BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının hayatını kaybettiği
helikopterin düşmesi olayının üzerinden 4 yıl geçti. Bu süre zarfında
soruşturmada çok önemli bulgulara ulaşıldı. Bu kapsamda radar uzmanları
ve pilotlardan oluşan ekibin yaptığı teknik analize göre, helikopter
düşmeden 4 dk önce jetlerin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını taşıyan
helikopterin tepesinde olduğu anlaşılıyor. Ayrıca helikopterin nasıl
düştüğüne ilişkin gerçek veriler kullanılarak hazırlanan simulasyon
soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Malatya Cumhuriyet Savcılığı'na teslim
edildi.
Bugüne kadar kamuoyuna
yansıyan bulguların ötesinde Gazeteci Köksal Akpınar'ın kaleme aldığı
"Kanlı Çukur" kitabında, Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının hayatını
kaybettiği helikopterin düşmesi olayıyla ilgili çarpıcı bilgi ve
belgelere yer veriliyor. Kitapta, kamuoyuna hiç yansımayan önemli
tespitlerde yer alırken, bunların arasında kitaba değerlendirmelerde
bulunan radar uzmanları ve pilotların, düşmeden 4 dk. önce jetlerin,
helikopterin tepesinde olduğuna ilişkin yaptıkları analiz dikkat
çekiyor. 25 Mart 2009 tarihinde Kahramanmaraş'ın Çağlayancerit
ilçesinden 14.43'de kalkan helikopter içinde BBP Lideri Muhsin
Yazıcıoğlu, BBP'li Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya, İHA
Muhabiri İsmail Güneş ve Pilot Kaya İstektepe'yi taşıyordu. Helikopter
15.03'te Keş Dağları'nın eteklerine düşmüştü. O sırada radarlar 4 dakika
47 saniye kararmış ve bu durumu Genelkurmay Başkanlığı, "Doğu
bölgesindeki tüm radarlar arızaya girdiği için görüntü alınamadı
şeklinde" açıklamıştı. Genelkurmay Başkanlığı açıklamasında, iddia
edildiği gibi helikopterin havadaki jetler tarafından düşürülebilmesi
için 4 dakika 47 saniyelik zaman diliminin yeterli olmadığını
vurguluyordu. Çünkü düşen helikopterin enkaz mahalline, en yakın
Merzifon'dan kalkan MJ524 iz numaralı F-16 savaş uçağının 28,5 km
uzağında olduğunu iddia ediyordu. Fakat "Kanlı Çukur" kitabında
uzmanların yaptığı değerlendirmelere göre, helikopter düşmeden 4 dakika
önce yani saat: 14.59 da savaş uçaklarıyla helikopterin bir noktada
kesiştiği iddia edildi.
JETLER HELİKOPTERE 28,5 KM'DEN ÇOK DAHA YAKINDI
Genelkurmay Başkanlığı, soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdiği gizli ibareli sunum dosyasında helikopterin düştüğü zaman dilimi olan 15.03'te Merzifon'dan kalkan MJ524 iz numaralı F-16 savaş uçağı TC-HEK işaretli helikopterin bulunduğu enkaz mahalline 28,5 km uzağında görülüyor. Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı hesaplama da temel bir hata bulunduğunu belirten uzmanlar, üç jetin Yazıcıoğlu'nu taşıyan helikopterin Saat 14.58-14.59 zaman aralığında aynı noktada buluştuğunu belirtiyor. DDK'da, İsmail Güneş'in helikopter içinde çektiği fotoğraflardan helikopterin muhtemel uçuş rotasını belirlemişti. Bu kapsamda belirlenen uçuş rotasına göre, helikopterin F4 savaş uçaklarıyla saat 14.58–14.59'da karşılaşma ihtimali güçleniyor. Helikopterin düşmesine 4–5 dakika öncesinde savaş uçaklarının, Genelkurmay'ın raporunun aksine zaman zaman alçaktan uçtuğu ve helikoptere çok daha yakın mesafede olduğu anlaşılıyor. Ve tam da bu nokta da helikopter ile F4-F16 savaş uçaklarının hava da karşılaşma olasılığı ortaya çıkıyor. En azından helikopter ile savaş uçaklarının arasındaki mesafesinin 28,5 km. olmadığı açıkça belli oluyor.
SAVAŞ UÇAKLARI ALÇAK İRTİFADAN UÇUYORDU
Genelkurmay Başkanlığı'nın Özel Yetkili Savcılığa gönderdiği radar izlerinin yer aldığı Lahika3 dosyasındaki haritalı radar iz kayıtlarına göre savaş uçaklarının alçaktan uçtuğu belli oluyor. Lahika3'deki radar iz kayıtlarına göre savaş uçaklarından MJ524 iz numaralı F-16'nın, saat: 14.58'de yaklaşık 6600 metre yüksekten uçtuğu görülüyor. O sırada F-16 tam da helikopterin bulunduğu güzergahta uçuşunu gerçekleştirip, kalkış yaptığı yer olan Merzifon'a inişini gerçekleştiriyor. Aynı güzergahta uçan HH721 iz numaralı F-4 savaş uçağı ise 14.58'de ortalama 8400 metre yüksekten uçarak saat:14.58'de helikopterin muhtemelen olabileceği noktada uçuşunu gerçekleştiriyor. HH721 iz numaralı F–4 savaş uçağı da Erhaç Havalimanına 15.41'de iniş yapıyor. Bu iki savaş uçağının yanında bir başka savaş uçağı daha aynı noktaya doğru uçuşunu gerçekleştiriyor. Üç savaş uçağının havada olması, Yazıcıoğlu ile birlikte 6 kişiyi taşıyan helikopterin uçuş güzergâhında olduğu yerde kesişme ihtimalini artırıyor. Üçüncü hava aracı ise HK046 iz numaralı olan F–4 savaş uçağı. Bu uçak ilginçtir Yazıcıoğlu'nu taşıyan TC-HEK işaretli helikopterin Çağlayancerit'ten havalandığı 14.43'den iki dakika sonra 14.45'te Malatya Erhaç Havalimanından kalkıyor. Saat: 14.58'de ise diğer iki savaş uçaklarının olduğu noktaya doğru geliyor. 14.58–14.59 zaman dilimi aralığında F–4 savaş uçağı ortalama 4 bin metre yüksekten uçuyor. Kısaca söylemek gerekirse Genelkurmay Başkanlığı'nın Savcılığa gönderdiği radar iz raporlarına göre 3 savaş uçağı ile 15.03'de düşen helikopterin havada birbirlerine çok daha yakın şekilde, uçuş yaptıkları anlaşılıyor.
'JETLERİN DÜŞÜRDÜĞÜNE İLİŞKİN ŞÜPHELER ARTIYOR'
Konuyla ilgili "Kanlı Çukur" kitabına değerlendirmelerde bulunan Emekli Hava Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, saat 14.59'da helikopter ile jetlerin bir noktada buluşması jetlerin helikopteri bilerek veya bilmeyerek düşürdüğüne ilişkin şüpheleri artırdığını belirtti. Hacımustafaoğulları'nın yaptığı analiz şöyle: "Genelkurmay Başkanlığı'nın bugüne kadar hazırladığı raporlarda, jetlerin helikoptere mesafesinin 28,5 km olduğunu söylüyordu. Ortaya çıkan belgeler ile bunun doğru olmadığı anlaşılıyor. Jetlerin helikoptere çok daha yakın mesafede uçtuğu anlaşılıyor. 14.43'de helikopter Çağlayancerit'ten kalkış yaptıktan sonra 2 dakika sonra HK046 iz numaralı F4'ün kalkış yapıp helikopterin uçtuğu istikamette uçması bir tesadüf olamaz. Dolayısıyla diğer savaş uçaklarıyla saat: 14.59'da bir noktada buluşması jetlerin helikopteri düşürdüğüne ilişkin kuşkuları daha da artırmaktadır. Kısaca şunu söyleyebiliriz. Jetler, saat: 14.59'da helikopterin tepesindeydi. Dolayısıyla 14.59'da helikopter jetler ile karşılaşmasıyla jetlerin oluşturduğu türbülans ve jetlerin egzoz gazları helikopter motorunu etkilemiş olabilir. Pilotunda egzoz gazının olumsuz etkisiyle kontrol zayıflaması yüzünden 3-4 dakika ancak havada tutunabildiği anlaşılıyor. Zaten pilotunda kanında yüksek oranda karbonmonoksit tespit edilmişti. Belki de kaza kırım ekibinin raporunda dile getirdiği pilotta oluşan vertigo bu nedenle oluştu."
'UÇUŞ PLANLAMASIYLA İCRA EDİLEN UÇUŞ FAALİYETİ ÖRTÜŞÜYOR MU?'
