20 Mart 2009 Cuma

YARALI BİR KUŞ / İsmet Berkan

Halen Ergenekon soruşturmasından tutuklu olan Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın notları, biliyorsunuz ilk olarak tempo24.com.tr adlı haber sitesi tarafından yayımlandı, ardından Radikal dahil neredeyse bütün gazeteler (Cumhuriyet ve Sabah hariç) bu notların önemli bölümlerini yayımladı.Tabii ilk gün telaşı içinde bazı önemli detaylar, bazı önemli simgesel şeyler gözden kaçabiliyor.
Mesela, Türkiye’yi 12 Mart 1971 muhtırasına getiren, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını idam eden yarı askeri düzene sebep olan olaylar zinciri içinde Doğan Avcıoğlu ve İlhan Selçuk’un başını çektiği cuntacı grup çok önemlidir.Yakın siyasi tarih bizde sadece meraklısı tarafından bilindiği, bir genel ilgi konusu olmadığı için hatırlatmakta yarar var:Avcıoğlu-Selçuk ekibi, Türkiye’de bir sosyalist devrimin halk ayaklanması yoluyla olmasına pek ihtimal vermiyor, onun yerine solcu bir askeri darbe peşinde koşuyordu. Daha açık deyimle Baasçı bir rejim istiyorlardı.Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı ile Kara Kuvvetleri Komutanı görünüşe göre onlar gibi düşünüyordu. Ama ordu içinde bir bölünme vardı. 9 Mart 1971 günü, dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün, Ankara’da yapılan ve kolordu komutanları dahil bütün komutanların katıldığı ‘Genişletilmiş Komuta Konseyi’ toplantısında, ‘Eğer solcu bir darbeye kalkışırsanız ben ordumla size karşı çıkarım, İstanbul’dan Ankara’ya yürürüm’ dedi. O toplantıda Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler taraf değiştirdi, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur yalnız kaldı.12 Mart günü muhtıra verildiğinde İlhan Selçuk da, Doğan Avcıoğlu da tam olarak emin olamadılar: Acaba onların ekip mi başarılı olmuştu, ‘karşı devrimciler’ mi? O gün Cumhuriyet gazetesinde başyazar Nadir Nadi’ye kimse haber vermemişti herhalde, muhtıracıların solcu olmadığından habersiz Nadi, muhtırayı ve askeri öven bir başyazı yazmıştı.İşte bu son dakika değişiklikleri konusunda İlhan Selçuk tecrübeli tabii. 16 Ocak 2004’te, yani Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına karşı darbe hazırlıkları yapılırken dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ile görüşüyor İlhan Selçuk ve “Tabii biz sizinleyiz. Siz bir bütün olarak hassassınız... Ama sizi bölünmüş göstermek isteyenler var. Bu çok önemli” diyor, son dakika kazığı yeme ihtimaline dikkat çekerek.
Eruygur, “Ne dediğinizi çok iyi anlıyorum” diye cevaplıyor Selçuk’u, “Ona dikkat ediyoruz.”İlhan Selçuk üsteliyor: “Ben çok şey yaşadım. 9-11 yaşadık. Yani öyle bir şey olmasın isterim. Bir kez daha biz yenilen tarafta olursak, hiç istemiyorum. Bundan korkuyorum.”
Burada 9-11’le kastedilen, 9 Mart-12 Mart olayı. O zaman yenilen tarafta oldu İlhan Selçuk, hapis yattı, işkence gördü.2004 başındaki darbe girişiminde en kritik dönemeç, New York’ta Kıbrıs konusundaki görüşmeler sırasında dönüldü. O sırada bazı komutanlar hükümete karşı muhtıra verilmesini istiyordu ama son kertede dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök bunu engelledi.Özellikle Şener Eruygur’un aynı yılın ilk baharından itibaren kendi görev süresinde darbe yapılamayacağını kabullendiği anlaşılıyor, o yüzden hazırlıklarını emekliliği dönemine sarkacak şekilde yapmaya başlıyor. Bir sohbet sırasında duygularını Mustafa Balbay’a şöyle anlatıyor:
“Biz artık yaralı bir kuşuz.”‘Yaralı kuş’un sonraki hayal kırıklığı cümleleri Balbay’ın notlarına göre şöyle: “Bir şey denedik, olmadı. Belki hayal gördük... Toplum bizim düşündüğümüz noktada değil... İnsan çok üzülüyor, bunca çaba harcadık bir şey yapamadık... Yine de ateşi söndürmemek gerek...”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder