Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu, 250 sanık yakınının yaptığı başvuru üzerine Balyoz davasında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin keyfi tutuklama, adil yargılama ve savunma hakkına dair üç maddesinin de ihlal edildiğine karar verdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu (NWGAD), 250 Balyoz sanığının geçen sene yaptığı başvuru üzerine yaptığı değerlendirmeyi dün tamamladı ve kararı taraflara bildirdi. 16 sayfalık kararda, Türkiye’nin Balyoz yargılamasında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin keyfi tutuklama, âdil yargılama ve savunma hakkına dair üç maddesini ihlal ettiğine hükmedildi. BM, Türkiye’den
sanıkların durumlarının telafi edilmesini istedi ve tazminat hakkı
doğduğunu açıkladı. Sanıkların avukatı, Washington’ın ünlü uluslararası insan hakları savunucularından Jared Genser, “Bu karar, sözde yargılama konusunda adalet adına açık bir zaferdir” dedi.
Balyoz davasından yargılanan sanık yakınlarının kurduğu “Vardiya Bizde” platformu geçtiğimiz yıl sanıkların adil yargılanma ve savunma haklarının ellerinden alınarak keyfi olarak tutuklandıkları gerekçesiyle BM’ye başvurmuştu. Balyoz’dan yargılanan 250 sanığın yakınları adına açılan dosyayı ise Burmalı Aung San Suu Kyi ve halen Çin’de hapiste olan insan hakları savunucusu Liu Xiaobo’nun da avukatı olan, Washington’ın ünlü insan hakları savunucularından Jared Genser hazırlamıştı.
Tazminat hakkı
Bağımsız hukuk uzmanlarından oluşan çalışma grubu NWGAD Türkiye’den de açıklama alarak 29 Nisan-3 Mayıs arasındaki 66. oturumunda yaptığı değerlendirmenin ardından oluşturduğu 16 sayfalık mütalaa önceki gün taraflara iletildi. Ülkeler açısından bağlayıcılığı olmayan ancak sembolik anlamı çok önemli kararda, Türkiye’nin Balyoz yargılaması sırasında ihlal ettiği maddeler teker teker sıralandı.
Bu maddelere ilişkin yapılan ihlalin ardından da sanıkların “Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi”nin 9. maddesi 5. paragrafına göre hukuksuz tutuklama kurbanlarının tazminat hakkı olduğuna hükmetti. Çalışma Grubu, Türk Hükümeti’nden başvuruyu yapan 250 Balyoz sanığının durumunu, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” ve “Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi”ne uygun biçimde düzeltmesini istedi.
AKP ihlalleri yanıtsız bıraktı
Komisyona yapılan başvuruda, sanık yakınları, davadaki delillerin sahte olduğunu belirtip, mahkemenin bu delillerin gerçekliğinin incelenmesi için yapılan müracaatı reddettiğini belirtmişti. Çalışma Grubu da Türk Hükümeti’nin belirtilen ihlallere ilişkin bir cevap vermediğini belirtti.
Balyoz ve Gerçekler Sitesi’nde yayınlanan UNWGAD’in görüşü şöyle: “Balyoz ya da Sledgehammer davalarında alıkonulan 250 sanığın tutuklulukları keyfidir, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi’nin 9 ve 14. maddeleri ile İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 9, 10, ve 11nci maddelerinin ihlalidir; Keyfi tutuklamalar kategorisinde, Çalışma Grubu’nun incelemelerinde referans verdiği III kategorisine düşmektedir. Görüş akabinde, Çalışma Grubu Türkiye Hükümeti’nden 250 kişinin durumunun İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesinin hükümlerine uygun olarak düzeltilmesini talep eder. Davanın tüm koşulları dikkate alındığında, Çalışma Grubu bir uygun çözümün, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 9’uncu madde, 5’inci paragrafındaki yaptırılabilir bir tazminat hakkı olduğunu takdir etmektedir. Çalışma Grubu, Türkiye Hükümeti’nin dava ile ilgili ilettiği bilgilerden davanın değişik iç temyiz ve yeniden inceleme süreçlerine tabi olduğunu not etmiştir. Bu Görüş’te saptanan yetersizliklerin bu süreçlerde dikkate alınması gerekmektedir.”
‘Sanıklar derhal salıverilmeli’
Kararı değerlendiren avukat Jared Genser, “Bu karar, sözde yargılama konusunda adalet adına açık bir zaferdir. Türkiye Hükümeti Çalışma Grubu’nun karşısına geçip başvuruyu 45 sayfalık bir bilgilendirme notu ve binlerce sayfalık kanıtlarla çürütmeye çalıştı. Hukukun her maddesinde davayı kaybetmesinin ardından, Türk Hükümeti sanıkları derhal salıvermeli” dedi.
İhlal edilen maddeler
Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi
Madde 9: Herkesin özgürlük ve kişisel güvenlik hakkı vardı. Kimse keyfi gözaltı ve tutuklamaya maruz bırakılamaz.