Emekli Hava Albay Hacımustafaoğulları değerlendirmesinde ayrıca savaş uçaklarının kalkış yapmadan önceki planlarıyla icra edilen uçuş faaliyetinin aynı olup olmadığının araştırılması gerektiğini dile getiriyor. Hacımustafaoğulları: "Jetleri uçuran pilotlar uçuştan önce görevleriyle ilgili brifing yapar. Brifing de uçuş ile ilgili tüm ayrıntılar koldaki uçucular tarafından paylaşılır. İcra edilen uçuş faaliyetinin yerdeki planlamaya uygun yapılması temel esastır. Uçuşun tamamlanmasına müteakip inişten sonra görevin değerlendirilmesini içeren görev sonu brifingi yapılır. Uçuştan önce yapılan planlama ile icra edilen uçuş faaliyetleri birbiriyle tamamen örtüşüyor mu?" Sorunun cevabının araştırılması gerektiğinin altını çiziyor.
PATLAMA SESİNİ DUYAN KÖYLÜLERİN İHBARI, DİKKATE ALINMADI
Öte yandan "Kanlı Çukur" kitabında DDK'nın konuyla ilgili yaptığı çok önemli bir tespite de veriliyor. Jetler ile Yazıcıoğlu'nun helikopteri karşılaşma olasılığına ilişkin DDK, patlama sesini duyan köylülerin ihbarda bulunduğuna vurgu yapıyor. DDK raporunda, savaş uçakları ses hızını aştığında patlama sesi duyulabileceğine işaret ediyor. Konuyla ilgili DDK, bilimsel olarak yaptığı araştırmada "Hareketli ses kaynağının hızı, sesin yayılma hızını geçince, ses, patlama sesi olarak duyulur" sonucunu raporuna yansıtıyor. Helikopterin düştüğünü gören çevre köyü sakinlerinin patlama sesini duyduklarını dile getirmiş olmaları da ayrı bir önem kazanıyor. DDK görgü tanıklarının ifadelerine atıf yaparak şu tespiti yapıyor: "Kurucaova, Tekir Alaçayır Mahallesi-Deli Höbek dağı, Ahmetçik, Saraycık, Kınıkkoz, AslanBey Çiftliği, Andırın, Yeniyapan, Düzbağ ve diğer bazı köylerden patlama sesi duyulduğu ihbarı yapıldığı bilinmektedir. Yapılan ihbarlarda patlama sesi; şiddetli, çok şiddetli, gök gürlemesi gibi, deprem gibi evler sarsıldı şeklinde tarif edilmiştir. Helikopterin sözü edilen köylerden geçmediği ve kaza kırım raporuna göre bir patlama da olmadığı göz önüne alındığında bu patlama seslerinin, ses hızını aşan uçaklardan kaynaklandığı düşünülmektedir."
Öte yandan Gülefer Yazıcıoğlu'nun avukatı Selami Ekici'nin radar uzmanları, pilotlar ve mühendislerin içinde olduğu bir ekip tarafından olayın simülasyon görüntüsü de hazırlandı. Soruşturmayı yürüten savcılığı da teslim edilen simülasyon, DDK'nın yaptığı tespitler, İsmail Güneş'in çektiği fotoğraflar, helikopterin sürati, yerden yüksekliği, jetlerin irtifa bilgileri hesaplanarak hazırlandığı iddia edildi. Simülasyon görüntüsüne göre de saat: 14.59'da helikopter jetler ile karşılaşıyor.
Granada Yayınları'ndan çıkan ve raflardaki yerini alan "Kanlı Çukur" kitabında suikast şüphesine ilişkin bugüne kadar hiç yayınlanmayan bilgi ve belgeler yer alıyor.
JETLER HELİKOPTERE 28,5 KM'DEN ÇOK DAHA YAKINDI
Genelkurmay Başkanlığı, soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdiği gizli ibareli sunum dosyasında helikopterin düştüğü zaman dilimi olan 15.03'te Merzifon'dan kalkan MJ524 iz numaralı F-16 savaş uçağı TC-HEK işaretli helikopterin bulunduğu enkaz mahalline 28,5 km uzağında görülüyor. Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı hesaplama da temel bir hata bulunduğunu belirten uzmanlar, üç jetin Yazıcıoğlu'nu taşıyan helikopterin Saat 14.58-14.59 zaman aralığında aynı noktada buluştuğunu belirtiyor. DDK'da, İsmail Güneş'in helikopter içinde çektiği fotoğraflardan helikopterin muhtemel uçuş rotasını belirlemişti. Bu kapsamda belirlenen uçuş rotasına göre, helikopterin F4 savaş uçaklarıyla saat 14.58–14.59'da karşılaşma ihtimali güçleniyor. Helikopterin düşmesine 4–5 dakika öncesinde savaş uçaklarının, Genelkurmay'ın raporunun aksine zaman zaman alçaktan uçtuğu ve helikoptere çok daha yakın mesafede olduğu anlaşılıyor. Ve tam da bu nokta da helikopter ile F4-F16 savaş uçaklarının hava da karşılaşma olasılığı ortaya çıkıyor. En azından helikopter ile savaş uçaklarının arasındaki mesafesinin 28,5 km. olmadığı açıkça belli oluyor.
SAVAŞ UÇAKLARI ALÇAK İRTİFADAN UÇUYORDU
Genelkurmay Başkanlığı'nın Özel Yetkili Savcılığa gönderdiği radar izlerinin yer aldığı Lahika3 dosyasındaki haritalı radar iz kayıtlarına göre savaş uçaklarının alçaktan uçtuğu belli oluyor. Lahika3'deki radar iz kayıtlarına göre savaş uçaklarından MJ524 iz numaralı F-16'nın, saat: 14.58'de yaklaşık 6600 metre yüksekten uçtuğu görülüyor. O sırada F-16 tam da helikopterin bulunduğu güzergahta uçuşunu gerçekleştirip, kalkış yaptığı yer olan Merzifon'a inişini gerçekleştiriyor. Aynı güzergahta uçan HH721 iz numaralı F-4 savaş uçağı ise 14.58'de ortalama 8400 metre yüksekten uçarak saat:14.58'de helikopterin muhtemelen olabileceği noktada uçuşunu gerçekleştiriyor. HH721 iz numaralı F–4 savaş uçağı da Erhaç Havalimanına 15.41'de iniş yapıyor. Bu iki savaş uçağının yanında bir başka savaş uçağı daha aynı noktaya doğru uçuşunu gerçekleştiriyor. Üç savaş uçağının havada olması, Yazıcıoğlu ile birlikte 6 kişiyi taşıyan helikopterin uçuş güzergâhında olduğu yerde kesişme ihtimalini artırıyor. Üçüncü hava aracı ise HK046 iz numaralı olan F–4 savaş uçağı. Bu uçak ilginçtir Yazıcıoğlu'nu taşıyan TC-HEK işaretli helikopterin Çağlayancerit'ten havalandığı 14.43'den iki dakika sonra 14.45'te Malatya Erhaç Havalimanından kalkıyor. Saat: 14.58'de ise diğer iki savaş uçaklarının olduğu noktaya doğru geliyor. 14.58–14.59 zaman dilimi aralığında F–4 savaş uçağı ortalama 4 bin metre yüksekten uçuyor. Kısaca söylemek gerekirse Genelkurmay Başkanlığı'nın Savcılığa gönderdiği radar iz raporlarına göre 3 savaş uçağı ile 15.03'de düşen helikopterin havada birbirlerine çok daha yakın şekilde, uçuş yaptıkları anlaşılıyor.
'JETLERİN DÜŞÜRDÜĞÜNE İLİŞKİN ŞÜPHELER ARTIYOR'
Konuyla ilgili "Kanlı Çukur" kitabına değerlendirmelerde bulunan Emekli Hava Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, saat 14.59'da helikopter ile jetlerin bir noktada buluşması jetlerin helikopteri bilerek veya bilmeyerek düşürdüğüne ilişkin şüpheleri artırdığını belirtti. Hacımustafaoğulları'nın yaptığı analiz şöyle: "Genelkurmay Başkanlığı'nın bugüne kadar hazırladığı raporlarda, jetlerin helikoptere mesafesinin 28,5 km olduğunu söylüyordu. Ortaya çıkan belgeler ile bunun doğru olmadığı anlaşılıyor. Jetlerin helikoptere çok daha yakın mesafede uçtuğu anlaşılıyor. 14.43'de helikopter Çağlayancerit'ten kalkış yaptıktan sonra 2 dakika sonra HK046 iz numaralı F4'ün kalkış yapıp helikopterin uçtuğu istikamette uçması bir tesadüf olamaz. Dolayısıyla diğer savaş uçaklarıyla saat: 14.59'da bir noktada buluşması jetlerin helikopteri düşürdüğüne ilişkin kuşkuları daha da artırmaktadır. Kısaca şunu söyleyebiliriz. Jetler, saat: 14.59'da helikopterin tepesindeydi. Dolayısıyla 14.59'da helikopter jetler ile karşılaşmasıyla jetlerin oluşturduğu türbülans ve jetlerin egzoz gazları helikopter motorunu etkilemiş olabilir. Pilotunda egzoz gazının olumsuz etkisiyle kontrol zayıflaması yüzünden 3-4 dakika ancak havada tutunabildiği anlaşılıyor. Zaten pilotunda kanında yüksek oranda karbonmonoksit tespit edilmişti. Belki de kaza kırım ekibinin raporunda dile getirdiği pilotta oluşan vertigo bu nedenle oluştu."
