"Çatışma" genellikle "Asker ile hükümet" arasında görüldü, gösterildi.Ancak, Ergenekon davasından itibaren, "ordu içinde (yoldan çıkmış emeklilerin) tasfiyesi"nden de bahsedildi.İleride belki daha iyi anlaşılacak:
1. Ordu içinde ciddi bir mücadele olmuş.
2. Kolun kırılıp yen içinde kalmasına özen gösterilmiş ama...
3. 2003 ve 2004 Askeri Şûraları, özellikle bir alt kademelerde buram buram tasfiye kokulu.
4. Sebebi; henüz "Amiral Örnek'in Darbe Günlükleri" ortada yokken, kuvvet komutanlarının "Darbe hazırlıkları"na dönemin Genelkurmay Başkanı tarafından tavır (ve tedbir) alınması.
5. Darbe tasavvuru yapanların, "önce Genelkurmay Başkanı Özkök'ü çekilmeye zorlayarak" zincirleme harekât düşünmesinin karşısında bir güç oluşması.
6. Bu askeri mevziin "her şeyin olağan cereyanı" nda birbiri ardına Genelkurmay Başkanı olarak sıralanan orgeneraller Özkök, Büyükanıt, Başbuğ tarafından temsil edildiği anlaşılıyor.
7. Bu isimler arasında spekülasyona en açık Org. Büyükanıt'ın durumuydu sanırım. Ancak, darbe tasarımcılarının onu ne aralarında ve yanlarında, ne de tam karşılarında gördüğü söylenebilir belki.
8. Büyükanıt açısından üç önemli eşik olmalı: a) Şemdinli. Genelkurmay Başkanı Özkök'ün de, hükümetin de ona sahip çıkışı. (O gün öteki grubun darbe tasavvurlarının bu destekteki etkisi şimdi daha açık.) b) 27 Nisan muhtırası. Muhtemelen, o sırada emekli ve dışarıda "toplumsal tepki" organizasyonunda bulunan generallerin ve içerideki kimilerinin de ısrarıyla, Ama sonuçta kendi rızasıyla. Ama o kadar. c) Mutabakat. Washington ve Dolmabahçe görüşmeleri. ABD ile ve hükümetle.
9. Darbe tasavvur edenlerin Org. Özkök'ü açık hedef gördükleri açık da; Büyükanıt ve Başbuğ'u da yıpratmak istedikleri giderek daha açık olacak. Ekibin emekliliği öncesinde; ama esas emekli olduktan sonra, "darbe, müdahale karşıtı" gördükleri iki isim hakkında çeşitli söylentilerle.
10. "Balbay Günlükleri" doğru ise; Org. Özkök belki "yen"e dikkat etmiş ama kolu da kırmak için bastırmış: İki komutandan Eruygur'un önüne "Ayışığı Sonatı" darbe bestesi diskleri (muhtemelen görev süresi uzatma ihtimali) koymuş; Örnek'in önüne ise, Balbay'a göre, "Yeterli bulmayıp üç kez istediği mal varlığı... Trilyon". Artık klasik müziğe yatkın olup "Ayışığı Sonatı"nın bestecisine atıfla "Beythoven" diye yazılan her kimse, onun önüne de (Balbay'ın yazdığına göre) özel hayat! (Hayat tuhaf: Bir yıl önce, piyanist Gülsin Onay Yalıkavak Marina ve Gümüşlük'te "Ayışığı Sonatı"nı da çaldığında, iki konserde de dinleyici arasında "Ayışığı darbe projesi"ndeki artık emekli komutan da yok muydu! "Ayışığı"nın öylesi daha huzur verici miydi!)
11. Bu madde spekülasyon: İleride iyi anlaşılacak.
a) Açık kısmı şu: Şemdinli Davası'nda "hukuka karşı tavır alabilen" iki muvazzaf komutan, Özkök ve Büyükanıt, şimdi emekli olarak, "Ergenekon davasında, çağrı olursa tanık olabileceklerini" söylüyor (Milliyet, Fikret Bila). Büyükanıt'ın, "Hukuk işliyor. Hukukun gereği neyse yapılır. Ben şu hukuka uyarım, bu hukuka uymam diye bir şey yok. Mahkeme çağırırsa gitmem deme lüksü yok" deyişini ise, yerinden edilmiş savcı ve hâkimlere ithaf ediyorum!
b) Kapalı kısım ise şu: Bence, evet bence... "Darbe günlükleri" dahil, çok sayıda "karşı belge ve bilgi"nin (ilk) kaynakları, hiç umulmayacak (belki artık umulabilecek) yerlerde çıkacak. Benim tahminim için, tekrar başa, başlığa dönebilirsiniz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder