaşama şansını azaltırsın.
Kamuoyu araştırmalarında HDP’nin yüzde 10’lar üzerinde görünmesine
rağmen iktidar sözcülerinin partinin baraj altında kalacağından emin
görünmeleri aslında kuşku verici.
Yargısının yürütmenin bir kolu haline gelmiş olduğu bir ülkede seçimin
namusundan emin olabilir miyiz ciddi bir soru işareti. Ama işaretler
HDP’nin baraj altında kalacağı değil ama bıraktırılacağı yönünde
maalesef…