'UÇUŞ PLANLAMASIYLA İCRA EDİLEN UÇUŞ FAALİYETİ ÖRTÜŞÜYOR MU?'
Emekli Hava Albay Hacımustafaoğulları değerlendirmesinde ayrıca savaş uçaklarının kalkış yapmadan önceki planlarıyla icra edilen uçuş faaliyetinin aynı olup olmadığının araştırılması gerektiğini dile getiriyor. Hacımustafaoğulları: "Jetleri uçuran pilotlar uçuştan önce görevleriyle ilgili brifing yapar. Brifing de uçuş ile ilgili tüm ayrıntılar koldaki uçucular tarafından paylaşılır. İcra edilen uçuş faaliyetinin yerdeki planlamaya uygun yapılması temel esastır. Uçuşun tamamlanmasına müteakip inişten sonra görevin değerlendirilmesini içeren görev sonu brifingi yapılır. Uçuştan önce yapılan planlama ile icra edilen uçuş faaliyetleri birbiriyle tamamen örtüşüyor mu?" Sorunun cevabının araştırılması gerektiğinin altını çiziyor.
PATLAMA SESİNİ DUYAN KÖYLÜLERİN İHBARI, DİKKATE ALINMADI
Öte yandan "Kanlı Çukur" kitabında DDK'nın konuyla ilgili yaptığı çok önemli bir tespite de veriliyor. Jetler ile Yazıcıoğlu'nun helikopteri karşılaşma olasılığına ilişkin DDK, patlama sesini duyan köylülerin ihbarda bulunduğuna vurgu yapıyor. DDK raporunda, savaş uçakları ses hızını aştığında patlama sesi duyulabileceğine işaret ediyor. Konuyla ilgili DDK, bilimsel olarak yaptığı araştırmada "Hareketli ses kaynağının hızı, sesin yayılma hızını geçince, ses, patlama sesi olarak duyulur" sonucunu raporuna yansıtıyor. Helikopterin düştüğünü gören çevre köyü sakinlerinin patlama sesini duyduklarını dile getirmiş olmaları da ayrı bir önem kazanıyor. DDK görgü tanıklarının ifadelerine atıf yaparak şu tespiti yapıyor: "Kurucaova, Tekir Alaçayır Mahallesi-Deli Höbek dağı, Ahmetçik, Saraycık, Kınıkkoz, AslanBey Çiftliği, Andırın, Yeniyapan, Düzbağ ve diğer bazı köylerden patlama sesi duyulduğu ihbarı yapıldığı bilinmektedir. Yapılan ihbarlarda patlama sesi; şiddetli, çok şiddetli, gök gürlemesi gibi, deprem gibi evler sarsıldı şeklinde tarif edilmiştir. Helikopterin sözü edilen köylerden geçmediği ve kaza kırım raporuna göre bir patlama da olmadığı göz önüne alındığında bu patlama seslerinin, ses hızını aşan uçaklardan kaynaklandığı düşünülmektedir."
Öte yandan Gülefer Yazıcıoğlu'nun avukatı Selami Ekici'nin radar uzmanları, pilotlar ve mühendislerin içinde olduğu bir ekip tarafından olayın simülasyon görüntüsü de hazırlandı. Soruşturmayı yürüten savcılığı da teslim edilen simülasyon, DDK'nın yaptığı tespitler, İsmail Güneş'in çektiği fotoğraflar, helikopterin sürati, yerden yüksekliği, jetlerin irtifa bilgileri hesaplanarak hazırlandığı iddia edildi. Simülasyon görüntüsüne göre de saat: 14.59'da helikopter jetler ile karşılaşıyor.
Granada Yayınları'ndan çıkan ve raflardaki yerini alan "Kanlı Çukur" kitabında suikast şüphesine ilişkin bugüne kadar hiç yayınlanmayan bilgi ve belgeler yer alıyor.