20 Mart 2009 Cuma

Darbeci babamız bile olsa bizden değildir! / Necati Doğru

Demiri tavında dövmeli. Ne yeni egemenlerin arkasına saklanıp, omurgasız-sünepe aydın modası olan “general kırma propagandasının” aleti olmalı ne de “ama o gazetecidir, arkadaşımızıdır” diye yazıp söyleyerek amigo demagogluğuna sapmalı.
Darbeci!
Babamız bile olsa
Bizden değildir.
Seçimle gelenler.
Seçimle gitmelidir.
Türkiye’nin insanları, kızgın fırınlardan geçip, darbelerin her çeşidinin “toplumsal kalite sıçraması ve hızlı medenileşme yaratmaya yetmediğini” gördükten sonra; “seçimle gelenler seçimle gitmelidir demokratik olgunluğuna” esasen 28 Şubat’taki general ittirmesinden önce ulaşmıştı. O yüzden 28 Şubat’ta, darbe olmadı.
Olamadı.
Olamazdı.
28 Şubat’ta; Başbakanlığa Mercedes’li tarikat şeyhlerini kırmızı halı ve selama durmuş resmi tören kıtasıyla toplayacak kadar “hayallerini hakikatla karıştıranları” iktidardan ittirme ve tarikat şeyhi sakalı sıvazlayarak, Allah’ı ve dini alet ederek iktidar olmuş yeni egemenlerle ilişki geliştirip bu ilişkiyi de gazetecilik diye yüksek maaşlarla satanları laik gazetelerinden kovdurma oldu.Darbecilik orada bitti.Kovulanlar zaten meşhurdu.Gazetelerinden kovuldular.Demokrasi kahramanı oldular.“Ergenekon Davası” adıyla başlayan soruşturmalar, tutuklamalar, yargılamalar, yandaş gazeteciye tutanak sızdırmalar, gizli-saklı olması gereken soruşturma bilgilerini biraz da kahpece “bel aşağısı vuruşlarla” gazete sayfalarına, TV ekranlarına, radyo mikrofonlarına taşımalar; “yapılamamış darbenin davası”dır. Bazı generaller, “darbe yapmayı” düşünmüş, kurgulamışlar fakat onların üstü olan diğer generaller buna izin vermemiş.Tek cümleyle:Ordu, darbeyi önlemiş.Yine de bu dava “ordu yıpratma ucuzluğuna ve general kırma makinesine ve de köpükten demokrat gazeteci peydahlatmaya” dönüşmeyecekse üç önemli sorunun çok net olarak cevabının bulunması gerekir:
1- Danıştay hâkimini öldüren avukat, gerçekten de şeriatçı bir militan mıydı yoksa “darbe ortamı yaratmak” isteyenlerin paralı ajanı mı? Eğer doğruysa, elde belgeler varsa, katil avukatı hâkimi öldürmeye gönderen darbeciler kimdi?
2- Tarladan, bahçeden, evlerin çatısından çıkan lav silahları, bombalar, 11 kilo C-4 patlayıcı, kalaşnikoflar, yüz binlerce mermi, “darbe ortamı yaratmak” için mi kullanılacaktı? Kimler bu planı yaptı, belgeler nedir?
3- Üzeyir Garih’i öldürmekten yargılanıp hapse konulan Yener Yermez’in iktidar yanlısı Fehmi Koru adlı gazeteciye mektup yazıp, “Cinayeti ben işlemedim, bana 1.5 milyon dolar verdiler ve cinayeti üstlenmem için tehdit ettiler” demesi doğru mudur?
Belgeler var mı, parayı kim verdi, Yener Yermez’e verilen para ne oldu?
Darbeci!
Babamız bile olsa
Bizden değildir.
Seçimle gelenler.Seçimle gitmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder