MİT Müsteşarı Hakan Fidan Taraf’ın yaptığı MİT ile ilgili haberlere oturup adamakıllı cevap vermek yerine Şark kurnazlığı ile durumdan kurtulmak istiyor. Habertürk gazetesine verdiği söyleşide “Tarihte ilk defa bir devlet (İsrail) başka bir devletin istihbaratının başına kimin geçtiği ile ilgili açıklama yaptı. Taraf’ın haberleri bu amaca hizmet eden bir operasyonun parçası” mealinde bir açıklama yaptı.
Normalde bu deli saçması savunmaya cevap verme niyetinde değildim. Ancak bu argümanın üzerinden bir psikolojik harekât kampanyası ile Taraf’ı ve haberi yapan Mehmet Baransu ve beni yıpratma girişimini görünce cevap yazmak mecbur oldu. Öncelikle Taraf’ın yazdığı haberlerde bir tane yanlış bilgi var mı yok mu buna cevap verin? Ülkeyi ‘Muhaberat devleti’ne dönüştürecek o meşum kanun taslağını hazırladınız mı hazırlamadınız mı? Bu ülkenin CHP’li ve MHP’li işadamlarını fişlediniz mi fişlemediniz mi? Daha da kötüsü beş polis ve altı sivilin öldüğü Güroymak Faciası’nda bu insanların kanı elinize bulaştı. Belgeleriyle ispatladığım olay hakkında neden çık çıkaramıyorsunuz? O bomba düzeneği PKK’nın eline neden ve nasıl geçti bir cevabınız var mı? Bu düz sorulardan anlamıyorsanız sizin gibi Şark kurnazlığı yaparak sorayım: Güroymak’ta beş polis ve altı sivilin öldüğü o olayda MİT’in elindeki bomba düzeneğini İsrail mi verdi PKK’ya? Bu soruşturmayı neden kapattırdınız? Bu sorulara cevap vereceğinize “Hakan Fidan’ı İsrail istemiyor. Taraf, aleyhinde yayın yapıyorsa Taraf İsrail çıkarları için yayın yapıyor” uçuculuğuna kaçarak kendinizi gülünç duruma düşürdüğünüzün farkında değil misiniz? Sadettin Tantan doğru bir tesbitte bulunmuş, madem İsrail Hakan Fidan’a karşı Türkiye MOSSAD’a karşı neden bir operasyon yapmamış. Bir yandan “İsrail bana karşı” deyip bir yandan MOSSAD başkanı ile hem Mısır’da hem İstanbul’da görüşen Hakan Fidan değil mi. Bu çelişkiyi nasıl izah ediyorsunuz? Üçüncü dünya diktatörleri böyle davranır. Bir yandan İsrail’le iş tutar ama kamuoyu önünde İsrail’i yerden yere vurur. Bu belki İran’a ve Arap diktatörlerine yakışır ama bizim kurumlarımıza ve bürokratlarımıza yakışmaz. Kapı arkasında kucak kucağa, kapı önünde boğaz boğaza; siz kimi kandırıyorsunuz? Ayrıca İsrail Hakan Fidan’a ne demiş onu da net ortaya koyalım. Hatırlarsanız Hakan Fidan MİT Müsteşarı olmadan önce İran’la nükleer silah müzakerelerinde Türkiye’yi temsilen uluslararası toplantılara katılıyordu. O toplantılarda hep İran’ı savundu ve İran’a ambargonun önüne geçmeye çalıştı. Bu politika sonucu Brezilya ve Türkiye’nin girişimiyle kotarılan ama pratikte hiç işe yaramayan o meşhur anlaşma ortaya çıkmıştı. Bu görüşmelerde İsrail, Hakan Fidan’ın İran’ı savunmasından hareketle MİT’in başına geçmesini kendileri açısından kaygı verici olduğunu, MOSSAD’ın MİT ile istihbarat paylaşımı anlaşması olduğunu, İsrail’in Türkiye ile paylaştığı bilgilerin düşmanları İran’ın eline geçebileceğini savundu. Bu açıklama daha çok uluslararası platformda Türkiye’ye, İran’ın yanında durma, istihbarat anlaşmasını keseriz mesajı vermek için söylenmiş bir sözdü. Yani sözkonusu olan bizzat Hakan Fidan’ın kendisi değil Türkiye’ye verilen mesajdı. O toplantılarda Hakan Fidan İran yanlısı tutumu nedeniyle Türkiye’nin yumuşak karnını oluşturduğundan, İsrail oradan vurdu Türkiye’yi. Burada esas sorun Hakan Fidan’ın o toplantılarda aşırı İran yanlısı tutumu ile Türkiye’nin elini zayıflatmasıdır. Bu açık diplomatik zafiyet örtülerek İsrail Hakan Fidan’a karşı çıktıysa Hakan Fidan mübarek adamdır yaklaşımı tam bir üçüncü dünya ülkesi yaklaşımı ve cehalet örneğidir. Siz bu ucuz argümanla bu ülkede dağdaki çobanı bile kandıramazsınız. Taraf’ı bu ucuz operasyonla yıpratamazsınız. Gözümüzün içine baka baka hem İsrail’le iş tutacaksınız sonra dönüp “İsrail bize karşı, Taraf bizi eleştiriyor, öyleyse Taraf İsrail gazetesi” ucuz mantığı ile beceriksizliğiniz örtemezsiniz. Bu hokus pokusu kimse yemez. Şu sorulara cevap verin: 1) Başbakan’ı biz Öcalan’la anlaştık Barış yolda her şey yolunda diye ikna ettiniz. PKK ayak sürüyünce Başbakan’a “efendim PKK’nın sadece yüzde15’i çekildi; onlar da hasta ve zayıflar” diye rapor veren MİT değil mi? Bu açık öngörüsüzlüğü ve başarısızlığı “Batılı devletler PKK’ya savaşın talimatı verdi” kurnazlığı ile örtmeye çalışmıyor musunuz? 2) Suriye’de öngöremediğiniz PYD devletinin kuruluşunu hangi yalanla kapattınız? 3) Reyhanlı’da ölen 52 kişinin istihbari sorumluluğunu üzerinizden atmak için “İsrail bizi istemiyor” ucuzluğu ile yutturabileceğinizi mi sanıyorsunuz? 4) Madem İsrail seni istemiyordu İsrailli asker Gilad Şalid için Hamas ile kaç defa görüştünüz? Gilad Şalid için gösterdiğiniz emeği PKK’nın elindeki askerlerimiz için gösterdiniz mi? Bu üçüncü dünya diktatörlerinin tipik refleksini bırakın. “İsrail bizi istemiyor” diye medya organlarına ağlamak güçlü Türkiye imajına zarar veriyor. Bu halk hele de İsrail karşısında ağlak bir yönetici görmek istemiyor.. Türkiye Cumhuriyeti İstihbaratı’nın başındaki adama ağlaklık yakışmaz. Kısaca ağlak müsteşar istemiyoruz. Hesap verebilen kurumlar istiyoruz. Yaptığınız hukuksuzlukların üstüne İsrail şalı örterek kurtulamazsınız.. |
Harbiye, askerlik, askeriye, savunma ile ilgili tüm gelişmeler, eleştiriler, asker-siyaset ilişkisi, askeri operasyonlar, gibi ve benzeri haberler, köşe yazıları, dosyalar buradan aktarılmaya çalışılacak.