31 Temmuz 2013 Çarşamba

Askerlik eleştirisi gibi mahkeme kararı


'Sistem, evli olan ve ailesine bakacak kimsesi olmayan insanları dahi yaşadığı yerden farklı ve uzak bir garnizonda...'
 



İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 580 sayfalık gerekçeli karar hazırladı. Kararın “Delillerin değerlendirilmesi" başlıklı bölümünde askerlikle ilgili ilginç değerlendirmeler yer aldı. Türkiye’deki zorunlu askerlik sürecinin Avrupa ile kıyaslandığında, daha katı ve toplumdan yalıtılmış bir uygulama olduğuna dikkat çekilen kararda, “Köyünden ve kasabasından çıkarak toplamı 30 gün olan 2-3 izin dönemi dışında, ailesinden uzak kalan pek çok erbaş ve erin fiziksel tecrit edilmişliği üst düzeydedir" denildi.

DAVUL - ZURNAYLA GÖNDERMEK, BU GÖREVE KUTSALLIK ATFETMEK, MAĞDURİYETİ GİDERMEYE YETMİYOR

“Sistem, evli olan ve ailesine bakacak kimsesi olmayan insanları dahi yaşadığı yerden farklı ve uzak bir garnizonda, ailesi için bir sosyal güvence sağlamadan askere alıp, şahsı ve aileyi sosyal, psikolojik ve ekonomik açıdan mağdur edebilmektedir" ifadelerinin yer aldığı kararda, erbaş ve erlerin askere davul zurnayla, bayram havasında gönderilmesi veya bu göreve kutsallık atfedilmesinin bu durumu değiştirmediğine vurgu yapıldı. Türkiye’nin her yöresinde askere çağrı mektubu gelen gençlerin akrabaları ve arkadaşları tarafından sırayla yemeğe davet edildiğinin anlatıldığı kararda, Kars, Silifke’nin Kırtıl Köyü, Seydişehir, Denizli Acıpayam, Kayseri Tomarza’daki asker uğurlama törenlerinden örnekler verildi.

“MAĞDURLAR, ASKERLİK ALGISI NEDENİYLE ALDATILIYORLAR"

Davanın sanıklarının askerlikle ilgili mağdurların içinde bulundukları durumu kullanarak onları aldattıkları belirtilen kararda, “bulundukları sosyal çevre, eğitim durumları dikkate alındığında dolandırılmaları için normalin üstünde çaba gerektiren" mağdurların, toplumumuzdaki askerlik algısının etkisiyle aldatıldığı belirtildi.

“ARAYIŞLARI İÇİNE GİRİLMESİNE NEDEN OLMAKTADIR"

Kararda askerlikle ilgili şu ifadeler yer aldı: “Askerlikle yasal mevzuat, askerlik konusunda yapılan araştırmalar ile yazılar, ders kitaplarına yansıyan durum, kültürel geçmişten kaynaklanan birikim birlikte değerlendirildiğinde, Türk toplumunda askerlik kavramının kutsal bir niteliği bulunduğu aşikardır. Toplumda askerlik çağına gelen gencin bu ödevini yapmaya gönderilmesi törensel anlamda kurallara bağlandığı gibi bu ödevi yapmayanın yeteri olgunluğa ulaşamadığı varsayılmaktadır. Günümüzde ise 20 yaşı ve sonrasında askerlik görevini yapmak için gitmek, sivil hayatta edinilen bir kısım haklardan mahrum kalmayı, belirli kurallar dahilinde hareket edilmesi nedeniyle bulunduğu makam ve sosyal statüden ayrılmayı gerektirdiği için askerlik hizmetinin daha rahat yapılması, hiç yapılmaması veyahut geciktirmek suretiyle bedelli olarak yapılma arayışları içine girilmesine neden olmaktadır. Anayasal bir ödev olan, toplumsal olarak yapılmasına önem atfedilen askerlik hizmetini yapma çağındaki birçok kişi erteleme, bakaya kalma, yoklama kaçağı kalma şeklinde bu görevden kaçınmaktadır. Sanıkların yargılandığı birçok olayda da mağdurların bulundukları sosyal çevre, gelir durumları, çalıştıkları sektör itibariyle askerlik görevini sonra yapma ya da rahat yapma arayışı içinde oldukları, sanıkların ise bu durumu kullanarak mahkememizce işlendiği kabul edilen eylemlerini gerçekleştirdikleri sonucuna varılmıştır."

“HAKİM-SAVCI DAHA DİKKATLİ HAKERET ETMEK ZORUNDA"

Gerekçeli kararda Ahmet Zeki Üçok ile ilgili değerlendirme bölümünde, hakim-savcı olarak görev yapan bir kişinin normal vatandaşlara göre daha dikkatli hareket etmesi gerektiği belirtildi. Savcıların görevleri sırasında elde ettikleri bir bilgiyi özel amaçları doğrultusunda kullanmamaları gerektiği belirtilen kararda, Üçok’un örgüt lideri olduğu belirtilen sanık Murat Tugay Tepe ile ilişkisinin sanıklar tarafından kabul edildiği, diğer delillerle de bunun ortaya konduğu anlatıldı. Üçok’un yaptığı soruşturmalar nedeniyle kendisi ve ailesinin güvenliğini sağlamak için Tepe aracılığıyla kimliğini gizleyerek otel kayıtları yaptırdığını, ödenen paraları Tepe’ye sonradan ödediğini savunduğu hatırlatılan kararda, Türkiye’nin görevleri nedeniyle korunması gereken memurlarını koruma konusunda yasal düzenlemeleri olan bir devlet olduğu kaydedildi. Kararda, “Yasa uygulayıcısı bir kişinin norm dışı hareket etmek suretiyle sanık Murat Tugay Tepe aracılığıyla işlemleri yaptırdığına ilişkin savunmasının suç ve suçlamadan kurtulmaya yönelik yapıldığı değerlendirilmiştir.ö denildi. Sanık Tepe’nin bazı mağdurları, kamu görevlileri üzerindeki etkisi konusunda ikna etmek için Üçok ile görüştürdüğü belirtilen kararda, Tepe’nin askerlikle ilgili işlemleri yaparken mağdurlar üzerindeki etkisini artırmak için Üçok’un makamını kullandığı da kaydedildi. Buna karşılık da Üçok’un örgütün imkanlarından faydalandığı, işlenen suçlardan haberdar olduğu ve bu suçlara iştirak ettiği dikkate alındığında örgüt üyesi olduğunun kanıtlandığı belirtildi.