Ergenekon davasında ikinci iddianamenin 2003-2004 yıllarındaki darbe girişimleri üzerine inşa edilmesi bekleniyordu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianame sonucu 53 sanıklı dava açıldı ve emekli komutanların “darbeye teşebbüsten” yargılanmaları imkânı ortaya çıktı.Emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu “sabit” bulunan günlüklerde “Darbeden başka çare yok!“ düşüncesiyle demokrasi dışına yönelen Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’la birlikte dönemin kuvvet komutanları Aytaç Yalman ve İbrahim Fırtına ve Özden Örnek de Ergenekon’dan yargılanacaklar.Savcılık, 3 eski kuvvet komutanının eylemlerinin “görev suçu” sayılamayacağından hareketle soruşturma görevinin askeri değil adli yargıya ait olduğunu savunmakta.Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün ise darbeyi önlediği belirtiliyor.İddianameye göre, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven adı verilen 4 darbe planlanmış.Emekli generaller Eruygur ve Tolon’la birlikte hükümeti ve parlamentoyu kaldırmaya teşebbüsten suçlanan isimler arasında Levent Ersöz, Atilla Uğur, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, Sinan Aygün, Turhan Çömez, Ferda Paksüt de bulunuyor.Bu örgütlenme cumhuriyet mitinglerine de uzanıyor.Savcılık, Eruygur ve Tolon’u Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar ve Danıştay saldırısından da sorumlu tutuyor.İddianame açıklanmadan medyada yer alan Balbay’ın günlükleri de darbe girişimlerine kanıt olarak dosyaya konulmuş.20 Temmuz’da başlayacak “darbe girişimi” davası, 1963’te Talat Aydemir olayı ve 12 Mart 1971 muhtırasındaki 9 Mart cuntası hatırlandığında siyasi tarihin ilk sivil yargılaması olacak.İddianamede Eruygur’un Atatürkçü Düşünce Derneği’ndeki makamında bulunan CD’de Hilmi Özkök’ü Genelkurmay Başkanlığı’ndan uzaklaştırmaya yönelik “genç subaylar” adına hazırlanan imzasız mektupların da darbe girişiminin bir parçası olduğu öne sürülüyor.Mustafa Balbay’ın günlükleri ortaya çıktığında, Cumhuriyet’in “Genç subaylar rahatsız” manşetinden hareketle Balbay’ın bu notları bir gazetecilik faaliyeti olarak kayda geçirdiği ve bir kısmını ileride kitap yapmak üzere bilgisayarında tuttuğu savunulmuştu.
Oysa dava açıldıktan sonra Balbay’ın da “darbe organizasyonu”nun içinde olduğu daha net gözüküyor. Ve Eruygur, Levent Ersöz bağlantılı faaliyetlerin “gazetecilikle ilgisinin olmadığı” anlaşılıyor.Balbay, duruşmalar sırasında kendi konumuna açıklık getirecektir.Cumhuriyet gazetesine giderek, Balbay’ın 23 saat sorgulandıktan sonra savunma haklarına uyulmadığı gerekçesiyle şahsen verdiğim destek, günlükler ortaya çıktıktan ve iddianamede yazılanları okuduktan sonra anlamını yitiriyor.
Balbay’ın rolü, basın özgürlüğünün sınırları içinde yorumlanamaz ve savunulamaz.Uğur Dündar’ın ailesiyle ilgili iftiranın iddianameye konmuş olmasını kınıyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder