14 Nisan 2015 Salı

PKK neden hareketlendi? / DOÇ. DR. MAHMUT AKPINAR

  •  
  • PKK neden hareketlendi?TSK, Ağrı’da gün boyu devam eden çatışma sonucu 5 teröristin öldürüldüğünü, askerlerin ise yaralandığını bildirdi. Sonra HDP/KCK cenahı bunun “kurgu operasyon olduğunu”, iktidar tarafından “Anadolu’ya şehitlerin gitmesinin” arzu edildiğini ifade etti. Hükümet ise bu açıklamalara “provokasyon!”, “sandığa yönelik tehditler” diyerek sert, güvenlikçi beyanatlar verdi. Seçimlere gidilirken neler oluyor? PKK neden hareketlendi?

  • Aslında PKK’nın tavrında bir değişiklik yok; değişen iktidarın tutumu. 2012’deki etkili mücadele sonrası PKK, bölgede ciddi darbe yemiş, yıllardır girilmeyen kamplarına girilmişti. Eğer iktidar PKK ile etkili mücadeleye paralel Kürtlerin temel, demokratik haklarında düzenlemeler yapsaydı örgütün etkisi tedricen zayıflayacaktı. Zira insanlar PKK baskısının kalkmasından dolayı nefes almaya başlamış, devlet ilk defa etkili ve koordine mücadele ortaya koymuştu. Ama bir anda pembe tablolar çizilmeye, barış sürecinden bahsedilmeye başlandı.
    Biz dâhil, bölgedeki gelişmeleri alandan takip edebilen pek çok uzman, estirilen iyimser havanın yanıltabileceğini, ihtiyatlı olmak gerektiğini vurguladık. Ancak “ölü sevici!” “kan isteyen!” konumuna sokulduk ve kıyasıya eleştirildik. Oysa söylediğimiz, sürecin açık ve şeffaf şekilde ve olumsuz ihtimallerin de dikkate alınarak yürütülmesiydi. Ama o dönem AKP “kan akmasın, analar ağlamasın!” çerçevesinde bir propaganda süreci yürütüyordu. Altyapısı hazırlanmadığı, gerekleri yerine getirilmediği halde iktidar “ülkenin en büyük sorununu çözme” iddiasıyla milletin desteğini ve oyunu alma siyaseti izliyordu. Öylesine suni bir hava estirildi ki millet, sorgulamadan, test etmeden problemin çözüldüğüne inanmaya başladı. Zira artık şehit/ölüm haberleri gelmeyecekti.
    Süreçte PKK’nın bütün Kürtlerin resmi muhatabı haline getirilmesi ve meşrulaştırılması, Öcalan’ın bütün Kürtlere lider olarak dikte edilmesi görmezden gelindi. Kürt halkı muhatap alınmıyor, onların haklarıyla ilgili düzenlemelere gidilmiyor, demokrasi çıtası yükseltilmiyordu. Söylemlerin aksine PKK silah bırakmadı, hatta eylemsiz hale gelmedi. Aksine tarihinin en güçlü seviyesine ulaştı. Kandil bu imkânı kendilerine sürecin verdiğini itiraf etti. Örgüte rekor seviyede katılımlar oldu. Çocuk yaştaki gençler merasimlerle dağa götürüldü.
    Bu dönemde:
    1. PKK, Kandil’deki varlığını iyice güçlendirdi, ağır silahlara, uçaksavarlara, füzelere sahip oldu.
    2. Türkiye içinde yeni kamplar kurdu ve eğitimler vermeye başladı. Bu sayede şehirler üzerinde dağ baskısı kuruldu.
    3. KCK kentlerde silahlı milisler şeklinde yapılandı. 20.000 üzerinde otomatik silah dağıtıldı ve toplum, yaygın bir örgütlenmeyle kontrol altına alındı.
    4. PKK ağırlığını Suriye ve Irak’a vererek buralarda fiilen kantonlar kurdu.
    5. PKK ve uzantıları “IŞİD’le savaş” gerekçesiyle uluslararası alanda meşruiyet elde etti ve ağır silah yardımları alarak ordulaştı, devletleşti. Bugün Türkiye’nin güneyi, özellikle Suriye sınırı artık PKK sınırıdır.
    İktidar taktik kazanımlarla oy devşirirken PKK, stratejik kazanımlar elde etti, içte ve dışta konumunu tahkim etti, pekiştirdi. Öcalan “barış adamı”, “demokrasinin güvencesi” olarak sunuldu.
    Erdoğan’ın yağmur nereye yağarsa tarlayı oraya taşıma siyaseti devam ediyor. PKK’ya yarayacak şekilde yürütülen süreçte artık sona gelindi. Kürtler kaybetti; zira hiçbir demokratik hak elde edemediler. Türkiye kaybetti; zira örgütün silahlı kapasitesi tarihin zirvesine ulaştı. Süreçte sadece PKK kazandı. Mevcut halin oy getirmeyeceğini gören Erdoğan, “Kürt sorunu yoktur” diyerek keskin bir dönüş yaptı.
    Türkiye, sürecin PKK’ya yarayacak şekilde yürüdüğünü gördü. Artık bölgede organları teşekkül etmiş tekmil bir devlet kurulmaktaydı. Çanlar AKP aleyhine çalıyordu. AKP siyasetinin pragmatist tutumundan dolayı çözüm süreciyle kazanılması umulan Kürt oyları da HDP’ye kaymaktaydı. Tabloyu görmekte gecikmeyen Erdoğan, dümen kırdı ve milliyetçi oylara yöneldi. “Çözümün kahramanı” olmayı umduğu günlerde yasal görevlerine rağmen hükümet güvenlik güçlerine operasyon yaptırmıyor, asayiş olaylarına dahi askeri-polisi sokmuyordu. Güvenlik birimleri bağlı, PKK ve silahlı unsurları dokunulmazlık ve serbestiyet içindeydi. PKK alanda at koşturuyor, haraç kesiyor, yargılama yapıyor, insanları dağa kaldırıyor, karakollara saldırıyordu. Çatışmalar da yaşanıyordu. Ama o dönemde “süreç bozulmasın!” diye bunlar yok sayılıyor, kamuoyuna farklı aktarılıyordu. 
  •  
  • Erdoğan ve AKP, milliyetçi oylara yöneldikten sonra bölgedeki durum değişmedi; ama iktidarın söylemleri ve tavrı değişti. Seçimlere bağlı olarak görülmeyenler görülmeye, militanlara-kamplara müdahale edilmeye başlandı. Bundan sonra çatışmalar artacaktır diye düşünüyoruz. Zira istikrara ihtiyaç duyulması ve “iktidarla devam” denilmesi için güvensizliğe/çatışmaya ihtiyaç var. Derinlerin AKP ile ittifakı sonrası bu amaca yönelik her türlü enstrüman devreye sokulabilir. En etkili araç PKK olacaktır. Kandil’den kamuoyunu tahrik edecek ve seçmeni AKP’ye yöneltecek söylemler gelirse çok da şaşırmam. Çözüm sürecinde anlaşma Öcalan-AKP arasındaydı, Kandil ihtiyatlıydı. HDP ise aracı, belki figüran konumundaydı. Öcalan’ın Erdoğan’ın başkanlığına destek açıklamasını, PKK/KCK-MİT arasındaki iç içeliği dikkate alırsak son kampanyanın diğer yakasında pekâlâ İmralı, belki Kandil olabilir. Sonrasında gelecek federasyon ve Öcalan’a af nedeniyle AKP’nin başkanlık getirecek rakamlara ulaşması bu aktörlerce arzulanır.
    PKK, HDP’nin barajı aşmasını ve Türkiyelileşmesini ister mi, emin değiliz. Zira HDP Türkiyelileştikçe halk nezdindeki kredisi artacak, PKK’ya duyulan ihtiyaç azalacaktır. PKK, HDP’nin değil, kendisinin aktör kalmasını ve bölgede fiili bir yapı kurmayı tercih eder.
    PKK’nın hareketlenmesi milliyetçi oyları AKP’de tutmaya yarayabilir ama HDP’ye zarar vermez. HDP, yükselen Kürtçülük ve iktidarın güven vermeyen uygulamaları nedeniyle oylarını artırıyor; artık dindar Kürtlerin oylarını da alıyor. Bölgenin hareketlenmesi ve hükümetin sertleşmesi Kürt oylarına değil, milliyetçi oylara yönelik. Umarız bu konuda TSK, iktidarın seçim oyunlarına malzeme olmaz.
    Son 4-5 yıldır izlenen günübirlik ve sandığa yönelik politikalar nedeniyle bütün sorunlar gibi Kürt sorunu ve terör problemi de kangren oldu. İktidarın şu anda yaptığı problemi ötelemek, bu yaradan oy devşirmek! Pek çok sorun tolere ve tamir edilebilir. Ama Kürt sorununda ve terör konusunda Makyevelist çıkışlar, önü alınmaz hasarlara ve yangınlara neden olabilir.