Madde 14: Herkes mahkeme önünde eşittir. Hakkında suçlama olan herkes âdil, tarafsız ve bağımsız bir yargılamaya tabi tutulmalıdır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
Madde 9: Kimse keyfi gözaltı, tutuklama ve sürgüne maruz bırakılamaz.
Madde 10: Herkes bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından eşit ve âdil yargılama hakkına sahiptir.
Madde 11: Hakkında bir suçlama olan herkesin savunması için gerekli tüm garantiler sağlanmış biçimde açık bir mahkemede suçluluğu ispat edilinceye kadar suçsuz sayılma hakkı vardır.
Balyoz davasından yargılanan sanık yakınlarının kurduğu “Vardiya Bizde” platformu geçtiğimiz yıl sanıkların adil yargılanma ve savunma haklarının ellerinden alınarak keyfi olarak tutuklandıkları gerekçesiyle BM’ye başvurmuştu. Balyoz’dan yargılanan 250 sanığın yakınları adına açılan dosyayı ise Burmalı Aung San Suu Kyi ve halen Çin’de hapiste olan insan hakları savunucusu Liu Xiaobo’nun da avukatı olan, Washington’ın ünlü insan hakları savunucularından Jared Genser hazırlamıştı.
Tazminat hakkı
Bağımsız hukuk uzmanlarından oluşan çalışma grubu NWGAD Türkiye’den de açıklama alarak 29 Nisan-3 Mayıs arasındaki 66. oturumunda yaptığı değerlendirmenin ardından oluşturduğu 16 sayfalık mütalaa önceki gün taraflara iletildi. Ülkeler açısından bağlayıcılığı olmayan ancak sembolik anlamı çok önemli kararda, Türkiye’nin Balyoz yargılaması sırasında ihlal ettiği maddeler teker teker sıralandı.
Bu maddelere ilişkin yapılan ihlalin ardından da sanıkların “Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi”nin 9. maddesi 5. paragrafına göre hukuksuz tutuklama kurbanlarının tazminat hakkı olduğuna hükmetti. Çalışma Grubu, Türk Hükümeti’nden başvuruyu yapan 250 Balyoz sanığının durumunu, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” ve “Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi”ne uygun biçimde düzeltmesini istedi.
AKP ihlalleri yanıtsız bıraktı
Komisyona yapılan başvuruda, sanık yakınları, davadaki delillerin sahte olduğunu belirtip, mahkemenin bu delillerin gerçekliğinin incelenmesi için yapılan müracaatı reddettiğini belirtmişti. Çalışma Grubu da Türk Hükümeti’nin belirtilen ihlallere ilişkin bir cevap vermediğini belirtti.
Balyoz ve Gerçekler Sitesi’nde yayınlanan UNWGAD’in görüşü şöyle: “Balyoz ya da Sledgehammer davalarında alıkonulan 250 sanığın tutuklulukları keyfidir, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi’nin 9 ve 14. maddeleri ile İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 9, 10, ve 11nci maddelerinin ihlalidir; Keyfi tutuklamalar kategorisinde, Çalışma Grubu’nun incelemelerinde referans verdiği III kategorisine düşmektedir. Görüş akabinde, Çalışma Grubu Türkiye Hükümeti’nden 250 kişinin durumunun İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesinin hükümlerine uygun olarak düzeltilmesini talep eder. Davanın tüm koşulları dikkate alındığında, Çalışma Grubu bir uygun çözümün, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 9’uncu madde, 5’inci paragrafındaki yaptırılabilir bir tazminat hakkı olduğunu takdir etmektedir. Çalışma Grubu, Türkiye Hükümeti’nin dava ile ilgili ilettiği bilgilerden davanın değişik iç temyiz ve yeniden inceleme süreçlerine tabi olduğunu not etmiştir. Bu Görüş’te saptanan yetersizliklerin bu süreçlerde dikkate alınması gerekmektedir.”
‘Sanıklar derhal salıverilmeli’
Kararı değerlendiren avukat Jared Genser, “Bu karar, sözde yargılama konusunda adalet adına açık bir zaferdir. Türkiye Hükümeti Çalışma Grubu’nun karşısına geçip başvuruyu 45 sayfalık bir bilgilendirme notu ve binlerce sayfalık kanıtlarla çürütmeye çalıştı. Hukukun her maddesinde davayı kaybetmesinin ardından, Türk Hükümeti sanıkları derhal salıvermeli” dedi.
İhlal edilen maddeler
Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi
Madde 9: Herkesin özgürlük ve kişisel güvenlik hakkı vardı. Kimse keyfi gözaltı ve tutuklamaya maruz bırakılamaz.
Madde 14: Herkes mahkeme önünde eşittir. Hakkında suçlama olan herkes âdil, tarafsız ve bağımsız bir yargılamaya tabi tutulmalıdır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
Madde 9: Kimse keyfi gözaltı, tutuklama ve sürgüne maruz bırakılamaz.
Madde 10: Herkes bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından eşit ve âdil yargılama hakkına sahiptir.
Madde 11: Hakkında bir suçlama olan herkesin savunması için gerekli tüm garantiler sağlanmış biçimde açık bir mahkemede suçluluğu ispat edilinceye kadar suçsuz sayılma hakkı vardır.