Özkök'ün bu ifadesi aylardır yerden yere vurulan Ergenekon davası için bir nevi hayat öpücüğü oldu.
Dün
emekli Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Silivri Cezaevi kampüsü içindeki
Ergenekon davasının görüldüğü mahkeme salonunda nihayet kasaptaki ete
soğan doğradı. Tutuklu eski silah arkadaşlarının yanında o günlerde
yaşananları az ama öz anlattı. Az dememin nedeni, daha da fazlasını
anlatabilirdi. Mesela Genelkurmay Başkanı’na yönelik itibarsızlaştırma
çabaları daha çok soğan kaldırırdı! O öyle yapmadı.
Tam tersi; ne bir zamanlar emrindeki subayları ‘sattı’ ne de mahkeme heyetini manipüle edecek yalan ifadelerde bulundu. Olduğu gibi her şeyi anlattı. Bazı konuların anlaşılması için askeriyenin içindeki işleyişten de örnekler verdi.
Ve ifadesi sonrasında mahkemede tutuklu yargılanan pek çok eski silah arkadaşının ipini çekti!
Hilmi Özkök’ün Ayışığı ve Yakamoz belgelerini doğrulaması, en önemlisi de altındaki komutanların muhtıra vermeyi teklif ettiklerini söylemesi bile Ergenekon davasının en önemli delillerinden birine dönüşecektir. Özkök’ün bu ifadesi aylardır yerden yere vurulan Ergenekon davası için bir nevi hayat öpücüğü oldu.
Yüksek makam sevdası
Bugün YAŞ toplantılarının kulis haberlerini okuduğumuzda geçen yıl yapılan tartışmaların neredeyse tamamının birebir süregeldiğini görüyoruz. Herkes kimin hangi rütbeye terfi olacağının hesabında. Komutanlar hakkında kamuoyu hemen hiçbir şey bilmiyor. Tamamen kapalı bir kutu. Hangisi demokrat, hangisi iş bitirici, hangisinin terörle mücadele ile ilgili yeni bir bakış açısı var, hangisi Türk ordusunun modernizasyonu için diğerlerinden farklı projeler üretecek ya da hangisi artık pes diyen astsubayların kangrene dönüşen özlük haklarına çare bulmak için projeler geliştirdi, cevap yok.
Tek merak ettiğimiz, hangisi orgeneral olacak, hangisi emekliye sevk edilecek?
Bundan tam bir yıl önce yine böyle bir YAŞ sonrasında yeni Genelkurmay Başkanı’na sadece askeriyeyle ilgili sorular sormuştum. Aradan geçen bir yıl içinde hiçbirine cevap alamadık. Yani bu Genelkurmay Başkanı’nın diğer Genelkurmay başkanlarından farkını yine anlayamadık. Biliyorum, YAŞ toplantılarında herkes rütbe ve makam peşinde ama artık adı Yüksek Askeri Şûra olan bu toplantıları da farklı bir şekilde ele almamız gerekmiyor. Mesela bakın tam da şu günlerde PKK yeni bir taktik geliştirip uygulamaya koydu, üstelik bunu deklare de ediyor. Peki, buna karşı Türk ordusunun yeni bir stratejisi var mı?
Ya da şöyle soralım; son 30 yılda bunca YAŞ, bunca komutan geldi geçti, başta terörle mücadele olmak üzere askeriyemizin derin meseleleri ile ilgili yeni tek bir kelime duyabildik mi?
Söyleyin yahu, duyabildik mi?
Tam tersi; ne bir zamanlar emrindeki subayları ‘sattı’ ne de mahkeme heyetini manipüle edecek yalan ifadelerde bulundu. Olduğu gibi her şeyi anlattı. Bazı konuların anlaşılması için askeriyenin içindeki işleyişten de örnekler verdi.
Ve ifadesi sonrasında mahkemede tutuklu yargılanan pek çok eski silah arkadaşının ipini çekti!
Hilmi Özkök’ün Ayışığı ve Yakamoz belgelerini doğrulaması, en önemlisi de altındaki komutanların muhtıra vermeyi teklif ettiklerini söylemesi bile Ergenekon davasının en önemli delillerinden birine dönüşecektir. Özkök’ün bu ifadesi aylardır yerden yere vurulan Ergenekon davası için bir nevi hayat öpücüğü oldu.
Yüksek makam sevdası
Bugün YAŞ toplantılarının kulis haberlerini okuduğumuzda geçen yıl yapılan tartışmaların neredeyse tamamının birebir süregeldiğini görüyoruz. Herkes kimin hangi rütbeye terfi olacağının hesabında. Komutanlar hakkında kamuoyu hemen hiçbir şey bilmiyor. Tamamen kapalı bir kutu. Hangisi demokrat, hangisi iş bitirici, hangisinin terörle mücadele ile ilgili yeni bir bakış açısı var, hangisi Türk ordusunun modernizasyonu için diğerlerinden farklı projeler üretecek ya da hangisi artık pes diyen astsubayların kangrene dönüşen özlük haklarına çare bulmak için projeler geliştirdi, cevap yok.
Tek merak ettiğimiz, hangisi orgeneral olacak, hangisi emekliye sevk edilecek?
Bundan tam bir yıl önce yine böyle bir YAŞ sonrasında yeni Genelkurmay Başkanı’na sadece askeriyeyle ilgili sorular sormuştum. Aradan geçen bir yıl içinde hiçbirine cevap alamadık. Yani bu Genelkurmay Başkanı’nın diğer Genelkurmay başkanlarından farkını yine anlayamadık. Biliyorum, YAŞ toplantılarında herkes rütbe ve makam peşinde ama artık adı Yüksek Askeri Şûra olan bu toplantıları da farklı bir şekilde ele almamız gerekmiyor. Mesela bakın tam da şu günlerde PKK yeni bir taktik geliştirip uygulamaya koydu, üstelik bunu deklare de ediyor. Peki, buna karşı Türk ordusunun yeni bir stratejisi var mı?
Ya da şöyle soralım; son 30 yılda bunca YAŞ, bunca komutan geldi geçti, başta terörle mücadele olmak üzere askeriyemizin derin meseleleri ile ilgili yeni tek bir kelime duyabildik mi?
Söyleyin yahu, duyabildik mi?